Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
Eylemlerinin 1004’üncü haftasında Cumartesi Anneleri’ne İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve çok sayıda kişi destek verdi. Bu haftaki eylemde Hakkari’nin Çukurca ilçesinde Özel Harekât Timleri tarafından 7 Haziran 1994’te gözaltına alınan Mehmet Zeki Doğan’ın akıbeti soruldu.
Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Aysel Ocak, son dönemde tartışılan “yumuşama” gündemine değinerek “Eğer bir ‘yumuşama’dan söz ediliyorsa öncelikle AYM kararlarının eksiksiz uygulanması talebimiz karşılanmalıdır. 29 yıldır maruz bırakıldığımız hukuksuzluğa, adaletsizliğe yenilerini ekleyen İçişleri Bakanı, tüm randevu taleplerimizi karşılıksız bırakmaktan vazgeçmelidir. Halkın haklı ve meşru taleplerini dikkate almayan yönetimler demokratikleşemez, yumuşayamaz” dedi.
Gözaltına alındıktan sonra ulaşılamadı
Aysel Ocak, Mehmet Zeki Doğan’ın Colemêrg’in Çelê ilçesindeki Çukurca Lisesi’nde kamu personeli olarak çalıştığı sırada Özel Harekât Timleri tarafından 7 Haziran 1994’te gerçekleştirilen baskınla gözaltına alındığını belirterek bir daha kendisinden hiçbir şekilde haber alınamadığını söyledi. Aysel Ocak, “Ailesi, olaya tanık olan mahallelilerden Mehmet Zeki Doğan’ın gözaltına alındığını öğrendi. Resmî makamlara başvurarak aldığı izin belgesiyle bölgede arama faaliyetine başladı. Tanık beyanlarından yola çıkarak yapılan arama sonucu Çukurca’ya 5 km mesafede boşaltılmış olan Narlı Köyü civarındaki Zap Suyu kenarında Mehmet Zeki Doğan’ın ayakkabıları ve ceketi bulundu. Giysilerin olduğu yerde kan izleri de vardı. Ancak aramalar sonuçsuz kaldı, Mehmet Zeki Doğan’a ulaşılamadı” şeklinde konuştu.
‘Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’
Kamu personeli olmasına rağmen okul yönetimi ve Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından herhangi bir girişimde bulunulmadığını ve ailesine bilgi de verilmediğini kaydeden Aysel Ocak şunşarı söyledi: “Ailenin ‘Mehmet Zeki Doğan gözaltına alındıktan sonra öldürülüp Zap Suyu’na mı atıldı?’ sorusu karşısında resmî makamlar suskun kaldı. Devlet Mehmet Zeki Doğan’ın yaşam hakkını kamu gücünün müdahalesine karşı koruma yükümlülüğünü yerine getirmedi. Olayın kanıtlarını saptamak, maddi gerçeği açığa çıkarmak, fail ve sorumluları tespit etmek ve cezalandırmakla görevli makamlar, suçun cezasız kalması yönünde bir tavır sergiledi. Ailesi 30 yıldır evladının başına gelenleri öğrenemedi. Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Zeki Doğan için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten; devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Eylem abluka altında bulunan meydana karanfillerin atılması ile son buldu.