Mustafa Durmuş – Diğer Yazıları
17 saat süren maratonun ardından avrobölgesi liderleri Yunanistan için 82-86 milyar avroluk bir üçüncü kurtarma paketi konusunda oybirliği ile anlaştılar.
Bu gelişmeyi Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk yaklaşık 2 saat önce twitter hesabından şöyle duyurdu:
“Euro Summit has unanimously reached agreement. All ready to go for ESM programme for #Greece with serious reforms & financial support”.
Avrogrubu Başkanı President Jeroen Dijsselbloem Yunanistan’ın borçlarını geri ödemede kullanmak üzere, Atina’da 50 milyar avroluk bir fon kurulmasını kabul ettiğini ve bu fonda birikecek olan paranın yarısının Yunan bankalarını kurtarmada kullanılacağını açıkladı.
Avrupa’nın Thatcher’den sonraki yeni demir lady’si Merkel, Zirve’nin ardından zaferini şöyle paylaştı:
“Gündemimizde borç silme yok. Emeklilikle ilgili yeni düzenlemeler, işgücü piyasa reformları, vergiler ve özelleştirmeler derinleştirilerek hayata geçirilecek”.
Pakette yer alan finansal desteğin kullanılabilmesi için bu reformların (!) en geç 15 Temmuz 2015 tarihine (bu Çarşamba) kadar Yunan Parlamentosundan yasalaşarak geçmesi gerekiyor.
Avrupalı egemenler , TROYKA, Yunanistan’ın, 7 yıl önce ABD’de patlak veren ve bir büyük resesyona dönüşen 2008 finansal krizinin tetikleyicisi olan Lehman Brothers’ın çöküşününden ders çıkartmış olsa gerek ki Yunanistan’ın avro bölgesini çökertmesine şimdilik izin vermediler.
Aynı zamanda bu yılın başında Avrupa ve tüm dünyada coşku ile karşılanan SYRİZA’nın seçim zaferini tersine çevirmeyi ve sıradaki İspanya ve Portekiz’e de ders olması açısından Tsipras’ı dizlerinin üstüne oturtmayı şimdilik becerdiler. Yunanistan’ın avrodan çıkması ise fevkalade bir gelişme olmazsa artık söz konusu değil.
Diğer yandan bu “3. Kurtarma (!) Paketi” son beş yıldır uygulanan neo liberal kemer sıkma politikalarıyla ekonomisi % 25 küçülen, işsizliği % 30’a varan, reel ücret ve maaşları % 40 düşürülen ve sırasıyla hem ekonomik kriz, dış borç krizi (366 milyar avro) ve bankacılık krizi içinde boğuşan ve giderek de yoksullaşan Yunanistan’daki bu temel sorunlardan hangisine çözüm olacaktır?
Muhtemelen iki haftadır kapalı olan bankalar yeniden açılacak, yeni likidite ile finansal sistem işler hale getirilecek ve böylece bankacılık krizi önlenmiş olacak.Yunanistan avroda kaldığına göre bir döviz krizi de yaşanmayacak. Ya diğerleri?
Yunanistan halkının desteği ile hükümet olan SYRIZA’nın önünde, potansiyel olarak, üç yol vardı:
(i) Beş yıldır sürdürülen ve kemer sıkma ve ilkel birikimi andıran gasplarla yürütülen neo liberal politikaları sürdürmek.
(ii) Talebi artırarak büyümeyi sağlayabilmek için kemer sıkmadan vazgeçip, kamu harcamalarını artırmak, bir miktar borcu sildirmek ve avrodan çıkarak yeni drahmi ile ihracata dayalı olarak büyümeyi öngören Keynesyen politikalara yönelmek.
(iii) Yunan kapitalizmini, demokratik planlamaya dayanan, bankaların ve dış ticaretin kamulaştırıldığı ve ekonomik ve siyasal iktidarın işçi ve diğer emekçi, sınıfların denetimine bırakıldığı sosyalist bir ekonomi ile değiştirmek.
SYRIZA bu üç yoldan, emekçiler açısından, en seçilmemesi gerekeni, yani şu ana kadar sürdürülmekte olanı seçmek durumunda kaldı. Bu yol aynı zamanda, 25 Ocak seçimlerinin ardından büyük bir halk desteği ve coşkusuyla iktidara gelen SYRİZA için “siyaseten intihar etmek” anlamına geliyor. Üstelik de bu yol sadece bir hafta önce Yunan halkının % 62’lik bir “hayır” oyu ile reddedilmiş olmasına rağmen.
Sakin, sağlıklı bir bütünsel değerlendirmeye ihtiyaç var. Bunu bir sonraki yazımızda yapmaya çalışacağız.