AKP’ye en yakın köşe yazarlarından Abdülkadir Selvi, iktidar ortağı MHP tarafından hedef gösterilmesine ve hakaretlere uğramasına rağmen, siyasette normalleşme temalı yazılarını ve iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısını sürdürüyor. Selvi, Hürriyet gazetesinde bugün yayımlanan yazısında, Cumartesi Anneleri’nin 1000’inci eyleminin Galatasaray Meydanı’nda düzenlenmesine izin verilmesine işaret ederek, “Ne oldu? Türkiye rahatladı. Gereksiz bir gerilimin önüne geçilmiş oldu. Şimdi sıra Kavala dosyasında” dedi.
Yazısında CHP lideri Özgür Özel’in yerel seçim sonrasındaki siyaset anlayışına övgü düzmesi dikkat çeken Selvi, “Söz konusu Türkiye’nin çıkarları olunca iktidar ve muhalefet ayrımı olmaz” iddiasında bulundu. Selvi, Rojava’daki özerk yönetimin 11 Haziran’da düzenleyeceğini açıkladığı seçimlere karşı CHP’nin iktidara destek vermesi gerektiğini savunup, “Suriye toprakları üzerinde bir PKK devletinin kurulması ise ülkenin parçalanması demektir. Bu, Suriye’den sonra en çok bize zarar verir. Özgür Özel’in bu duruşu sergilemekten, Türkiye lehine olan bu tavrı koymaktan çekineceğini zannetmiyorum. O gün işte bugün” dedi.
‘Cumartesi Annelerine izin verildi, Türkiye rahatladı’
Sonrasında da konuyu, Cumartesi Annelerine, serbest bırakılan 28 Şubat hükümlüsü generallere ve Kavala’ya getirdi.
“Bu millet AK Parti’yi, 90’lı yılların karanlığına karşı bir ışık olarak, 28 Şubat’ın yasaklarına karşı bir umut olarak iktidara getirmedi mi? O zaman AK Parti’ye yakışan 90’lı yılların karanlığının hesabını sormaktır. Özgürlüklerin, reformların adresi olmaya devam etmektir” diyen Selvi, şu ifadeleri kullandı:
“Erdoğan kendisini hapse attıran 28 Şubat’ın emekli generallerini affetti. Ne oldu? Erdoğan büyüklüğünü gösterdi, Türkiye gereksiz bir gerilimden kurtuldu.
Cumartesi Anneleri’nin eylemine izin verildi. Ne oldu? Türkiye rahatladı. Gereksiz bir gerilimin önüne geçilmiş oldu.
Şimdi sıra Kavala dosyasında.”
‘Kavala’nın avukatının başvuruları geçerliliğini koruyor’
Osman Kavala’nın avukatının yeniden yargılanma için yaptığı başvuruları ve itirazları aktaran, son itirazın da esastan yapıldığını yazan Selvi, Adalet Bakanlığı nezdindeki ‘kanun yararına bozma’ başvurusunun da geçerliliğini koruduğunu belirtti.
‘Erdoğan artık reformcu olarak anılmıyor’
Selvi, “Mesele Cumartesi Anneleri ve Osman Kavala meselesi değil, Türkiye’nin normalleşmesi meselesi. Normalleşme sürecini savunan biri olarak bu noktada bir eksikliğe dikkatinizi çekmek istiyorum” diyerek şöyle devam etti:
“Normalleşmenin bir felsefesi ve perspektifi olmalı. Normalleşme adımlarını zorunluluktan dolayı atılıyor görüntüsünden çıkarıp vizyoner bir zemine oturtmamız gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan en çok yasaklara, vesayete ve darbelere karşı mücadele etti. Kürt sorununun çözümü ve başörtüsü yasağına karşı verdiği mücadele başta olmak üzere yaptığı reformlarla Türkiye’nin önünü açtı. Ancak geldiğimiz bu noktada Erdoğan reformcu, özgürlükçü kimliğiyle anılmıyor. Tam aksine “tek adam” gibi yafta yapıştırılmaya çalışılıyor.
O nedenle diyorum ki, Türkiye’nin normalleşmesi yönünde adımların atılması güzel ama bunun temelinde Erdoğan’ın yer aldığı vizyoner bir bakış açısına kavuşturulması lazım. Bu Erdoğan’ın misyonu ve vizyonu olmalı.”