Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Emek Komisyonu Eş Sözcüleri Mehmet Bozgeyik ile Sevtap Akdağ; 15-16 Büyük İşçi Direnişi’nin 54’üncü yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “Tüm toplumsal muhalefetin 15-16 Haziran direnişinin açığa çıkardığı fiili, meşru ve ortak mücadele ruhunu kuşanarak yükselen faşizm karşısında demokrasi cephesinde buluşma zamanıdır” denilerek ortak mücadele çağrısına bulunuldu.
15-16 Haziran süreci
Açıklamada, dönemin siyasal iktidarın işçilerin yükselen direnişi karşısında 15 Haziran akşamı 60 günlük sıkıyönetim ilan ettiğini, baskı, şiddet ve zor yoluyla direnişi tasfiye etmeye çalıştığına dikkat çekilerek “Ancak tüm baskılara rağmen direnen işçilerin kararlı tutumu sonuç vermiş, Anayasa Mahkemesinin 9 Şubat 1971 tarihinde aldığı kararla sendikal hakları yok etmeyi hedefleyen yasa iptal edilmişti” diye belirtildi.
AKP MHP toplumun tüm kesimlerini hedef alıyor
Açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi: “Bugün AKP-MHP iktidarının saldırıları, sadece partimize yönelik değil başta işçiler, emekçiler olmak üzere toplumun tüm ezilen kesimlerini hedef almaktadır. 15-16 Haziran’da yapılmak istenilen işçi sınıfının sesi olan DİSK’in etkisinin kırılması çabasıydı. Bugün de ezilenlerin ve emekçilerin örgütlü mücadelesi başta kayyım yöntemi olmak üzere çeşitli baskı araçlarıyla zayıflatılmak isteniyor. Dün fiili ve meşru mücadele ile işçi sınıfı nasıl örgütüne sahip çıkmış ise bugün de başta Kürt halkı olmak üzere, bütün ezilenler kurumlarına ve örgütlerine sahip çıkmaya devam edecektir.
Yönetim biçimi haline getirilen kayyım politikaları
Kürt sorununda ısrar edilen çözümsüzlükle birlikte savaş bütçesi dolayısıyla emekçiler üzerindeki yükü artarken bir yönetim biçimi haline getirilen kayyım politikaları, başta yargı sistemi olmak üzere kamu kurumları üzerinden idari örgütlenmeye, özel sektör üzerinden sermaye birikimine ve hatta üniversitelere kadar tüm ülkeye yayılan bir rejim haline gelmiştir.
Devlet-mafya-siyaset ilişkisi yeniden kurumsallaştı
Demokratik siyasete yönelik saldırılarla birlikte devlet, mafya ve siyaset ilişkisi 90’ların en karanlık zamanını da aşarak yeniden kurumsallaşmıştır. Tecrit politikaları toplumun her kesimine yayılarak her türlü hak arama girişimi kriminalize edilmektedir. Türkiye’de gerçek anlamda bir demokratik düzen tesis edilmediği sürece iktidar odakları emeğin haklarını, kazanımlarını budamaya, ortadan kaldırmaya devam edecektir.
Ortak mücadele çağrısı
Dolayısıyla zaman, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm toplumsal muhalefetin 15-16 Haziran direnişinin açığa çıkardığı fiili, meşru ve ortak mücadele ruhunu kuşanarak yükselen faşizm karşısında demokrasi cephesinde buluşma zamanıdır. Bu açıdan 15-16 Haziran direnişi hakların, kazanımların masa başlarında değil ancak ve ancak birleşik ve ortak mücadele değerlerinin yükseltilip bir araya gelerek elde edilebileceğine dair tarihi bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. Bu vesileyle, 15-16 Haziran direnişinin 54’üncü yıldönümünde, tüm emek ve demokrasi güçlerini, yan yana gelerek faşizmin tarafından demokratik siyasete yöneltilen darbelere, tasfiye girişimlerine karşı direnişi büyütmeye, demokrasi cephesinde buluşmaya davet ediyoruz.”