Cudi Dağında ağaçlarla birlikte yakılmak istenen barış umuduydu!
Gezi’den Hewsel’e, Munzur’dan Fındıklı’ya, Silvan’dan Cerrattepe’ye kısacası tüm coğrafyamızda sermaye ve onun hizmetkarı hükümet tarafından sürdürülen bir talan ve yağma söz konusu. Bunun en son örneğini 3 gün önce, Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Silip ve Herbul köyü yakınlarındaki taburdan yapılan top atışı sonucu başladığı öne sürülen Cudi Dağı’nın eteklerindeki yangınla yaşıyoruz.
Günlerdir yüreklerimiz bir olmuş Cudi ormanlarında yanıyor. T.C devleti ise çıkarılan bu yangın karşısında her zaman ki gibi kör, sağır, dilsiz… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiç durmaksızın yükselttiği nefret ve savaş çığlıkları adeta barış umutlarımızın ateşe bırakıldığı bu yangın karşısında sessizliğe dönüyor devlet ve hükümet cenahı için.
Orman ve Su İşleri Bakanı, Orman Genel Müdürü ve Şırnak Valisi olayın başta gelen sorumlularıdır. “Olayda can kaybı yok” diyen yetkililer, günlerdir bütün dünyanın gözü önünde bir ekolojik felaket yaşanırken yangını kasıtlı bir şekilde görmezden gelmiş, daha sonra oluşmaya başlayan kamuoyu tepkisi karşısında göstermelik olarak yangın alanına birkaç iş makinesi göndererek sorumluluklarını gizleme çabası içine girmişlerdir. Yangın söndürme helikopterleri ısrarla devreye sokulmamış, yangın yöre yurttaşlarının ve bölgedeki duyarlı belediyelerin gönderdiği araçlarla kontrol altında alınmaya başlanmıştır.
Bu yangın, askeri ve güvenlik politikalarının bir aracı olarak kullanılan HES, baraj ve kalekollarla talan edilmek istenen Kürdistan doğasına yeni bir saldırıdır. Bitki ve hayvan popülasyonunda muazzam bir çeşitliliğe sahip olan orman ekosistemini ve yaşamını yok etme isteği, Kürt coğrafyasındaki imha ve asimilasyon politikalarının başka bir adıdır.
Savaşa karşı Barışı talebimizi daha yüksek sesle konuştuğumuz bu günlerde bilinmelidir ki, bu yangınla halkların barış talebini karalar içinde bırakmak isteyenlerin hevesleri boşa düşecektir.
Yırca’da, Cerrattepe’de, Yeşil Yol’da, Gezi Parkı’nda, 3. Köprü inşaatında kestiğiniz ağaçlarla, Cudi’de yaktığınız ağaçların kökleri bu coğrafyanın ezilen halklarını birbirine daha sıkı bağlıyor. Dört bir yanda kestiğiniz her ağacın kökü HDP’nin bütünleştirici ağacında çiçeğe duruyor.
Yangında kaybettiğimiz ağaçların, kuşların, arıların, kaplumbağaların, karıncaların kardeşleri ve onların çığlığı olarak, yaşamımıza ve yaşam alanlarımıza dönük saldırılara, talan ve imha politikalarına karşı mücadelemiz devam edecektir. Hiç şüpheniz olmasın ki doğaya, ağaca, insana kıyanlar kaybedecek; yaşama, barışa, insana, kurda, kuşa, karıncaya, ağaca, suya, vadiye, yaylaya, doğaya sahip çıkanlar kazanacaktır!
Tüm imha çabalarınız karşısında “Yaşasın halkların kardeşliği” dediğimiz gibi “Yaşasın ağaçların kardeşliği” demeye devam edeceğiz!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi
Merkez Yürütme Kurulu