Adana Emek ve Demokrasi Güçleri ‘Hayır’ çalışması yapan 14 kişinin ev baskınlarıyla gözaltına alınmasını protesto etti. Açıklamaya HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım ve SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da katıldı.
Siyasi Haber / Adana
Adana’da Emek ve Demokrasi Güçleri, İHD Adana Şubesi’nde dün gerçekleşen ev baskınlarında ‘Hayır’ çalışması yapan 14 kişinin gözaltına alınmasını yaptıkları basın açıklaması ile protesto etti. Çok sayıda kurumun katılımıyla gerçekleşen açıklamada, gözaltıların ‘Hayır’ çalışması yapanlara yönelik gerçekleştiği, operasyonlardaki amacın ‘Hayır’ çalışmasını engellemek olduğu vurgulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Nisan’da Adana’da gerçekleştireceği ‘Evet’ mitinginin de gözaltılarda etkili olduğu belirtilen açıklamada, “Bilinmelidir ki Hayır çalışmalarını korku ile engelleyemeyeceklerdir” denildi.
Açıklamada konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Nadir Yıldırım referandum yaklaştıkça iktidarın medya ve devletin imkanlarını kullanarak ‘Hayır’ çalışmalarını engellemeye çalıştığını belirtti. Yıldırım, “Baskılara ne kadar direnirsek onlardan o kadar çabuk kurtuluruz. Türkiye’de tespit edebildiğimiz 500 gözaltı var. DTK Eş Başkanı ve ESP Genel Başkanı gözaltında bulunuyor. Erdoğan ve AKP devletin bütün imkanlarını kullanıp bizim sesimizi ise kısmaya çalışıyor. Mücadeleyi büyüttükçe, umudu yükselttikçe kazanacağız” diye konuştu.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise operasyonların ‘Hayır’cılara yönelik olduğunu, ancak referandumda güçlü bir ‘Hayır’ çıkacağını, bu sürecin yeni başlamadığını, 15 Temmuz askeri darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile sıkıyönetim uygulamalarının başladığını, başta Kürt halkı olmak üzere HDP yönetici ve milletvekillerine yönelik baskı uygulandığını söyledi ve açlık grevlerine değindi. Hatimoğulları, “Açlık grevleri 50. gününde. Açlık grevindeki insanlara B12 verilmiyor. Bugün okuduğum bir haberde açlık grevindeki bir tutsak çocuğuna bu seni son görüşüm diyor” dedi ve 17 Nisan’dan sonra Türkiye’nin yepyeni bir güne başlayacağını dile getirdi.
Basın toplantısında konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şube Başkanı İlhan Öngör, referandum sürecinde ‘Hayır’cılara yönelik tehditlerin devam ettiğini, ‘Hayır’ diyenlerin ‘terörist’ olarak nitelendirildiğini belirtti. ‘Taybet Ana’yı, öldürülen çocukları unutmadık’ diyen Öngör, hapishanelerde süren açlık grevlerindeki tutsakların ciddi kilo kayıpları yaşadığını, tutsakların hapishanelerde birçok sorunla karşılaştığını belirterek Adalet Bakanlığını göreve çağırdı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Şube Başkanı Şükrü Şahin ise Adana Valiliği’nin üç aydır bütün demokratik eylemleri genelgelerle yasakladığını, OHAL’in sıkıyönetime dönüştüğünü vurguladı. Gözaltına alınanların önce ‘örgüt üyesi’ olarak suçlandığını ancak delil bulunamayınca ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasının yöneltildiğini aktaran Şahin, açlık grevleriyle ilgili olarak yetkilileri göreve çağırdı. Yaşanacak ölümlerden Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın sorumlu olduğunun altını çizen Şahin, IŞİD’le savaşırken yaşamını yitiren Eylem Ataş’ın babası Mehmet Ataş’ın sağlık kontrolüne götürülürken polisler tarafından çene kemiğinin kırıldığını söyledi.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
Adana polisi 5 Nisan 2017 sabaha karşı yaptığı ev baskınları sonucunda 14 kişiyi gözaltına almıştır. Bu basın açıklaması bu hukuksuz operasyonlar nedeni ile düzenlenmiştir. Hepiniz hoş geldiniz.
Tümü yasal kurumlarda faaliyet gösteren 14 kişi sanki suçluymuş ve kaçma şüphesi varmışçasına sabaha karşı saat 5 de evlerinden alınmıştır. Sabaha karşı operasyon adı altında yapılan bu baskınlar işkencedir ve işkence insanlık suçudur. Bu saldırılarla hedeflenen şey, korku ve yılgınlığı yaymak ve oluşacak toplumsal muhalefeti engellemektir.
Birbirinden farklı kurumlarda faaliyet gösteren 14 kişi “sosyal medya hesaplarından terör örgütü propagandası” iddiası ile sabaha karşı ev baskını ile alınırken hedef korku yaymaktan başka bir şey değildir.
Emniyet Müdürü Osman Ak’ın Adana’ya atanması sonrasında bu keyfi ve hukuksuz gözaltılarda çok ciddi artışlar yaşanmıştır. Delil olarak sahte ihbar mektuplarına sarılan emniyet, insanları 15 güne kadar gözaltında tutarak aslında bir bakıma ceza uygulamasına da girişmiş olmaktadır. Sayın Emniyet Müdürü geçmişte yaşadıklarından sonra Adana’da kendisini ispat gayretine girmiş ve demokrasi mücadelesi veren muhalifleri de hedef seçmiştir. Dün sabah yaşanan gözaltılar da bu durumun en önemli göstergesidir.
Bir düşünelim sosyal medya hesabımızdan bir paylaşım yapıyoruz ve iktidar bunu terör propagandası olarak değerlendiriyor. Bir gün sabaha karşı helikopter evinizin üstünde uçuşuyor. Kapınız çalıyor ve onlarca polis evinize doluyor. Siz ne olduğunu anlamadan basına terörist diye haberiniz çıkıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı referandum konuşmalarından birinde Hayır diyenleri terör örgütleri ile birlikte hareket etmekle suçlamış ve hedef göstermişti. Demek ki Hayır diyenler potansiyel terörist ve yukarıda yazdıklarımızı ile karşılaşması an meselesi olmaktadır. Şu an gözaltında tutulanların da ortak özelliği Adana’da Hayır çalışmalarının içinde bulunan aktivistler olmalarıdır. Ancak bilinmelidir ki Hayır çalışmalarını korku ile engelleyemeyeceklerdir.
Bu gözaltıların arkasında Cumhurbaşkanının 7 Nisan’da gerçekleştireceği Adana mitinginin etken olduğunu biliyoruz. Cumhurbaşkanının gittiği hemen her yerde muhalefete operasyon adı altında saldırılmaktadır. Emirleri altındaki medya aracılığı ile “terör operasyonu” manşeti attıkları operasyonlarda gözaltına aldıkları insanlar için delil bulamamakta polis fezlekesi ile tutuklanan insanlar ise büyük çoğunlukla ilk duruşma da tahliye edilmektedir.
Öte yandan hepimizin bildiği gibi, referanduma on gün kala işler, iktidarın istediği gibi gitmiyor. Birçok anket çalışması gösteriyor ki, hayır oyları önde. Görünen o ki, bu durum evet cephesini oldukça panikletmiş durumda. Bu yüzden devletin bütün imkânlarını kullanarak, hayır cephesi üzerinde baskı kuruyorlar. Böylece Hayır’ın yükselişini önleyeceklerini sanıyorlar.
Buradan Adana halkına sesleniyoruz. Referandum sürecinde hayır diyenler üzerinde türlü baskılar ve işkenceler yapanlara, Hayırcı cepheyi karalayarak sindirmeye çalışanlara karşı Hayır cephesini büyütelim.
Son olarak gözaltına alınan tüm arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.