IŞİD çetesinin 25 Haziran’da yaptığı katliam ile ilgili soruşturma sürüyor. Kobanê Yönetimi tarafından oluşturulan Soruşturma Komisyonu, üç komite ile sürdürdüğü soruşturmanın ilk aşamasını tamamladı.
PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, konuyla ilgili ANF’nin sorularını yanıtladı.
Şimdi yeniden 25 Haziran’daki katliamı değerlendirdiğinizde yöntemi ve amacı için neler söylersiniz?
Bu katliam, Rojava Kürdistan’ın kazanımlarına karşı gerçekleştirilmiştir. Tek merkezden organize edilen özel savaş saldırısıdır. Demokratik Özerklik projesi ve Rojava’da bir arada yaşayan halklara karşıdır. DAİŞ çetesi, YPG/YPJ güçleri karşısında büyük darbeler aldı. Bölge halkı YPG/YPJ’nin elde ettiği kazanımları büyük coşkuyla karşıladı. Arap, Suryani, Ermeni ve Türkmen halkları sistemimizi, demokratik yaşam seçeneceğini sahipleniyor. İşte son saldırı, tüm bunlara karşı gerçekleştirildi. Özellikle şunun da altını çizeyim; bugüne kadar Rojava ve Kobanê’de gerçekleşen bütün saldırılar, halkın Rojava ve Kobanê’yi boşaltmasını amaçlıyor.
Kobanê halkının katliam karşısındaki tutumu nasıldı, bu travmayı da atlatabilecek mi?
Dört yıldır mücadele içerisinde olan, tüm saldırılar karşısında ayakta kalan halkımız bu saldırıyı da şimdiden boşa çıkardı ve hedefine ulaşmasını engelledi. Halkımızın katliam karşısındaki duruşu çok önemlidir. Şimdi bazı çevreler kendine göre değerlendiriyor ama Kobanê halkı bu katliam karşısında büyük bir direniş örneği daha sergiledi. Tarihe mal olacak bağlılık örnekleri ortaya çıktı. Kadınların, gençlerin ve hatta çocukların katliam karşısında gösterdiği tavır bir kez daha Kobanê ve Rojava’da halkımızın devrime ve değerlerine olan bağlılığının ne kadar kutsal olduğunu gösterdi. Küçük çocukların katledildikleri anda zafer işareti yaptıklarını gösteren görüntüler var. Kadınlar, YPG/YPJ savaşçıları gelene kadar eline kleşi alarak çetelere karşı direnmiş, tüm bunları biliyoruz. Kobanê halkı katliamcılara karşı direndi, ancak ne yazık ki YPG kıyafetleri giymesi ve durumun hemen anlaşılamaması çok sayıda can kaybına neden oldu.
Kimi çevrelerin katliamı bahane ederek sizi hedef alan açıklamalarını nasıl karşılıyorsunuz?
Bazı çevreler bu saldırı üzerinden kendilerine çıkar sağlamaya, siyasi rant devşirmeye çalışıyor. Ahlaki ölçülerden uzak bir istismar sözkonusu. Bu çevreler “biz daha önce de söyledik, mevcut güçler Rojava’yı savunamaz” diyerek katliamdan nemalanmaya çalışıyor. Bu güçlerin fikriyatında, siyasetinde devrim yoktur, halkın çıkarları yoktur. Bunlar, YPG/YPJ güçleri dört yıldır her türlü saldırı karşısında direnirken, sadece basın açıklamalarıyla yetinen çevrelerdir.
Dikkate de ciddiye de almıyoruz. Bu güçler samimiyseler gelsinler dirensinler, savaşsınlar. Rojava’da samimi olmanın başka bir pratiği yoktur. Rojava’ya ve halkına bağlıysanız yapılacaklar bellidir. Rojava, basın açıklamalarıyla savunulamaz. Hem kıpırdamayıp rahatlarından taviz vermeyecekler, konforlarına halel getirmeyecekler hem de savaşan, canını veren bu halkın kahramanlarına saldıracaklar. Rojava’da bunun hükmü yoktur. Halkımız, miadını dolduran bu işbirlikçi siyaseti tanıyor, biliyor ve hiçbir önem atfetmiyor. Zaten safını seçerek de gereken cevabı veriyor.
Türk devletinin tutumunda herhangi bir değişiklik var mı?
AKP ve Türk devletinin tavrı/siyaseti olumsuz anlamda tüm dünyanın ve Kürtlerin gündemindedir. Biz demokratik Suriye’nin parçasıyız, parti olarak demokratik bir Suriye mücadelesi veriyoruz ve sürdüreceğiz. AKP ve Türk devletinin mevcut siyaseti, Suriye ve Türkiye halklarının çıkarına değildir. Hele AKP hükümetinin Rojava’yı işgal planı söylentisi bile Türk devleti ve AKP hükümetinin Rojava’ya karşı nasıl bir yaklaşım içerisinde olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Artık Türk devleti ve hükümeti tavrını netleştirmelidir. Rojava’ya düşmanlıktan vazgeçmelidir. Rojava’ya saldıran çeteler destek görmemeli, teşvik edilmemeli. Somut veriler ve siyasi tutum, Türk devletinin DAİŞ ve diğer çetelere desteğini ifşa ediyor. Tüm demokratik kurum ve kuruluşların da bu karşı açık tutum alması gerekiyor. Zaten işgal girişiminin hiç kimseye hayırlı olmayacağını, en fazla Türkiye için büyük bir tehlike olduğunu bilmeleri lazım.
Katliama ilişkin soruşturmada ne tür sonuçlara ulaşıldı?
Siyasi açıdan ulaştığımız sonuçlar bazı çevrelerin başından beri Rojava ve Kobanê’ye saldırıların ortağı olduğunu gösteriyor. Bunlar zaten saldırılar karşısında az önce de dediğimiz gibi tepkisiz kalan, tavır göstermeyen ve bundan çıkar sağlamaya çalışan çevrelerdir. Diğer taraftan bizim kurduğumuz komisyonlar tarafından inceleme ve soruşturmalar yapıldı. Üç komite oluşturduk, bu komitelerin çalışmaları ve ulaştığı kimi sonuçlar var. Tanık ve görüntüleri değerlendiriyoruz. Kısa zamanda buna ilişkin raporumuzu hazırlayacağız. Bu konuda oluşturduğumuz komitelerin çalışmaları ikinci aşamaya; rapor hazırlama aşamasına geçmiş durumda.
Katliamı uluslararası arenaya taşımaya yönelik bir çalışmanız var mı?
Yaptığımız çalışmaları tüm boyutlarıyla raporlaştıracağız. Bu raporlar, tüm uluslararası kurum ve kuruluşlara resmi olarak sunulacaktır. Ancak bir çok uluslararası kurum ve kuruluşun da gelerek burada mutlaka araştırma yapması gerekiyor. Mevcut dosyalar onlarla da paylaşılır, katliamın çok sayıda tanığı ile görüşmeleri sağlanır. Görüntü ve belgeler paylaşılır. Kobane jenosidi için insani, hukuki açıdan araştırma yapmak isteyen kurum ve kuruluşları Kobanê’ye davet ediyoruz.
Türk devletinin somut rolüne ilişkin ululararası savaş suçları mahkemesine başvuru yapmayı düşünüyor musunuz?
Hukuk komitemiz bunun incelemesini yapıyor. Bunu elbette tartışacağız, bunun koşulları nedir, nasıl olmalıdır bakacağız. Raporlarımız tamamlandıktan sonra hangi kurum yoluyla nasıl bir başvuru yapılmalıdır, bunun kararını da bu komitelerimiz verecektir. Yine uluslararası kurumların incelemeleri olacak. Bu mahkemeler hangi kurumları esas alacak, bunları belirleyeceğiz. Ancak bu konuda hem bizim oluşturduğumuz komiteler hem de uluslararası kurumların hazırlayacağı raporların böyle bir dava için referans kabul edileceğini belirtmek gerekiyor. Bir çok kurum bu konuda müdahil olabilir ve dikkate alınacaklarını da düşünüyorum.