İçim yanıyor be kardeşim. Nasıl anlatacağımı bilemiyorum. O kadar çok acıya şahit oldu ki bu gözler… Ama anlatacağım; sen benle oturup ağlayana kadar anlatacağım. Ne kadar çok öldük bir bilsen kardeşim tanırsın bizi aslında.bize mezar olacak bu dünyayı kuranlarız biz ‘’işçileriz’’. Kara yüzlü kimi zaman veya üstü başı toz bilirsin, hani işini yaptırıp daha sonra unuttuğun. Şehrin ‘’öteki tarafın da oturanlarız bizler. Bunlardan her türlü pislik beklenir dediğin varya korkarak uzaklaştığın. Sokaktan geçerken iğrenerek baktığın. Üstüne binlerce kitap yazılan var ya hani ‘’proleterya’’ dediğimiz. Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayan hani. Sadece işten atıldığında ya da öldüğünde hatırladığınız. Öldüğümüz yetmiyormuş gibi tekmelediğiniz. Onlar bizleriz işte. Bak yine öldük SOMA da. Kara kara yüzlerimiz, üstümüz başımız toz topraktı yine.
Sayımız fazlaydı bu sefer 301 demişler bu ölümün adına. Ne fark eder ki; bir ölüm bile sızlatmıyorsa nasırlaşan yürekleri suçluyuz be kardeşim. Yüzünü düşürme hemen biz ne yaptık diye. Unuttuk be ! kardeşim daha ne olsun. Neyi mi unuttuk ? Sen utanana kadar hatırlatayım kardeşim.
Tersanelerde öldük. Şairlerin bakıp bakıp şiirler yazdığı denizlerde rahat ticaret yapasınız diye. Şair şiirini yazdı, patron parasını katladı, biz canımızı verdik .
Davutpaşa’da öldük maytap fabrikasında çocuklara eğlence patrona kar bize ölüm düştü yine. Tam 20 kişi. Ruhsatsız bir mekan da gayri resmi öldük .
Esenyurt’ta siz daha çok harcayasınız diye yaptığımız avm inşaatında bize ayrılan çadırlarda yanarak öldük.
Bedaş’ta karanlıkta kalmayasınız diye izleyeceğiniz diziler kaçmasın diye biz elektrik akımına kapılarak öldük.
Ostim organize sanayide, ihmaller zincirinden patlamada can verdik 20 kişi.
-Sus artık daha fazla hatırlatma dediğini duyar gibiyim. Yeterince susmadık mı be kardeşim? Sustuğumuz için ölmedik mi ? Organize sanayilerde, serbest bölgelerde fabrikalarda, ruhsatsız iş yerlerinde. Sustuğumuz için dayıbaşları, taşeronlar peyda olmadı mı? Sustuğumuz için bizim yaptığımız işlerin fıtratında ölümler var denmedi mi? Sustuğumuz için sendika ağaları bizi patrona peşkeş çekmedi mi? Sustuğumuz için ayakkabı kutularında gitmedi mi rızkımız? Sustuğumuz için çalmadılar mı hayatlarımızı torba yasalarla? Daha çok öleceğiz biliyorum kardeşim. Sen daha iyi yaşayasın diye biz öleceğiz .
Ağla be kardeşim eline kanımız bulaştı. Biz öldüğümüzde sustuğun için karşı çıkmadığın için kahret kendini. Bak yanıyor ülke kömür gibi bedenleri gördükçe. Ne mi yapacağım kardeşim?
Anlatacağım be kardeşim! Somayı, Roboskiyi, Güldünyayı, Gezide düşenleri, Uğur Kurt’u, Hrant’ı… Hepsini anlatacağım .
Sen benle ayağa kalkıp isyan edene kadar anlatacağım. İsyan etmezsen ben yine yanacağım.