Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanması ve SYKP’nin yerel yönetim anlayışına ilişkin bir açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada, Hakkari’ye kayyım atanmasının “Demokratik Kürt Belediyeleri”ni tasfiye atağının üçüncü evresinin başlangıç saldırısını oluşturduğu ifade edildi. Açıklamada, Van Belediyesi’ne çökme denemesinin başarılı bir halk direnişiyle püskürtülmesi sonrasında Hakkari’deki kayyım uygulamasının rejim açısından yıkılan dengeyi onaran bir karşı saldırı olarak okunması gerektiği belirtildi.
SYKP, muhalefetin kayyım uygulamasına yönelik eleştirilerinin sadece biçim ve usul düzeyinde kaldığını, ancak merkezin yerel yönetimler üzerindeki anayasal vesayet yetkisini eleştiri dışında tuttuğunu vurguladı. CHP’nin de iktidar kanadı gibi, kayyım atamalarının esasına değil, sadece yöntemine itiraz ettiğini belirten SYKP, muhalefetin bu vesayetçi yapıyı sürdürme eğiliminde olduğunu ifade etti.
SYKP’nin açıklamasında, kayyım saldırısının AKP-MHP yönetimine özgü, istisnai bir “sağcılık” eseri olmadığını, 12 Eylül Anayasası’nın merkezi hükümetlere, “onaylanmayan yerel yönetimler”den yargı kararı ve denetimi olmaksızın kurtulmak üzere tanımış olduğu hukuk dışı tiranlık yetkisinin özgül koşullarda gerçekleştirilmesinin ifadesi olduğu vurgulandı.
Ana muhalefet partisinin Hakkari’ye yolladığı gözlem heyetinin incelemeleri sonrasında yaptığı açıklamada, Cumhuriyet Halk Partisi’nin de iktidar kanadı gibi Anayasa’nın 27. Maddesi’nde yer alan hükmü doğal karşıladığına dikkat çekilen açıklamada, bu koşullar altında ana muhalefetin de desteğine sahip olan iktidar blokunun dilediği zaman ve yerde dilediği DEM Partili Belediye Başkanı’nı -hatta dilediği CHP’li Belediye Başkanı’nı- “görülen lüzum üzerine” görevden alması önünde hiçbir siyasi engel kalmadığı ifade edildi.
Açıklamada, yerel yönetimlerle merkezi yönetim arasındaki yetki ve güç çatışmasının yalnızca İçişleri Bakanı’yla DEM Parti Belediyeleri arasındaki eşitsizlikten ibaret olmadığı, Türkiye’de esasen ceberut merkezi devletin kolu olarak teşekkül etmiş olan yerel yönetimlerin daimi olarak merkezi devletin egemenlik yetkisine eş koşmak, “devlet içinde devlet olmak” paranoyasıyla kuşatılmış, yargısal, mali ve idari denetim ve vesayet ağlarıyla sarmalanmış olarak yerelin kendisini yönetiminin değil, merkezin sırtındaki hizmet yüklerinin yerele aktarımının aracı olmaya devam ettiği belirtildi.
Kürt halkının kendi kimliğinin ve haklarının idrakine vardığı son 20 yıl boyunca yerel yönetimlere kendi tarihsel hak ve taleplerini yansıtarak kimliğini pekiştirmesinin merkezi devleti nasıl karşı koyacağını bilemediği bir meydan okumayla yüz yüze bıraktığına dikkat çekilen açıklamada, özellikle 2015 sonbaharında çözüm süreci sona erdirilip savaşın yeniden başlatılması sonrasında yürürlüğe konulan “ayaklanma bastırma” önlemleri çerçevesinde HDP/DEM Belediyelerine el koyarak Kürt yerel yönetimlerini kolonilerine dönüştürmeye girişildiği vurgulandı. Ankara’nın yerel yönetim mücadelesini bir siyasal süreç olarak değil bir “örtülü savaş” olarak gördüğü ifade edildi.
Açıklamada, bu gidişata, AKP-MHP iktidarının yozlaşmış anayasal rejimin kendisine tanıdığı tiran yetkilerinden “demokrasi” yüzü suyu hürmetine vazgeçmesini bekleyerek ya da Anayasa Mahkemesi, Danıştay veya AİHM’e başvurular yoluyla sonuç almayı umarak son verilemeyeceği vurgulandı. Hiçbir tiranlığın, kendisine bahşedilmiş kahredici yetkileri insafa gelerek terk etmeyeceği, yargıyı doğrudan doğruya kendi egemenliğine eklemlemiş olan bir iktidarın temel meselelerde yargı yoluyla hizaya getirilmesinin beklenmesinin beyhude olduğu belirtildi.
SYKP’nin açıklamasında, yasa tanımaz AKP-MHP rejiminin 31 Mart darbesinden bu yana sürekli olarak güç, itibar ve nüfuz kaybı içinde olduğu, topluma sunacak bir kazanım ya da kuracak bir hayalden yoksun olduğu ifade edilerek, demokratik ve sosyal kurtuluş hedeflerine sımsıkı tutunarak sebatla sürdürülecek, akılcı, tutarlı ve çoğul bir direnişin Hakkari’deki kayyımın ilk değil sonuncu kayyım olduğunu göstereceği vurgulandı. Kayyımların gideceği ve halkın kendi kendisini yönetmek üzere yerel ve merkezi yönetim organlarına yürüyüşünü başarıyla tamamlayacağı belirtildi.
Açıklamanın tamam için linke tıklayınız