Ermenek’teki iş cinayetiyle ilgili duruşmada tanık olarak ifade veren Ustabaşı Mehmet Öndür, müfettişler denetim yapmadan önce tehlikeli ve üretim haritası dışında açılan galerilerin kapatıldığını söyledi.
Karaman’ın Ermenek ilçesi Pamuklu köyü Cenne mevkiinde bulunan Has Şekerler Madencilik’e ait maden ocağında 28 Ekim 2014’te meydana gelen iş cinayetiyle ilgili Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan üçü tutuklu 16 sanıklı davanın üçüncü duruşmasına devam edildi.
Duruşmaya tutuklu sanıklar Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt, tutuksuz sanıklardan maden mühendisleri Cemile Karaca ve Nuray Yetiş, taraf avukatlarıyla ölen madencilerin aileleri katıldı.
‘200 metrelik bir alanın önüne baraj yapılıyordu’
İş cinayetinden bir önceki vardiyada çalışan İbrahim Öner, MİGEM tarafından yapılacak denetimlerden önce kaçak galerilerin kapatıldığını ve müfettişlere gösterilmediğini söyledi. Öner ”Müfettişler gelmeden önce gösterilmeyecek bacaları (galeriler) kapatıyorlardı. O bacaların önlerini barajlıyorlardı. Neredeyse 200 metrelik bir alanın önüne baraj yapılıyordu. 200 metreyi müfettişler görmüyordu” dedi.
Bu sırada söz alan tutuksuz yargılanan maden mühendisi Cemile Karaca, müfettişlerden kaçırmak için hiçbir zaman galerin barajlama yapılarak kapatılmadığını ve hepsinin teknik bir nedeni olduğunu ileri sürdü.
Tutuklu Saffet Uyar’ın avukatı Şeref Han’ın, ”Müfettişler geldiğinde görmemesi gereken şey nedir?” sorusu üzerine Öner, ”Onu mühendis hanımlara sormak lazım. Ne saklanıyordu onların söylemesi gerekir.Ama kaçış bacaları yoktu” dedi.
‘Gidince geri açıyorduk’
Aynı vardiyada çalışan ustabaşı Mehmet Öndür de, denetimlerden önce üretim haritası dışında kaçak olarak açılan bacaların (galerilerin) kapatıldığı yineleyerek, “Müfettişler gelmeden önce tehlikeli yerleri kapatıyorduk. Gidince geri açıyorduk. Müfettişlere, maden sahasını küçük göstermek için barajla bir bölümünü kapatıyorlardı. İşçileri de müfettişlere göstermiyorlardı” ifadelerini kullandı.
Öndür, iş cinayetinde yaşamını yitiren şef Recep Çiloğlu’nu kömür çıkarttıkları yerde gevşeme olduğu konusunda uyardığını ancak onun ‘Oh oh bol bol kömür geliyor, çalışın çalışın’ diye talimat verdiğini belirtti.
İş cinayetinden önceki vardiya çalışırken kömürlerin kendiliğinden gelmesi nedeniyle çok korktuğunu belirten Öndür, “O gün çok korktum. Bir an üstümü dağ gelecekmiş gibi hissettim. Kömür kendisi geliyordu” diye konuştu.
Aynı vardiyada çalışan işçilerden Mehmet Civelek de, müfettişler gelmeden önce bacaların kapatıldığını söyledi.
Ne olmuştu?
28 Ekim 2014’te Karaman’ın Ermenek İlçesi’ne bağlı Pamuklu Köyü yakınlarında Has Şekerler Madencilik şirketine ait kömür ocağında yaşanan iş cinayetinde madende yaşanan su baskını sonucu 18 işçi mahsur kalmış, 38 gün süren arama kurtarma çalışmalarında işçilerin cansız bedenine ulaşılmıştı.
İş cinayetiyle ilgili gözaltına alınan maden ocağı işletmecisi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey, maden sahasının ruhsat sahibi şirketin şube müdürü Mehmet Zeybek ve maden mühendisleri Ali Kurt ile Yavuz Özsoy taksirli öldürme suçundan tutuklanmıştı. İş cinayetiyle ilgili tutuklanan 5 kişiden 2’si Özsoy ile Zeybek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
62 müştekinin katıldığı davada, 3’ü tutuklu 16 sanık bulunuyor
Davada maden ocağının sahibi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey, daimi nezaretçi maden mühendisi Yavuz Özsoy, Mehmet Zeybek, daimi nezaretçi maden mühendisi Cemile Karaca, maden mühendisi Nuray Yetiş, iş güvenliği uzmanları Engin Yetim ve Cemal Demircioğlu, bir süre ocakta çalışan Hayrettin Kirazcı, firma yöneticisi Hüseyin Hüsnü Özbey, bir firmada yönetici Şerafettin Zeybek, teknik nezaretçiler Öjen Ünlü ve Ahmet Dağdeviren, “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçlamasıyla yargılanıyor.
Teknik nezaretçi Ali Kurt “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” ve “özel belgede sahtecilik”, ocakta çalışan Naci Özsoy “özel belgede sahtecilik”, puantör Mustafa Ayan ise “bildirim yükümlülüğünün ihlali”nden yargılanıyor.
Davanın ilk duruşması 15 Haziran’da görülmüştü.