Adana’da 11 çocuk ve 18 yaşında bir eğitmenin yanarak can verdiği yurttaki yangına ilişkin davanın ilk duruşması bugün görüldü.
Süleymancılar Cemaati’nin Aladağ ilçesinde bulunan yurdunda 9 Kasım 2016’da meydana gelen olayda 10’lu yaşlarında 10 çocuk, yurt müdürünün altı yaşındaki kızı ve 18 yaşındaki bir eğitmen hayatını kaybetmişti.
Yangınla ilgili bir bilirkişi raporunda personelin yangın eğitimi almış olması halinde facianın önlenebileceği belirtilmiş, sorumluların bazılarının asli, bazılarının tali kusurlu olduğu kaydedilmişti.
Şirketi ve itfaiyeyi suçladı
Faciaya ilişkin tutuklu yedi sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması bugün katılım fazla olması nedeniyle Kozan Ticaret Odası’nda görüldü.
Yangında kızını kaybeden yurt müdürü Cumali Genç, binada yangın tüplerinin olduğunu savunarak, tüplerin yangın günü bakıma alındığını, ‘yedeğinin bırakılmamasının şirketin suçu olduğunu’ söyledi.
İtfaiyenin de kusurlu olduğunu belirten Genç, “İki itfaiyeci vardı. Çocuklar vatandaşların getirdiği merdivenle kurtarıldı. Battaniye açıp atlayan kızları tahliye ettik. Kızların bulunduğu üçüncü kata uzanan sepetli bir yangın merdiveni yoktu. İtfaiyecilerin ağır ihmali vardır” dedi.
Genç, yangın merdivenine açılan kapı kollarının takılı olduğunu ifade etti: “Demek ki çocuklar oynarken düşürmüş.”
Yurt müdürü, çocuklara yangın eğitiminin neden verilmediğine dair soruya da çocukların okula geliş-gidiş saatiyle haftasonunun tatil olmasını gerekçe gösterdi.
Diğer altı sanık da benzer ifadelerle itfaiyeyi suçladı.
‘Kapılar kapalıydı’
Yangından yaralı kurtulan F.Z.A., iki yıldır yurtta kaldığını anlatarak, şunları söyledi: “Olay günü üçüncü kattaydım. Akşam saat 19.00 sularıydı. ‘Koku geliyor, yangın var’ dediler. Yangın merdivenini zorladık, açılmadı. Kolu yoktu. Plastik kapılardı. İki yıldır yurtta kaldığımdan kapıların kapalı olduğunu biliyorum.”
F.Z.A, yeniden üçüncü kata çıkıp pencereden atladığını ve ayak bileklerinin kırıldığını kaydetti: “Yangın tüpleri vardı ancak biz nasıl açacağımızı bilmiyorduk.”
Pencereden atlayıp yaralı kurtulan S.T., G.B. ve E.P. de yangın merdiveni kapısını zorladıklarını, açamadıkları için de pencereye yöneldiklerini söyledi.
‘Köyümüze gelip para teklif ediyorlar’
Yangında bir kızı hayatını kaybeden, bir kızı da yaralanan Teslime Aydoğdu, cemaat mensupları tarafından şikayetçi olmamaları için kendilerine para teklif edildiğini, üzerilerinde baskı kurulduğunu söyledi.
Aydoğdu, şunları anlattı: “Benim kapıma geldiler, yalvarıp yakardılar, çocukları yurda aldılar. İki sene vermedik. Okul müdürü bize ‘O yurda verin’ demişti. Yurt bulamayınca mecbur kaldık. Benim çocuklarımı bile bile yaktılar. Yalan söylüyorlar. Din üzerinden çocuğumu yaktılar. Çocuğum zaten namaz kılıyordu. ‘Kapı kilitli değildi’ diyorlar. Değilse çocuğumu bulup çıkarsınlar. Bunlar köyümüze gelip para teklif ediyor, bizi tehdit ve rahatsız ediyorlar.”
Diğer veliler de Aladağ milli eğitim müdürü ve okul müdürlerinin kendilerini yurda yönlendirdiğini, ilçede devlete ait yurt yıkıldığı için çocuklarını bu yurda göndermeye mecbur kaldıklarını anlattı.
‘Hesaba para yatırdılar’
Çocukların ailelerinin avukatı Can Atalay, “Deliller karartılıyor, duruşmadan bir gün önce bilemediğimiz ve öğrenemediğimiz bir şekilde ailelerin kimlik numaralarını alarak Ziraat Bankası’na onların adına para yatırıyorlar” dedi.
Yurtta çeşitli evrakların düzenlendiği, bazı kişilerin korktuğu için tanık olmak istemediğini belirten Atalay, devletin karartılan deliller karşısında bir şey yapamadığını, adaletin sağlanması için adım atmadığını savundu.
Atalay, paraların akıbetini sorarak “Yüklü miktarda bir para var kasada” diye konuştu.
Atalay, 1972’de kurulduğu belirtilen yurdun 1985 yılına kadar MEB mevzuatında yer almadığını kaydederek yurdun 3’ncü katının kaçak olduğunu söyledi. Atalay, yurdun yıkıldığını, bununla da delillerin karartıldığını belirterek, kovuşturma sürerken yurdun yıkılamayacağına vurgu yaptı.
Tutukluluğa devam
Mahkeme, yedi sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Temmuz’a erteledi.
Duruşmaya ailelerin yanı sıra CHP milletvekilleri Mustafa Balbay, Gaye Usluer, Elif Doğan Türkmen ve İbrahim Öziş, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, eski milletvekili ve Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Onur ve yaklaşık 15 baro başkanı katıldı.
Davada tutuklu bulunan sanıklar şunlar: Yurt müdürü Cumali Genç, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç ve yurt çalışanı Mahmut Deniz.
Sanıklar hakkında ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan ikişer yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
(DİKEN)