Pirinçlik Jandarma Karakolu’na yaklaşık 2 kilometre kala aracı terkedilmiş bir şekilde bulunan Diyarbakırlı iş insanı Kamil Acar’ın, karakola yakın bir noktada ellerinde uzun namlulu ve yüzleri maskeli 3-4 kişi tarafından alıkonulduğu iddia edildi.
Urfa'dan Diyarbakır'a 18 Temmuz’da özel aracıyla gelirken Pirinçlik Karakolu'na 2 kilometre yakınında sahipsiz bir şekilde aracı bulunan Diyarbakırlı iş insanı Kamil Acar'ın akıbetine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı. Diyarbakır'da ticaret yapan Acar'ın, geçmişte herhangi bir husumetinin bulunmadığı belirtildi. Yine Pirinçlik Jandarma Karakolu'na yaklaşık 3-4 kilometre kala yüzü maskeli ve uzun namlulu silahlı 3-4 sivilin o gün yolda arama noktası kurduğu iddia edildi. Bu kişilerin kimlik kontrolü yapmadığı, sadece araçların plaklarına bakıp araçların geçişine izin verdiği öne sürüldü. Acar'ın avukatı İbrahim Bilmez, Acar'ın akıbetine ilişkin Mezopotamya Ajansı’na konuştu.
‘Saat 21’de evde olacağım’
Acar’ın 17 Temmuz'da bir iş ticareti için özel aracıyla Nevşehir'e gittiğini ve bir gece konakladıktan sonra Nevşehir'den ayrıldığını belirten Bilmez, "2 gün önce saat 19.00 civarında telefonla eşini arıyor. Eşine 'Urfa'ya doğru geliyorum. Saat, 21.00 gibi evde olacağım’ demiş. Daha sonra eve gelmiyor ve kendisinden herhangi bir haber de alınamıyor" dedi. Acar'dan haber alınamaması üzerine Acar'ın eşinin akrabalarına haber verdiğini kaydeden Bilmez, "Akrabaları ile birlikte Urfa'ya doğru yola çıkıyorlar. Yol güzergahındaki tüm hastaneler kontrol ediliyor ve karakollara başvuru yapılıyor. Ancak herhangi bir bilgi edinilemiyor" dedi.
‘Araç pirinçlik karakolundan geçmemiş’
Acar'dan herhangi bir bilgi alınmaması üzerine Acar ailesinin avukatlara haber verdiğini kaydeden Bilmez, "Urfa ve Diyarbakır savcılığına başvuru yapıldı. Yol güzergahındaki mobese kameralar incelendi. Aracın saat 20.00 civarında Siverek'e girdiğini ve tekrardan Siverek'ten çıktığı görülüyor" dedi. Siverek'ten Diyarbakır'ın Pirinçlik Mahallesine kadar herhangi bir ilçenin olmadığını belirten Bilmez, "Burada, Pirinçlik Jandarma Karakolu var. Burada NATO'nun askeri üssü var. Burada jandarma kontrol noktası var. Araç bu noktadan geçmemiş" dedi.
‘Aracın anahtarı, ruhsatı ile acar ve telefonu yok’
Bunun üzerine Acar'ın aile bireylerinin arayışlarını karakoldan Siverek'e doğru sürdürdüğünü belirten Bilmez, ailenin yaptığı arama sonucu aracın Pirinçlik Jandarma Karakolu'na 2 kilometre kala yolun sol tarafında terk edilmiş bir şekilde bulunduğunu ifade etti. Bilmez, "Aracın kapıları açık ve araçtan herhangi bir şey alınmamış. Kamil'in çantası duruyor. Herhangi bir şekilde açılmamış. Eşyaları duruyor. Sadece aracın anahtarı, ruhsatı, cep telefonu ve kendisi yok. Onun dışında araca herhangi bir zarar verilmemiş" diye konuştu.
Yüzü maskeli ve silahlı sivil kişiler
Aracın bulunmasının ardından yetkililere haber verildiğini kaydeden Bilmez, "Ne yazık ki, yetkililer gerekli önemi göstermiyorlar. Sadece iki jandarma gelip tutanak tutuyor. Olay yeri inceleme ekibinin olay yerine gelmesi bir kaç saat buluyor. Olay yerine gelen ekip, üstünkörü bir şekilde parmak izi incelemesi yapıyor" dedi. Pirinçlik Jandarma Karakolu'nda arama noktasının olduğunu ifade eden Bilmez, "O gün bu arama noktasına gelmeden 3-4 kilometre önce bir geçici kontrol noktası kurulduğu söyleniyor. Bunu gören şahitler de var. Acar'ın kaybolduğu gün, akşam saatlerinde bir avukat arkadaşımız buradan geçiyor. Meslektaşımız, 'Bu kurulan noktada elinde uzun namlulu silahlı ve yüzlerinde kar maskesi olan 3-4 sivil giyimli kişiler, yoldan geçen araçları durduruyor ve plakalarını kontrol ediyor. Yapılan kontrolden sonra araçların geçişlerine izin veriyorlar' dedi. Orada kimlik kontrolü falan yapılmıyor, belli ki bir aracı bekliyorlar. Çünkü plakalara bakıp geçişine izin veriliyormuş. Muhtemelen aranan araç, Kamil Acar'ın aracıydı" diye konuştu.
Arama noktasını gören 3 şahit var
Karakola 3-4 kilometre kala kurulan arama noktasına ilişkin başka şahitlerinin de olduğunu ifade eden Bilmez, "Haberler çıkınca, bir kamyon şoförü daha aradı. Şoför, 'O saatlerde, o bölgeden geçtiğini ve kurulan arama noktasında araçlar kontrol edilip, sonra geçişine izin veriliyordu' bilgisini paylaştı. Biz de telefon görüşmesinin kaydı da var. Bir başka kişi de o saatlerde oradan geçtiğini ve o arama noktasını gördüğünü söyledi. Bu arama noktasının kurulduğuna dair 3 şahidimiz var" şeklinde konuştu.
‘Resmi makamlar arama noktasını kabul etmiyor’
Dün Pirinçlik Jandarma Karakolu komutanı ile görüştüklerini ifade eden Bilmez, karakola 3-4 kilometre kala kurulan arama noktasını yetkililere söylediklerini aktararak, "Resmi yetkililer, ne yazık ki bu durumu kabul etmiyorlar. Askeri ve adli makamlar, orada bir arama noktasının kurulduğunu kabul etmiyor. Asıl çözülmesi gereken bu arama noktası. İşin püf noktası bu. Yani bu işi yapan devletin içerisinde çöreklenmiş karanlık odaklar da olabilir. Devletin bir bilgisi olmayabilir de. Daha korkutucu ve tehlikeli olan, 90'lara dönüşün bir işareti de olabilir. Yeni bir konseptin başlangıcı da olabilir. Dolayısıyla çok kaygılıyız " diye konuştu.
Diyarbakır Barosu ile birlikte savcılığa detaylı bir başvuru yapacaklarını belirten Bilmez, "Tüm telefon kayıtlarının ve araç takip sisteminin incelemesi ve kayıtlarını ortaya çıkarmasını talep ediyoruz" dedi. Diyarbakır Barosu ile Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası başkanlarının Diyarbakır Valiliği ile görüştüklerini ifade eden Bilmez, valiliğin, konuyla ilgili bilgilerinin olduğunu ve araştırmalarının devam edeceklerini ifade ettiğini söyledi. Acar'ın gözaltına alındığına dair iddialara ilişkin bilgi veren Bilmez, "Resmi makamlar, şu ana kadar herhangi bir gözaltı durumunu kabul etmiyor" dedi.
'Herhangi bir husumeti yoktu'
Acar'ın ne iş hayatında ne de normal hayatında herhangi kimseyle bir husumetinin bulunmadığını kaydeden Bilmez, şunları söyledi: "Şimdiye kadar herhangi bir yerden tehdit almamış. Tehdit durumu olmuş olsaydı kesinlikle haberdar olurduk. Eşine de sorduk. Herhangi bir tehdit olayının olmadığını söyledi. Yasal olarak da herhangi bir sorunu yok. Kendisi daha önce Şırnak KCK davasından yargılanmıştı ve serbest bırakılmıştı. Tutuksuz yargılanıyordu. Adli kontrol çerçevesinde imza atıyordu, o imza da kaldırılmıştı. Hiçbir problemi yoktu. Kendi halinde bir iş insanıydı. Diyarbakır'da yaşıyordu. Bir borç meselesi, alacak-verecek meselesi de yoktu. 3 çocuğu var ve en küçüğü de 4 yaşında. Açıkçası kaygılarımız şu, bize 90'lardaki faili meçhul cinayetlerini anımsatıyor. Umarım öyle değildir ve böyle bir konseptin de başlangıcı olmaz."
'Bu olay toplumun her kesimini ilgilendiriyor'
Duyarlı tüm kesimlere çağrıda bulunan Bilmez, "Bu olay hepimizi ilgilendiriyor. 90'lı yıllarda binlerce insan bu şekilde kaybedildi. Akıbetleri belli olmadı. Eğer olay hızlı bir şekilde açığa çıkarılmazsa bunun devamı da gelebilir. Bu açıdan tüm toplumu ilgilendiren bir meseledir. Kamil'in resimleri sosyal medyada ve basında çıktı. Onu görebilecek ve bilgi sahibi olabilecek herkesin acil bir şekilde bize ulaşmasını talep ediyoruz" dedi.
(MA)