Özel istihdam büroları, uzun zamandır hükümetin ve sermayenin gündemindeydi. Her büyük iş cinayetinde veya ev işçilerinin güvenceleri gündeme geldiğinde bir şekilde özel istihdam büroları çözüm önerileri olarak sunulmaktadır. Hükümet ve sermaye çevreleri, şu anki iş hukuku sistemindeki boşlukların ve yetersiz kalan cezaların bıraktığı can acısının üstüne özel istihdam bürolarının faaliyetlerini konduruyor ve bu aracılara meşruiyet alanı inşa ediyorlardı. Nihayet (!) özel istihdam büroları yönetmeliği çıktı. Ancak özel istihdam büroları ismini yeni duyuyor olsak da aslında yüz elli yıllık geçmişi olan bir aracılıktan bahsediyoruz: İşçi simsarlığı.
Özel istihdam büroları, işle işçiyi buluşturmayı amaçlıyor ve bunun üzerinden kar elde etmeyi hedefliyor. Kendi bünyelerinde istihdam yaratamadıkları için, şimdilik, dünyanın her yerinde örnekleri görülen işçi kiralama faaliyetinde bulunmaları yasaklanmış. Ancak özel istihdam bürolarının, dünyanın her yerinde işçi kiralama bürolarına geçişin ön faslı olduğu deneyimlenmiş. Asli olarak işsizliğin bir kâr alanına dönüştüğü aracılık faaliyetini sunuyorlar. Belirli profesyonel meslekler ve üst düzey yöneticiler dışında iş arayandan para almaları da söz konusu yönetmelikçe yasaklanmış. Peki nasıl bir kâr alanı diye bakarsak, asli olarak, uygun işçileri önceden eleyerek işverenlere sunma karşılığında işverenlerden işçinin ücreti oranında pay alıyorlar. İlk etapta fazla kârlı olmayan bu faaliyette şimdiden yetki almış bir kısmı uluslararası olan 335 büro faaliyet sürdürüyor ve 4 binden fazla insanı işe yerleştirmişler ve hatta dernekleşmişler. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)’in kriz dönemlerinde geçici istihdamın özel istihdam bürolarıyla sağlanabileceğine dair açıklaması sorumuzun cevaplanması için son derece manidardır. Zira ev eksenli çalışanların, gündelikçilerin, veya profesyonel mesleklerdeki home-office (ev ofis) çalışanların sigortalanması için özel istihdam bürolarını aracı kılmak, çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının çalışmaları ve teklifleri arasında. Sermayedarların işçi kiralamaya yönelik talepleri ve hükümetin çalışmaları, ileride yaşayacağımız güvencesizliğin boyutlarıyla ilgili pek çok işareti taşıyor.
Sermaye, kendi hayalindeki dünyayı yaratıyor!
Büroların hazırladıkları ayrıntılı formlarla oluşturulan cv’ler, alınan mesleki eğitimle sertifikalandırılan vasıflara, cinsiyete, boy ve kilo gibi fiziksel özelliklere bakılarak sanal ortamda oluşan piyasada işverenlerin seçimine sunuluyor. Böylelikle “emek piyasası” denilen ortamı hayata geçiriliyor. Marx’ın “garip bir meta” dediği emek-gücünün kaynağı yani canlı emeğin üzerinde sınırsız sermaye tahakkümünü sağlayan bir mekanizma yaratılmış oluyor. Bildiğimiz gibi vasıflı ve deneyimli işçilerin üretimdeki verimliliği ve üretim üzerindeki kısmi kontrolü söz konusudur. Bu açıdan bu işçiler örgütlense de bazen vazgeçilmez olurlar(dı). Şimdi vasıflı ama ikame edilebilir işçilere, özel istihdam büroları ile ulaşmak mümkün sermayedarlar açısından. Zira ABD’de ilk ciddi kiralama bürosu en vasıflı emek üstünden işçi kiralamaya başlıyor. İlk kiralanan işçiler ise mühendisler. Türkiye’de de faaliyet gösteren çok uluslu özel istihdam bürosu olan Adecco örneğin ABD’de üniversite öğretim üyelerini üniversitelere kiralıyor.
Tüm bu örnekler, patriyarkal kapitalizmin özneleri sermayedarların, hem işsizliği “sürdürülebilir kılmaya” hem de sermaye tahakkümüne ve güvencesizliğe direnmeyen uysal ve verimli işçileri kendileri için hazırlanmış uygun işçi havuzunda sürekli bulundurmaya yönelik eski simsarlığın modern halini kurdukları görülüyor.
[box style=’note’] Özel istihdam büroları nasıl çalışıyor?
Özel istihdam bürolarının, yasal faaliyetleri aracılık ve işsizlerden para alınması yasak olsa da aslında yasaklar çoktan delinmiş durumda. Daha şimdiden işçi simsarları doğalarına ve kapitalist rasyonele uygun hareket ediyorlar. İşçilerin düşük maaşları için pazarlık ediyorlar, kıdem tazminatı hakkı gibi özlük haklarının yarattığı “maliyetlerden” sermayedarı koruyacak şekillerde düzenlenmiş sözleşmeleri dayatıyorlar. 2009 yılında kriz döneminde özel istihdam büroları ile çalışan şirketler çalışanların maliyetlerinde yüzde 30 hatta yüzde 50’ye varan avantajlar elde edebildiği gündeme taşınmıştı. Zira, kriz ortamında üretimi düşürüyorsa, kapattığı bantlarda görev yapan ve açığa çıkan işçileri başı ağrımadan işten çıkarabiliyor. [/box]