Suruç’ta yaşanan katliama tepkiler sürerken İzmir’de de farklı iş kollarında çalışan işçi ve emekçiler katliamdan AKP’yi sorumlu tutuyor. Sorumluların yargılanmasını ve IŞİD’e desteğin kesilmesini isteyen işçi ve emekçiler, katliamların olmaması için barış talebiyle meydanlara çıkılması gerektiğini söyledi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Taşeron işçisi Cem Bozbalak, Türkiye’nin her yerinden oyuncak ve kitap toplayarak savaştan etkilenen çocuklara destek vermek için giden gençlere yapılan saldırıyı kınadıklarını söyledi. Bozbalak, “Çocukları mutlu etmeyi istemişler, çocukları mutlu etmek dünyanın en güzel şeydir. Olayı şiddetle kınıyorum” dedi. Olayın planlı yapıldığına, arkasında güçlü bağlantıların olduğuna ve hükümetin bu konuda önemler almadığına dikkat çeken Bozbalak, şunları söyledi: “Hükümet önlem alıyor, ne yapıyor, bombalı eylemlerin olacağı günler ya Kıbrıs’a gidiyor, ya Amerika’ya gidiyor, ülkede olmamayı tercih ediyor, onların önlemi bu. Nedense hep birileri yurtdışındayken bu olaylar oluyor. Kendilerini kurmak için uğraşıyorlar sadece.” İşçi ve emekçilerin bu yaşanan olaylar karşısında sesini yükseltmesi gerektiğine vurgu yapan Bozbalak, “İşçilerin artık Türkiye’de sırf bu olay için değil her şey için meydanlara inmesi sesini çıkartması lazım” dedi.
Başka bir ülke istiyorlar
Katliamın AKP Hükümetinin Türkiye’ye dayattığı yanlış politikalardan kaynaklandığını söyleyen park bahçe işçisi Hüseyin Güven, “Maalesef ülkemizde insanları Türk-Kürt, Alevi-Sünni diye bugüne kadar ayrıştıran bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan var. Bunların uyguladığı yanlış politikalar, sözde İslam örgütü olduğunu iddia eden katillere yani IŞİD’e destek vermeleri bugün 32 gencimizin hayatını kaybetmesine sebep oldu.” İşçiler olarak halkların kardeşliğinden yana olduklarını vurgulayan Güven, “Biz artık birliğin, beraberliğin olduğu, ayrımcılığın olmadığı, kimsenin etnik mezhebi, kimliği ve dininden dolayı ayrışmadığı bir ülke özlemindeyiz. İşçiler olarak her zaman karşımızdaki iktidarı devirmek için elimizden gelenin daha fazlasını yaparak, nasıl Gezi, Soma ve Rojava’ya yönelik saldırılarda sesimizi yükseltip destek verdiysek, bundan sonra da her olayda alanlara çıkıp sesimizi daha fazla yükselteceğiz” diye konuştu.
‘Biz barış diyoruz birileri savaş diyor’
SES İşyeri Temsilcisi Funda Çakır Manduz, “Bomba nasıl geldi, nasıl konuldu, her eylemde, açıklamada arama yapılıp önlem alınırken bunda neden alınmadı bunların hepsi soru işareti” diyerek hükümetin ve yetkililerin ihmali olduğunu söyledi. Manduz, “Her şeyden önce insan hayatı söz konusu bununla ilgili elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Çünkü yaşam kurtarmaya, insanlara hayat vermeye çalışan bir işimiz var. Sadece bu boyutuyla bile gerçekten çok üzücü bir durum” dedi. Manduz şöyle devam etti: “IŞİD’e desteklerin gittiğiyle ilgili açıklamalar oldu, tehdit mesajları yayınlandı. Yani bu tarz olayların yaşanacağı tahmin ediliyordu. Barış talebinin yükseldiği dönemlerde nedense bu tarz olaylarla ortalık karıştırılmak isteniyor. Biz hep barış diyoruz birileri işine yaradığı için savaşa devam ediyor.”
‘Destekçiler derhal yargılanmalı’
IŞİD’in saldırısı karşısında Kobanê halkının zafer kazandığını, AKP’nin ise savaş kışkırtıcılığını yaptığını hatırlatan SES İzmir Şube Başkanı Rukiye Çakır, AKP’nin Kürt halkının zaferini bastırmak için IŞİD’i desteklediğini söyledi. AKP’nin de yayınladığı kınama mesajlarına tepki gösteren Çakır, “AKP kınama mesajları yayınlamak yerine IŞİD gibi çetelere verdiği desteği kesmeli ve olayda sorumluluğu olan herkesin yargılanmasının önünü açmalıdır” dedi. Çakır, sendikalar, emek ve demokrasi güçleri olarak yaşamdan, barıştan yana olduklarını ifade ederek, “Savaşın tahribatlarının ortadan kaldırılması ve biran önce savaş çığırtkanlığının son bulmasından yanayız. Bu katliamı kınıyor, yapanları lanetliyor ve destekçilerinin de derhal yargılanmasını istiyoruz” dedi.
‘Barışın sağlanması için iktidar zihniyeti değişmeli’
On yıldır tekstil işçisi olarak çalışan İnan Güzelgül, Suruç’ta yaşanan olayın bir katliam olduğunu ve bu katliamı yaratanın AKP zihniyeti olduğunu söyledi. Güzelgül, “Halklar başından beri Kobane’nin yeniden inşasına büyük umut besliyor ve destek veriyor. Bu durum ise mevcut iktidarı rahatsız ediyor. Bu rahatsızlığı HDP mitingindeki saldırıda da gördük” dedi.
Halka baskı yapılıyor
Bir yıl önce askerliğini yaptığı Hatay’da çeşitli gruplar tarafından halka baskı yapıldığını gördüğünü anlatan İnan Güzelgül, şunları dile getirdi: “AKP IŞİD’e destek vererek halkı birbirine düşürmek istiyor. Suruç’ta yapılan eylem için önlem aldıklarını söylüyorlar ama önem alınsa bu kadar genç arkadaşımız hayatını kaybetmezdi. Son dönemlerde yaşanan bombalı saldırılar tesadüf değil. AKP kendisinin iktidarda olmadığı bir ülkenin ne hale geleceği mesajını vermeye çalışıyor ve halkı bir bakıma tehdit ediyor. Bu saldırının hemen akabinde teşkilatlarına ‘erken seçime hazırlanın’ çağrısı yapan da yine bu iktidardır” diye konuştu.
‘Çocuklarımın geleceğinden endişeliyim’
Yirmi yıllık tekstil işçisi olan Hüseyin Bulut ise, daha önce Hatay’da, Reyhanlı’da bu tarz saldırılar olduğunu hatırlatarak, “Sekiz ay öncesinden MİT raporlarında saldırı ihtimali belirtilmişken görmezden gelindi ve 52 kişi katledildi. Şimdi de Suruç’taki senaryo buna benzer bence” dedi.
“Kobane’ye barış için giden, oyuncak götüren gençleri her noktada aramaya sokan devlet nasıl oluyor da canlı bomba ihtimaline karşı şüphe duymuyor” diye soran Bulut, şunları anlattı: “Zaten bu olayın en görünür faili IŞİD’i oluşturan
Katar, Suudi Arabistan ve AKP’dir. Bu sistem toplam olarak, hem maddi koşullarla hem de psikolojik koşullarla bizi tehdit ediyor. Ben çocuklarımın geleceğinden şüphe duyuyorum. Ülkede ve bölgede barışın sağlanması için iktidar zihniyetinin baştan değişmesi gerekmektedir. Yoksa daha çok bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren gençler başsağlığı dilekleri ile geçiştirilir.”