Suriye’de yönetimi ele geçiren Heyet-i Tahrir’uş Şam (HTŞ), geçici hükümetin işlerini, siyasi yapısı “Suriye Kurtuluş Hükümeti” üzerinden yürütecek.
9 Aralık’ta HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Culani (Ahmed eş-Şara) tarafından geçici hükümeti kurmakla görevlendirilen Muhammed el-Beşir, dün eski yönetimin hükümetiyle yetkilerin devri konusunda bir toplantı gerçekleştirdi.
HTŞ, Kasım 2017’de kurduğu “Suriye Kurtuluş Hükümeti” adlı siyasi yapı üzerinden İdlib’i yönetiyordu.
Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna konuşan Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Muhammed el-Beşir, 1 Mart 2025’e kadar yeni anayasa hazırlanıp onaylanana dek görevde kalacaklarını ifade etti.
Açıklamada ayrıca, “Suriye Kurtuluş Hükümeti”ndeki tüm bakanların geçiş hükümetinde aynı görevleri sürdüreceği belirtildi.
Başbakan dâhil 12 kişiden oluşan geçici hükümette kadın bakan bulunmuyor.
HTŞ’lilerden oluşan Suriye Geçici Hükümeti
- Başbakanlık: Muhammed el-Beşir
- İçişleri Bakanlığı: Muhammed Abdurrahman
- Adalet Bakanlığı: Şadi el-Veysi
- Ekonomi Bakanlığı: Basil Abdülaziz
- Kalkınma Bakanlığı: Fadi el-Kasım
- Tarım Bakanlığı: Muhammed el-Ahmed
- Enformasyon Bakanı: Muhammed el-Ömer
- Vakıflar Bakanlığı: Hüsam Hac Hüseyin
- Sağlı Bakanlığı: Mizan Duhan
- Eğitim Bakanlığı: Nezir el-Kadri
- Yükseköğretim Bakanlığı: Abdülmünim Abdülhafız
- Yerel Yönetim ve Çevre Bakanlığı: Muhammed Müslim
Muhaliflerden ‘tevhid bayrağı’ tepkisi
Suriye Geçici Hükümeti’nin ilk toplantısında yeni Suriye bayrağının yanı sıra tevhid bayrağının da yer alması, Suriyeli muhaliflerin tepkisini çekti.
“Kelime-i Tevhid”, Arapça “Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah” (Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah’ın resulüdür) ifadesi, İslam’ın temel inanç esasını yansıtır. Bu ifade, genellikle Selefi cihatçı grupların bayraklarında yer aldığı gibi, Suudi Arabistan’ın resmi bayrağında ve Taliban liderliğindeki Afganistan İslam Emirliği’nin bayrağında da bulunuyor.
Suriyeli muhalif gazeteci Alia Mansour, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Culani’ye (Ahmed eş-Şara) seslenerek, “Yüz binlerce Suriyeli, Baas bayrağını HTŞ bayrağıyla değiştirmek için şehit olmadı. Bizi yalnızca Özgür Suriye bayrağı temsil eder” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan destekli, Ahmed el-Carba liderliğindeki Suriye Gelecek Hareketi de yaptığı kınama açıklamasında, “Devletin herhangi bir parti, ideoloji veya etnik kimlikten bağımsız, tarafsız bir yapıya sahip olması gerektiğini vurguluyoruz” dedi.
53 yıllık Esad, 61 yıllık Baas yönetimi çöktü
Arap Sosyalist Baas Partisi Suriye’de 1963’te darbeyle iktidara geldi.
Beşar Esad’ın babası Hafız Esad, Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevindeyken, 13 Kasım 1970 tarihinde kansız bir askerî darbeyle iktidarı ele geçirdi. Mart 1971’de yapılan halk oylamasıyla da devlet başkanı seçilerek iktidarını resmileştirdi.
Hafız Esad’ın 2000 yılındaki ölümünün ardından, yerine oğlu Beşar Esad geçti ve Suriye Cumhurbaşkanı oldu.
8 Aralık 2024 itibarıyla, hem 53 yıllık Esad yönetimi hem de 61 yıllık Baas Partisi iktidarı sona erdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin verilerine göre, 2011 yılında başlayan iç savaşta 500 binden fazla insan hayatını kaybetti.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ise 6,8 milyon Suriyelinin ülke dışına kaçtığını ve 6 milyon kişinin ise ülke içinde yerinden edildiğini belirtiyor. Toplamda 13 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Savaş sırasında Suriye’nin altyapısı büyük ölçüde tahrip oldu; ülke, sağlık, eğitim ve temel yaşam hizmetlerinin büyük kısmını kaybetti. Suriye’nin yeniden inşası, ülkenin karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri olarak öne çıkıyor.
Diğer yandan, HTŞ öncülüğündeki cihatçı grupların Suriye’de kontrolü ele alması, bölgede selefi cihatçılığın güçlenmesi tehlikesini artırırken, Türkiye destekli SMO’nun Kürtlerin kontrolündeki bölgeleri hedef alması, yeni ve kapsamlı bir çatışma riskini gündeme getiriyor.
Rusya’nın hava ve deniz üslerinin bulunduğu ve Alevi nüfusunun yoğunlukta olduğu Lazkiye-Tartus hattındaki belirsizlik, bölgesel güç dengelerini sarsarak hem yerel hem de uluslararası gerilimlerin tırmanmasına yol açma potansiyeli taşıyor.