Cuma sabahına Instagram’ın engellenmiş olduğu haberi ile başladık. Bugün VPN kullanmıyorsanız hala da engelli durumda. Acaba neden? Herhalde önemli bir devlet sırrı nedeniyle engelli. Çünkü BTK sayfasına baktığımızda bir neden göremediğimiz gibi, sözlü ya da yazılı açıklanan bir neden de yok. Neden çok gizli anlaşılan…
Ama ipucu yine cuma günü Cumhurbaşkanlığı İletişim ofisi başkanından geliyor. Fahrettin Altun uzun bir mesajla İsrail’i kınarken, mesajın altında da şunu yazdı:
Ayrıca, Heniye’nin şehadeti dolayısıyla insanların taziye mesajı yayınlamasını herhangi bir gerekçe göstermeden engelleyen sosyal medya platformu Instagram’ı da şiddetle kınıyorum. Bu çok açık ve net bir sansür girişimidir.
Dolayısıyla Instagram’ın açıklanmayan engellenme nedeninin, Altun ya da diğer AKP’lilerin, Haniye hakkındaki mesajlarının Instagram tarafından engellemesi olduğu düşüncesi hâkim. Zaten BTK’nın bağlı olduğu Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Fatih Ömer Sayan da dün bu düşünceyi güçlendiren bir tweet attı. Ama hala engelleme kararının içeriğine dair bir açıklama yapılmıyor. Neden acaba?
ABD ve Meta, Hamas’ı terör grubu olarak tanımlıyor
Merak ettik, Meta Hamas ile ilgili içeriği neden engelliyor diye ve kontrol ettik. Meta’nın şeffaflık merkezinde “Terör Örgütleri ve Kişiler” diye bir sayfa var. Bu sayfada Meta çeşitli şıklarda tanımlar yapıyor. Meta kendi ülkesi olan ABD’nin tanımlarını kendisine rehber alıyor ve şöyle yazıyor:
“………. terör örgütlerini (Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin Yabancı Terör Örgütü [FTO] veya Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist [SDGT] olarak açıkladığı kişi ve örgütler dahil) içerir. 1. Kategorideki örgütleri ve bunların liderlerini, kurucularını veya önde gelen üyelerini Yücelten, Destekleyen ve Temsil Eden içerikleri ve bunlara yapılan muğlak atıfları kaldırırız.”
Peki Meta’nın ülkesi olan ABD gözünden bakarsak, Hamas nasıl bir örgüt görünüyor? Onu da Wikipedia’dan görüyoruz. Diğer örgütler başlığı altında Hamas ve onu terör örgütü olarak tanımlayan ülkeler yer alıyor:
Dolayısıyla META bu engellemede kendi ülkesinin kabullerini öne alıyor. Yani engelleme yapmasının mantığı budur.
Re’sen kapatma yetkisi
BTK, Instagram’ı re’sen yani herhangi bir mahkemeye sormadan, kendi yetkisi ile engellemiş gözüküyor. Bu aynı zamanda sonraki bölümde anlatacağımız Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruların da nedeni. Çünkü BTK -güya zarar görülmesin diye- acil konularda -mesela çocuk pornosu- kullanması gereken yetkisini öylesine bol kullanıyor ki, interneti adeta biçiyor. Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in söylediği gibi, “toplumsal hafızayı -ki özellikle hukuksuzluk olan konularda- yok ediyor”. Aşağıda engellemelerle ilgili ve BTK’nın yaptıkları konusundaki rakamları vereceğiz.
Ama önce şu engellemenin nedeni açısından, 5651 sayılı kanuna daha yakından bakalım. 2007’de yayınlanan 5651 sayılı Kanun’un içindeki 8. maddesinde yer alan aşağıdaki nedenlerle (2016’dan sonra) BTK Başkanı’na herhangi bir online içeriğini re’sen engelleme yetkisi verilmiş durumda:
Bu gruplanmış suçlara kolaylık olması katalog suçlar deniliyor. Şimdi yakından bakalım. Eğer konu, öldürülen Haniye ile ilgili mesaj atılmasının Instagram tarafından engellenmesi ise, bu hangi madde ile engellenmiş olabilir? 1 a’da hiçbiri uymuyor. 1 b zaten Haniye’nin Atatürk’e sempati ile bakmadığını düşünürseniz hiç uymaz. 1 c de alakasız. 1 ç ile de alakası olmayan bir durum söz konusu.
Yani, Fahrettin Altun ya da BTK Başkanı, hangisi Instagram’ı engelleme kararı vermişse, bu kanunda bu engellemeye yönelik bir madde görünmüyor.
Engellemelerin sadece yüzde 6’sı mahkemelerden çıkmış, gerisi soru işareti…
Re’sen engellemenin ne anlama geldiğine bir de verilerle bakalım…
İfade Özgürlüğü Derneği’nin verilerine bakılırsa; engelleme sayısı her yıl üstüne katlıyor, rekor kırıyor. Mesela 2022 raporuna göre; 2021’de 108 bin olan web sitesi sayısı, 2022’de 138 bine fırlamış. Toplama bakarsak ise 2006-2022 arasında 712.558 sitenin engellenmiş olduğu anlaşılıyor. Ama daha ilginç rakam şu; bu sitelerin sadece yüzde 6’sı mahkeme yoluyla engellenmiş. Gerisi BTK ve yetkileri nereden çıktığı anlaşılamayan Diyanet’ten, Joker Kulübe kadar pek çok kurum tarafından, bazıları görülmesi, bilinmesi gereken bilgiler, halkın gözlerinden kaçırılmaya uğraşılıyor.
Anayasa Mahkemesi ne dedi?
Bu arada tam Instagram engellendiği günün sabahında, Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı yayınlandı. (muhtemelen tesadüf). Bu karar dezenformasyon kanunu olarak adlandırılan değişiklikler sonrasında, CHP’nin başvurusuna verilen cevap. Kararda, Anayasaya aykırı olması sebebiyle, Cumhurbaşkanlığının 66 sayılı Kararnamesi ile İletişim Başkanlığı’na verilen, dezenformasyona karşı faaliyette bulunmak, stratejik iletişim ve kriz yönetimi açısından gerekli tedbirleri uygulamak gibi yetkilerin iptaline karar verildi.
Gerekçede; basının hür olduğu ve sansür edilemeyeceği, ifade özgürlüğüne keyfi müdahaleler getirilemeyeceği belirtildi.
İletişim Başkanlığı’nın iptal edilen düzenlemeyi dayanak göstererek kurduğu dezenformasyonla mücadele merkezinin Anayasaya aykırı bir biçimde teşekkül ettiği de ortaya çıktı. Başka deyişle, dezenformasyonla mücadele adı altında fişleme yapan, sansür uygulayan, çeşitli algı operasyonları yapan bu merkez, tam iki yıldır Anayasaya aykırı biçimde faaliyetlerini sürdürüyor.
Anayasa Mahkemesi 2021’de pilot karar aldı
Erişim engellemeleri konusunda, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bir başka önemli karar daha var.
Anayasa Mahkemesi (AYM) 27 ekim 2021 tarihinde 5651 sayılı erişim engellemeleri kanunu ile ilgili çok sayıda başvuruyu değerlendirerek bir pilot karar aldı. AYM internet haberlerine erişim yasağına ilişkin pilot kararında “Hak ihlali” dedi ve “ifade ve basın özgürlüğü”ne dikkat çekti.
Prof. Dr. Yaman Akdeniz, pilot kararın, AYM’nin iç tüzüğünde olan ve bir kanun maddesinin uygulanmasından kaynaklanan yapısal sorunlar tespit ettiği zaman, hem bu yapısal sorunlara dikkat çekmek, hem arka arkaya ihlal kararı vermek hem de bu sorunların düzeltilmesi için yasama organına bir mesaj vermek için başvurduğu yol olduğunu söyledi.
Anayasa Mahkemesi 2021 kararı ile 5651 sayılı yasadaki yapısal sorunların TBMM tarafından düzeltilmesini istedi. Kararda, yapılacak yeni düzenlemenin çerçevesi de çizildi. Buna göre; erişim engeli usulünün kapsamı hukuki ve yeterli açıklıkta olmalı. Erişim engeli için acil toplumsal ihtiyaç zorunluluğu getirilmeli. Kamu makamların müdahale sınırı ortaya konulmalı. Keyfi uygulamalara yol açmayacak güvenceler oluşturulmalı. Erişim engelli kararları istinaf ve temyiz denetimine açılmalı. Sulh ceza hakimlikleri erişim engeli kararlarına son çare olarak başvurmalı.
Yapıldı mı?
Anayasa Mahkemesi kararı, 17-25 aralık tapeleri sonrasında, 2014’de kanuna getirilen “kişisel hayatın gizliliği” yani 9.madde konusunda da ihlal diyordu. Yani zaten karar 7 sene sonra çıkmıştı ama buna rağmen 1 sene süre verildi.
Şimdi 2024 yılındayız. Aradan geçen 3 yılda ne oldu dersiniz? Hiçbir şey olmadı. Anayasayı değiştirmekten bahseden iktidar, mevcut olana bile uymuyor.
Sosyal medya şirketlerini böyle yönetemezsiniz
Bu arada Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ö. Fatih Sayan da konuyla ilgili olarak bir tweet yayınladı ve şöyle dedi:
“Değerlerimize saygı duyan, dezenformasyonsuz, daha temiz ve güvenli bir sosyal medya tesis etmek için ne gerekiyorsa yapacağız.”
Buna bakınca başka bir şey gözümüze çarpıyor. O da Meta’nın değerleri. Yukarıda anlattık; Meta ve ABD, Hamas’ın bir terör grubu olduğu düşüncesinde. Bu çelişki nasıl çözülecek?
Diğer yandan aynı tweet içinde ne görüyoruz? Sayan, açık açık, sosyal medya şirketlerine sözlerini dinletemediklerini ve ofis açtıramadıklarını belirtiyor. Hatırlarsanız, Prof. Dr. Yaman Akdeniz, sosyal medya yasası olarak adlandırılan yasa çalışmaları sırasında bunu ikaz etmişti. Biz de 2021’de “hayalet temsilcilikler” diye yazmıştık.
Akdeniz’e Sayan’ın bu ifadesini sorduk. Şunları söyledi:
“Hükümet, 2020 ve 2022’de olmak üzere iki defa sosyal medya platformlarıyla ilgili düzenleme yaptı. Kurumsal olarak da sosyal medya platformları Türkiye’deki temsilciliklerini oluşturdular. Ticaret Sicilinden bu bilgilere ulaşmak mümkün.
Sayın Sayan da istediği zaman bu temsilciliklerle iletişime geçebiliyor ve geçtiği de biliniyor. Fakat, buradaki konu bambaşka bir konu. Sayan, “sosyal medya şirketlerine sözlerini dinletemediklerini” belirtiyor. Dolayısıyla, yasal çerçeveyi de unutarak “keyfimiz ne isterse, sosyal medya platformları onu yapmak zorunda” mesajını veriyor.
Talepleri de kabul görmeyince, bu sefer tehdit, dayatma ve engelleme yolu ile taleplerini kontrol ettirmeye çalışıyorlar. Bu da tabii ki kabul edilebilir bir yaklaşım değil.
Halen bizler, Instagram’ın gerçekten neden engellendiğini bilmiyoruz. Hiçbir şey ifade etmeyen açıklamalar bir yana, BTK’nın aldığı karar da ortada yok. Kaldı ki, Instagram platformunun topyekün engellenmesi için herhangi bir gerekçe veya yasal dayanak olamaz.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM de gere Twitter, YouTube, Wikipedia ve Ekşi Sözlük gibi platformlar ve Sendika.Org, OdaTV ve JinNews gibi haber sitelerinin topyekün engellenmesi ile ilgili hep ifade özgürlüğü dedi. Bu kararlar da ortadayken BTK aslında herhangi bir sosyal medya platformuna asla erişim engelleyemez. Engellediği zaman da hukuka aykırı davranmış olur.”
Sosyal medya yasası çıkarılırken de olacakları söylemiştik. Bugün de söylüyoruz. Ondan sonra arka kapıdan (CHP’nin yardımını isteyerek) sosyal medya şirketlerine, sözünüz yerde kalmasın algısını vermek için “bari şu kadarını yapın” dediğinizi de biliyoruz. Ama artık takke düştü, kel göründü.
Bunu demekle birlikte, biz yine de yardımcı olalım ve iktidara, sosyal medya şirketlerini nasıl yönetebileceklerine dair ipucu verelim.
Sosyal medya şirketlerinin esas patronları, kullanıcılarıdır. Bunlar bireysel ya da kurumsal kullanıcılardır. Facebook’un Avustralya hükümeti ile kavgasını hatırlayalım. Oradaki olayda, Avustralya halkı dersini verdiğinde, Facebook sadece 1 gün içinde geri adım attı. Biz de hükümetimizin yanında durmak isteriz. Sosyal medya şirketlerine ders vermek de isteriz. Ama Türkiye’deki olayda halk ve hükümet aynı görüşte değil. Daha doğrusu, hükümet halkını -ya da R. T. Erdoğan’ın sözleriyle belirtelim; milli iradeyi- dinlemiyor. Tam tersi şeyler yapıyor. Örnek mi? İşte ötanazi ya da katliam yasası, nasıl adlandırırsanız.
Hükümet 22 yıldır elinde tuttuğu iktidarın verdiği güç ile halkını dinlemiyor. Kendi bildiğini okuyor. Bu nedenle de sadece sosyal medya şirketlerini değil, halkını da yönetemiyor. Bu AKP’nin paradoksu.
Yani halkı kendi yanında tutmak için kerameti kendinden belli kurallar koyuyor. Koydukça da, -özellikle gençleri olmak üzere- kendisine oy veren klasik seçmenini bile kaybediyor. Örneğin, Instagram’ı engelleyerek acaba ne kadar insanı rahatsız ettiler?
eTID, günde 1,9 milyar TL zarar diyor
Instagramı engellenirken, olayın sadece resim paylaşma yönü yok. Bir yandan da parasal yönüne de bakalım.
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETID) önemli bir uyarıda bulundu. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ekmekçi, sosyal medyada fenomenlerinin trafiği de dahil olmak üzere, bu erişim yasağından günlük 1,9 milyar TL değerinde e-ticaret hacminin etkilenebileceğini ifade etti.
Tabii ki yanı sıra devletin de bu rakamın vergi tarafından zararı var.
Ekmekçi, sosyal medya üzerinden yapılan ticaretin toplam e-Ticaretin yüzde 10’u düzeyinde olduğunu belirtti. Instagram’ın 58 milyon Türk kullanıcısı olduğu raporlanıyor.
Meta’nın 31 Temmuz 2024 tarihli şeffaflık raporu
Son olarak, Meta’nın yeni yayınladığı şeffaflık raporuna göz atalım. Instagram’ın bu son raporunda, en çok talebin BTK’dan gönderildiği (bin 849 ve toplamda 2 bin 580 içeriğin (FB & Instagram) şikayet edildiği belirtiliyor. 504 içerik Meta ilkelerini ihlal ettiği için tamamen kaldırılmış ve 1941 içerik ise Türkiye’den görünmez kılınmış. Aşağıda bu rapordan bir özet görüyorsunuz.
Tor mu, VPN mi?
Yazıyı buraya kadar okuduysanız, şimdi engelli Instagram’a nasıl girersiniz, gözden geçirelim.
Tabii ki yöntem VPN. Ama VPN kullanımları artarken, dünyada da VPN’lere yönelik güvenlik kaygıları artıyor. Bu kaygının bir kısmını 2016’da ilk VPN yazımızda bile belirtmiştik. VPN ilk başta şirketler ve özellikle de finans dünyası için geliştirilen bir teknolojiydi. Birçok ülkenin istihbarat örgütü bu nedenle VPN şirketi kurdu ya da arkasına geçti. Ama bugünlerde VPN’lere yönelik saldırıların da arttığını not edelim. Yani bir sayfaya bakacağım derken, bilgisayarınızdaki önemli bilgileri (mesela banka) çaldırıyor olabilirsiniz. Bunu ikaz etmiş olalım.
Bir yol Google’dan Outline VPN (yani kendi VPN’niniz) kurmak.
Diğer bir yol ise TOR. Onunla ilgili detayı buradan okuyabilirsiniz.
Tor tarayıcısı, verilerinizi şifreleyen ve IP adresinizi gizleyen onion yönlendirme protokolü sayesinde genellikle güvenli ve emniyetli kabul edilir. Ancak Tor’un bazı güvenlik açıkları vardır ve her tarayıcıda olduğu gibi Tor kullanıcıları da kötü amaçlı yazılımlardan kimlik avı dolandırıcılıklarına kadar uzanan çevrimiçi tehditlere karşı savunmasız kalır. Bu nedenle uçtan uca şifrelemeden faydalanmak için bir VPN kurun. Ve ağınızın bir güvenlik duvarı ve en iyi antivirüs yazılımı tarafından korunduğundan emin olun.