Ezilenler ve emekçiler ittifakı Halkların Demokratik Partisi 12 Eylülcülere ve AKP’ye unutamayacağı bir ders verdi! Hem barajı yıkıp attı, hem de Tayyip Erdoğan’ın başkanlık rüyalarını, AKP’nin 2023’e kadar iktidar olma planını tuzla buz etti.
Şüphesiz HDP’nin yüzde 13’lük seçim zaferinde pek çok etkenin payı var. Ancak burada asıl belirleyici olanın Kürt halk hareketiyle batının eşitlik ve özgürlük güçlerinin, Sosyalistlerin, Feministlerin, demokrat Aleviler’in ve Müslümanların, Ekolojistlerin, yok sayılan gadre uğramış halkların sermaye seçenekleri dışında birleşik bir üçüncü cephe yaratma iradesi olduğunu bir an olsun unutmamalıyız. Bu irade ortaya konuldu ve geliştirildi ki başka etkenler de bu iradeye eklemlenmek zorunda kaldı. Aksi taktirde o etkenler başka seçeneklerin peşine takılmak zorunda kalacaktı.
Seçim sonuçları ve HDP’nin muazzam başarısı AKP’nin tek başına hükümet kurmasını kesin olarak engelledi. Bir azınlık hükümeti ihtimali olsa da bunun hayat bulması neredeyse imkansız. AKP henüz kendi içi konsolidasyonunu dahi sağlayabilmiş durumda değilken dışından destek bulması ham hayal olacaktır.
Bu tablonun ortaya çıkmasıyla birlikte hemen sermaye sözcüsü “toplumsal uzlaştırıcılar” piyasaya çıkmaya başladı. “Evet, AKP dersini aldı ve şimdi memleketi hükümetsiz bırakmamak lazım” yönlendirmeleri ekranları, köşeleri sarmaya başladı.
Türkiye kapitalizminin amiral gemilerinin örgütü olan TÜSİAD seçim sonrası yaptığı açıklamayla sermaye partilerini “demokrasinin gereği olan uzlaşma kültürü ile hareket ederek, ülkenin menfaatleri etrafında kenetlenmeye” çağırdı. Yani aslında bu güne kadar devam eden sömürü düzeni, sermaye düzeninin devamı için koalisyona çağırdı. “Ülkenin menfaatleri” dediklerinin sermayenin ve yönetici elitin menfaati olduğunu geniş kitlelerin hala bilmediğini varsayıyorlar bu cümleyi kurarken!
Nitekim, ana muhalefet süreci ve seçim kampanyası boyunca bir numaralı düşman olarak ilan ettiği AKP’yle koalisyon yapıp yapmayacakları yönündeki soruya CHP başkanı Kılıçdaroğlu: “8 Hazirandan sonra liderler olarak sağ duyuyla bakmalıyız. Uzlaşma kültürünü yerleştirmek için bu şart… Sayın Başbakan gelirse kapımız tabii ki açık.” şeklinde cevap veriyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli ise tabanını rahatlatmaya yönelik kırmızı çizgili ön şartlarına rağmen AKP’yle koalisyona açık olduğunu ilan etmiş durumda.
Sermayenin öncelikli seçeneği ve yönlendirmesi AKP’nin CHP ya da MHP’yle ittifak yapması yönünde olsa da ilk teklifin HDP’ye yapılması ihtimal dışında değil. Böyle bir durumla karşı karşıya kalırsak takınacağımız tutum HDP’nin geleceğini ve kaderini belirleyecek niteliktedir.
Seçim kampanyasının ilk günlerinde Demirtaş’ın “memleketi hükümetsiz bırakmayız” açıklaması bir kaygı oluşturmuş olsa da, konuda oluşan toplumsal hassasiyetin değerlendirilmesiyle daha doğru ve net bir konum seçim sonuna kadar sürdürüldü.
Kampanya boyunca Demirtaş da diğer milletvekili adaylarımız da “AKP’yle hiçbir koşulda koalisyon yapılmayacağını” net bir şekilde defalarca dile getirdiler.
İşte şimdi yapmamız gereken bu tutum ve netlikte ısrar etmektir. HDP’yi ve bileşenlerini “makul olmak” mottosuyla burjuva parlamentarizminin batağına saplamak isteyenlere kararlılıkla karşı durmak zorundayız. Onların “makul”leri sömürü, tahakküm, baskı ve şiddet düzenin makul makul devam etmesidir. Burjuva siyaseti ve siyasetçileri açısından çok normal olan “dün dündür, bugün bugün “ tutumu bizim tarzımız değildir, olamaz.
Hiçbir şekilde, daralırız, geniş kitlelerin sempatisini kaybederiz kaygısına düşmeden, kararlılıkla ve sonuna kadar “Ali İsmail’in, Roboski’nin katilleriyle, milyonlarca işçiyi, işsizi açlığa sefalete mahkum edenlerle, derelerimizi, ormanlarımızı katledenlerle, kadınların, lgbti’lerin hayatını zindana çevirenlerle, Alevileri ve diğer inançları yok sayıp ötekileştirenlerle, IŞİD’ı destekleyip Ortadoğu’yu ateş çemberine çevirenlerle, koalisyon kurmayız!” demeliyiz. Öyle nezakete falan da gerek yok. Doğrudan, dimdik söylemeliyiz bunu. Gözlerinin içlerine bak baka…
Emin olun bu bizi “dar”laştırmaz, henüz akıllarını ve gönüllerini kazanamadığımız milyonlarla buluşturur.