Bu kapsamda sosyal medya yorumlarıyla Türkiye aleyhinde paylaşım yapan kişilerin “etki ajanı” kapsamına alınacağı, “casus” gibi görüleceği kaydedildi. CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, konuyu Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sorduğunu söyledi.
Bu sorusuna net bir yanıt alamadığını belirten Bülbül şu değerlendirmeyi yaptı: “İlk olarak böyle bir şey olmadığını söyledi. Sonra ‘Ülke güvenliği açısından düşünülebilir’ gibi net olmayan bir cevap verdi. Bu düzenlemeyle sosyal medya vasıtasıyla yapılan hükümet eleştirileri Türkiye aleyhine propaganda olarak tanımlanacak ve Türk Ceza Kanunu’nda bir suç ihdas edilecek. Dezenformasyon Yasası’yla ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu’ getirilmişti. Bu yetmedi, şimdi de sosyal medya vasıtasıyla hükümet karşıtı eleştiriler Türkiye aleyhine propaganda kabul edilecek. Bu sosyal medyayı kullanan siyasal bilimcilerin, basın çalışanlarının, vatandaşın, siyasetçilerin, STK’lerin potensiyel etki ajanlığından yargılanmasıdır. Korku iklimidir.” Yargı paketleriyle ülkeye özgürlüğün gelmediğini söyleyen Bülbül, şöyle konuştu:
“Gerekirse AYM’ye gideriz”
“Anayasanın uygulanmadığı bir toplumda yaşıyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle artık hukuk devleti değil, tek kişi iktidarı var. Bu çerçevede de artık güvenlikçi yasalar geliyor. Cumhurbaşkanı yeni anayasadan söz ediyor ama daha sözü bitmeden güvenlikçi yasa düzenlemeleri geliyor. Yargı bağımsızlığı sağlanamıyorsa, paketlerle özgürlük sağlanmaz. Böyle bir düzenleme getirilirse anayasaya aykırı olduğunu söyleriz. Meclis’te gerekli çalışmaları yaparız. Gerekirse AYM’ye gideriz.”