İzmir’de 6 Ekim 2023 tarihinde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Eşbaşkanları Berna Çelik ve Çınar Altan hakkında hazırlanan iddianame, İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi ile İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “görevsizlik” gerekçesiyle reddedildi. Mahkemelerin reddetmesi üzerine İzmir Bölge Mahkemesi’ne giden iddianameye, yapılacak değerlendirme sonucunda hangi mahkemenin bakacağı belli olacak.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Mayıs ayının başında hazırlanan iddianamede, eşbaşkanlar ‘terör örgütüne üye olma’ ve ‘terör örgütüne finansal destek sağlama’ iddialarıyla suçlandı. İddianamenin ilk olarak gönderildiği İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 2 Mayıs’ta dosyanın ‘terör örgütüne finansal destek sağlama’ kapsamında olduğunu belirterek “görevsizlik” kararı verdi.
Mahkeme, yeterli delil bulmadı
Kararla birlikte iddianame bu kez İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Ancak mahkeme heyeti, 28 Mayıs’ta “Örgüte finansal destek sağlama” suçlamasına yönelik yeterli delil bulunmadığını belirterek, dosya ile ilgili “görevsizlik” kararı verdi.
İddianame’de neler var?
İddianamenin kabul edilmemesi nedeniyle halen duruşmaları görülmeyen eşbaşkanların, Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE TUHAYDER), Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) ile Emek ve Demokrasi Güçleri’nin açıklamalarına katılmaları suçlama konusu yapıldı. Partinin yürüttüğü faaliyet ve kampanyalarının da yer aldığı iddianamede, halk toplantıları da suç olarak gösterildi.
Yine parti binasında yapılan basın toplantıları ve kadın kurumlarına yer temin edilmesi de suç sayıldı. İddianamede ayrıca eşbaşkanlar hakkında ifade veren açık tanık “Buse Aslan” ve gizli tanık “Dokuz’un” beyanlarına da yer verildi. Dava avukatlarından İmdat Ataş, iddianameyle ilgili yaşananlara dair konuştu.
‘Dosya mahkemeler arasında kaldı’
Adalet Bakanlığı veya Adalet Komisyonu tarafından mahkemeler arasında iş bölümü yapıldığını belirten Ataş, bu kapsamda İzmir 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Terörün finansmanı” kapsamındaki suçlarla görevlendirildiğini aktardı. Mahkemenin aynı zamanda “terör örgütü üyeliği” suçlarına da baktığını söyleyen Ataş, şunları söyledi:
“İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi ise ‘Terörle Mücadele Kanunu’ ile ilgili davalara bakmakla görevli. İlk önce 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava tevzi edildi. Ancak mahkeme savcısı ve heyeti, ‘üyelik’ suçundan ziyade ‘terör finansmanı’ ile ilgili bir durum olduğu değerlendirmesi yaparak dosyanın görev alanları dışında olduğunu belirtti ve iddianameyi 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
Onlar ise dosyayı inceledikten sonra ‘terör finansmanı’ suçuna ilişkin yeterli delil olmadığı gerekçesiyle ‘görevsizlik’ kararı verdi. Öte yandan her iki mahkemede tutukluluk halinin devam etmesi yönünde karar verdi. Hukuksal olarak iki mahkemenin ‘görevsizlik’ kararı vermesi durumunda İstinaf Mahkemesi görevlendirme yetkisine sahip oluyor. O nedenle onlar karar verecek. İstinaf Mahkemesi tahliyeye ilişkin değerlendirme yetkisine de sahip olduğundan tutukluluk itirazında bulunacağız” diye belirtti.
‘Tutukluluğu gerektirecek delil yok’
Türkiye’de yargı süreçlerinin sorunlu ilerlediğini belirten Ataş, yargılamaların siyasi amaçlara dönüştüğünü vurguladı. Tutuklamanın da cezalandırma amacıyla kullanıldığına dikkati çeken Ataş, şöyle konuştu:
“Bu kişiler Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde üçüncü büyük partinin il eşbaşkanları idi. Dolayısıyla siyasal mücadele veriyorlardı. Buna engel olmak amacıyla tutuklamanın gerçekleştiğini ve yargılama sürecinin örgütlenmeyi baltalamaya dönük olduğunu düşünüyorum. Yoksa tutuklanmalarını gerektiren herhangi bir neden yok.
İddianameyi incelediğimizde cezalandırılmalarını gerektiren bir suçlama da yok. Tamamen demokratik etkinlikler ve parti faaliyetlerine ilişkin iddialar var. Anayasal haklarından doğan eylemler suçlama yapıldı. Yine daha önce hakkında ifade verdiği birçok kişinin beraat ettiği açık tanık Buse Aslan’ın ifadeleri sabitken eşbaşkanlar hala tutuklu.”
‘İlk duruşmada tahliye olacaklarını biliyoruz’
İddianamenin delil ve dayanaktan güçsüz olduğuna belirten Ataş, şöyle devam etti: “İlk duruşmada en azından tahliye olacaklarını biliyoruz. Keza aynı gün benzer suçlamalarla tutuklanan HDP Buca İlçe Başkanı Nihat Türk 6 Haziran’da görülen ilk duruşmada tahliye edildi. Onunla ilgili dosyayı ayırmışlardı. Muhtemelen eşbaşkanlarda ilk duruşmada tahliye edilecek ama süreci uzatmak istiyorlar. Yargılamanın sonucunda beraat edeceklerini biliyoruz.”
(MA)