Yılda 2,5 milyonun üzerinde hastaya poliklinik hizmeti veren Çapa ve Cerrahpaşa hastanelerine bütçe verilmiyor, hastaneler ödenek verilmezse bu yılın sonunda iflas edebilir.
Sibel Bahçetepe’nin Cumhuriyet’te yer alan haberine göre, yılda 2,5 milyona yakın kişiye poliklinik hizmeti veren Türkiye’nin iki dev hastanesi, Çapa’daki İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi iflasın eşiğinde. Mali kriz ile boğuşan bu iki hastanede sıkıntılar büyük. Hatta iddialar öyle ki Hazine’den üniversiteye “Ödenek aktarılmaması” üzerine Çapa ve Cerrahpaşa bu yıl sonunda iflasını açıklayabilir.
Ödenek yetersizliği nedeniyle medikal firmaların hastanedeki tıbbi malzeme ihalelerine girmediği, bu nedenle hastanede ameliyat ve tedaviler için malzemelerin bulunmadığı, hastaların ya eski malzemelerle tedavi edildiği ya da malzeme paralarını ceplerinden ödeyerek kendilerinin temin ettiği belirtiliyor. Hastanelerin ayakta durmak için “adeta direndiği” vurgulanıyor.
Ekol isimler ayrıldı
Hastane çalışanları ve tabip odası yetkilileri, 5 yıldır hastaneye bir çivi bile çakılmadığını, olası bir depremde yıkılacağını belirterek “Mali kriz nedeniyle ameliyatlar yapılamıyor, aylar sonrasına randevular veriliyor. Profesör veya doçent gibi birçok ekol isim hastaneden ayrıldı, tıp eğitimi sekteye uğradı” diyorlar.
CTF hastaneleri, ciddi sorunlar ile boğuşuyor. 3 yıl önce yaptığımız röportajda, dönemin rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, üniversitenin teknolojik olarak yetersiz kaldığı ve depreme karşı dayanıksız olduğu gerekçeleriyle yıkılıp yerinde yapılacağını açıklamasına karşın bir adım atılmadığı dikkat çekiyor.
Bakanlık hastanesi
CTF’den emekli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Selçuk Erez, tıp fakültesi hastanelerine ödenek ayrılmadığını belirterek “Tıp fakülteleri hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na bağlanmak ve tek bir merkezden yönetilmek isteniyor” diyor. Erez, binaların olası bir depremde çökeceği uyarısını da yapıyor.
Hemşire açığı
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İşyeri Temsilcisi Aydın Erol ise İÜ’ye bağlı hastanelerde sorunların büyük olduğunu belirterek “Bu yılın sonunda eğer bir ödenek gelmezse İÜ tıp fakültesi hastaneleri iflasını açıklayabilir” diyor.
Son dönemde hemşire açığının hat safhaya ulaştığını vurgulayan Erol, şöyle devam ediyor:
“Kadro açılsa dahi kimse başvurmak istemiyor. Çünkü koşulları çok ağır. 5 yıldır hiçbir binaya çivi çakılmadı. Yalnızca çatlak olan binaların çatlakları sıva ile kapanıyor, üzerine boya çekiliyor. İsim yapmış öğretim üyelerinin performansları ödenmediği için, emeğinin karşılığı verilmediğinden özellere veya başka üniversitelere kaçtı. Zaten Tam Gün Yasası’nın tartışmalarının olduğu dönemde birçoğu gitti.”
“Paran yoksa kuyruğa mahkumsun”
Ayakta durmakta zorlanan hastane binaları, uzun kuyruklar, nefes alınmayan binalar, etrafa saçılan çöpler, tuvaletlerin kötü durumu hastaların ne tür bir risk ile karşı karşıya kaldığını net şekilde ortaya koyuyor. Cerrahpaşa ve Çapa’da görüştüğümüz hastaların birçoğu, adeta hallerinden bezmiş durumda.
54 yaşındaki M.K, doktora ulaşmak için saatlerce dışarıda sıra beklediğini belirterek “Bana asistan baktı ve hastalığımla ilgili bilgilendirme yapmadan reçete yazdı, dosyaya notlar düştü. Profesör muayene bile etmedi, yalnızca kaşe basıp yolladı” diye isyan ediyor.
İncilay K. (44) 8 yıldır hemotoloji ve diyabet tedavisi için hastaneye geldiğini, her seferinde farklı doktora muayene olmasından dert yanıyor. Diğer iki hasta da şunları söylüyor:
S.B(42): Bütün doktorlar özel hastanelere geçti. Özellerin pahalı olması nedeniyle oralara gidemiyoruz.
Ali Akkuş (61): Geçen yıl onkoloji bölümünde eşime yanlış ilaç yazıldı. Parası olmayan kuyrukta sürünüyor.