Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin akademisyenleri, okuldaki edebiyat fakültesinin adının “Yaşar Kemal” olması talebiyle bir kampanya başlattı.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Akademisyenler Platformu (YÜYAP) tarafından başlatılan kampanyanın çağrısında, “Van Gölü kıyısında başladığı hayat yolculuğunda; yedi kıta, dört iklim geçip dünyanın evrensel vicdanına varan, yüreği insanlık, barış ve kardeşlik duygularıyla atan dev bir çınardır ve onun eşsiz ve engin birikimini bizden sonraki kuşaklara aktarmak hepimizin görevi olmalıdır.
Bu amaçla da Edebiyat Fakültesinin isminin Yaşar Kemal olmasını istiyoruz. Çok önemli bir gerekçemiz var: Yaşar Kemal ismini her gördüğümüzde; öfkeyi değil, kardeşliği, ötekileştirmeyi değil vicdanı hatırlayacağız. Birbirimizin acılarını kanatarak değil; birbirimizin acılarına ağlayarak daha faziletli bireyler olacağımızı kavrayacağız.” denildi.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Akademisyenler Platformu’nun çağrısı şöyle:
Malumunuz olduğu üzere ülkemizin ve dünyanın önemli edebiyat ustalarından Yaşar Kemal, kısa bir süre önce ebediyete intikal etti. Yaşar Kemal, Van Gölü kıyısında başladığı hayat yolculuğunda; yedi kıta, dört iklim geçip dünyanın evrensel vicdanına varan, yüreği insanlık, barış ve kardeşlik duygularıyla atan dev bir çınardır. Eserleriyle hem ülkemizin hem de insanlığın kalbinde haklı bir yer edinmiştir. Bundan sonra da Anadolu’nun kültürel mirasını, kardeşlik hukukunu ve vicdanını asırlar sonrasına taşıyacak, ölümsüz eserleriyle bu evrensel fikirlerin timsali olacaktır.
Tüm kamuoyunun takdir edeceği üzere Yaşar Kemal’in vicdanına ve insanlık sevgisine çok fazla ihtiyacımız olan bir dönemden geçmekteyiz. Bu nedenle onun adını yaşatmak, onu sürekli yâd etmek, onun eşsiz ve engin birikimini bizden sonraki kuşaklara aktarmak hepimizin görevi olmalıdır. Bu bağlamda Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Edebiyat Fakültesinin adını “Yaşar Kemal Edebiyat Fakültesi” olarak değiştirmenin çok zarif, kadirşinas ve anlamlı bir jest olacağı kanısındayız.
Nitekim Yaşar Kemal ismini her gördüğümüzde; öfkeyi değil, kardeşliği, ötekileştirmeyi değil vicdanı hatırlayacağız. Birbirimizin acılarını kanatarak değil; birbirimizin acılarına ağlayarak daha faziletli bireyler olacağımızı kavrayacağız. İnsana değer katanın kin ve öfke değil, empati ve saygı olduğunu damarlarımızda daha fazla hissedeceğiz. Böylece Yaşar Kemal’in Van Gölü kıyılarından “dünyaya ve insanlığa doğru giden” yolculuğunun daha perçinleneceğini göreceğiz. Nihayetinde Van Gölü, Çukurova’ya akacak, Süphan Dağı Anavarza Kayalıklarıyla kardeş olacaktır. Kürt destanları Türkmen türküleriyle, Yunus ilahileri Bozlak havalarıyla, Alevi deyişleri Varsak koçaklamalarıyla, Arap ezgileri Ermeni havalarıyla buluşacaktır. Gökten bir kardeşlik şimşeği balkıracak, Anadolu’nun tüm gölleri ve denizleri menevişlenecek, özcesi bir başka kardeşlik iklimi doğacaktır.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Akademisyenler Platformu (YÜYAP)