Ahmet Saymadi – Diğer Yazıları
Hakkari Yüksekova’da bir inşaat şantiyesini basan özel harekat timlerinin ortaya çıkan bir görüntüsü, dün hepimizi sarstı. Videoda, özel timler inşatta çalışan bütün işçileri ters kelepçe yapıp yere yatırmıştı. Özel harekat timlerinden birisi ise şöyle bağırıyordu, ¨Ne yaptı lan bu devlet size? Ne yaptı? Bu devletin gücünü göreceksiniz. Türk’ün gücünü göreceksiniz?¨ Bunu söyleyen, bir de şunu ekliyor, ¨Hepinizi tanıyorum. Sen, bakma yüzüme, yere bak.¨ Bu sözleri söyleyen, elleri kelepçeli, yere yatırdığı insana gücünü göstermeye çalışırken bile korkusunu gizleyemeyen bir korkak!
¨Ne yaptı lan bu devlet size?¨ sorusunun cevabı basit, ¨Ne yapmadı ki?¨ İzlediğimiz bu videodaki görüntünün yaşanması bile, devletin bize ne yaptığının en büyük kanıtı. Devletin bize ne yaptığını anlatmak için, o polisin, asker ya da polis olarak orada görev yapması bile yeterli…
Devletin, bize daha neler neler yaptığını kısaca hatırlamakta yarar var:
Memleket nüfusunun onda biri kadar insanı, Ermenileri, bir kararla sürgün ettiler. Sürgün yolunda ise soykırıma uğrattılar. Birlikte yaşadığımız, komşuluk ettiğimiz bir halkı tarihleri boyunca unutamayacakları bir acının içine sürüklediler. Bugün bile birlikte yaşadığımız Ermeniler tedirginlik içinde. Süryanileri katlettiler. Rumları mübadele adı altında yerlerinden, memleketlerinden ettiler. Katlettikleri, sürgün ettikleri herkesin malını mülkünü sermayeye peşkeş çektiler.
Kürtleri, Türk olmaya zorladılar. Yok saydılar. Her itiraz ettiklerinde katliamdan geçirdiler. Milyonlarca Kürdü köyünden, memleketinden edip, memleketin batısına sürgün ettiler, Türkleştirmeye çalıştılar. Memleketlerinde kalan Kürtlere ise her türlü zulmü reva gördüler.
Alevileri, Sünnileştirmeye çalıştılar. İnançlarını yok saydılar. Kabul ettiklerinde ise hakir gördüler, hakaret ettiler. Alevilerin inanç merkezlerini, ¨Kültür merkezi¨ deyip hiçleştirdiler.
İşçileri, emekçileri bir lokma ekmeğe, bir hırkaya muhtaç ettiler. Bir ömür boyu köle gibi, karın tokluğuna çalıştırdılar. Milyonlarca emekçiyi bir grup sermaye sahibine kul ettiler. O da yetmedi, madenlerde, fabrikalarda, tarlalarda katlettiler. O kadar ki, bugün işçilerin en önemli taleplerinden birisi iş güvenliği!
Kadınları, erkeklere ezdirdiler. Katledilmelerine, tecavüze uğramalarına, emeklerinin sömürülmesine, ev içine hapsedilmelerine, cinselliklerinin tahakküm altına alınmasına aracılık ettiler. Bu da yetmedi, kadın katillerini, tecavüzcüleri korudular.
LGBTİ’lerin özgürce yaşamalarına engel oldular. Kendilerini gizlemek zorunda bıraktılar, cinsel yönelimlerini açık ettiklerinde ise öldürülmelerine aracılık ettiler. Aileleri ve toplum tarafından dışlanmalarına sebep oldular.
Sadece insanlara da zarar vermediler. Nefes aldığımız havayı kirlettiler. Doğayı talan ettiler. Dereleri kuruttular, suyumuzu bile satmaya başladılar. Hayvanların genetiğiyle oynadılar, hayvansal üretimi ve tarımı endüstrileştirdiler.
Bütün bunlara itiraz eden, bu sömürü düzenini değiştirmeye çalışan devrimcilere; işkence ettiler, hapse tıktılar, sürgün ettiler. Partilerini, sendikalarını kapattılar.
Ama artık, devletin yok saydığı, katlettiği, zulüm ettiği herkes bir aradayız: hep birlikte devletin bize dayattığı Türk ve Sünni kimliğini, sömürü düzenini reddediyoruz! Hepimiz bir diğerinin derdini biliyoruz, dermanını beraber arıyoruz. En zor olanı birbirimizi tanımamız, anlamamız ve bir araya gelmemizdi. Onu başardık! Şimdi siz, işçi sınıfının ve Türkiye halklarının gücünü göreceksiniz…