HDP Eş Genel Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, 21 Şubat Anadil Günü’nde yazılı bir açıklama yaptı.
“Anadil, insani ve toplumsal varoluşun ayrılmaz bir parçasıdır” diyen HDP Eşbaşkanları, Türkiye’nin farklı anadillerin ve kültürlerin, kimliklerin var olduğu bir ülke olduğunu hatırlattı.
Tuncel ve Kürkçü, “Bu farklılıkların eşit ve demokratik bir ortamda var olmaları için, farklı kültürlerin ve anadillerin geliştirilmesi büyük önem taşır. Kürt halkının anadili için verdiği muazzam mücadele, Türkiye’de yaşayan diğer halkların da anadil yasağını kırmalarına yol açmıştır. Bugün anadilinde yayıncılık, habercilik yapılıyorsa, bu hak için ödenen büyük bedeller unutulamaz. Ama buna rağmen mevzuattaki yetersizlikler sürmektedir” dedi.
Anadilde eğitim hakkının Türkiye’de yıllardan beri tartışılan ve talep edilen bir insan hakkı olduğunun altı çizilen açıklamada, “AKP hükümetinin kamu kaynaklarına dayalı anadilinde eğitim konusunda direnç göstermesi, bir insan hakkının çiğnenmesi anlamına geliyor. Asimilasyoncu ve inkarcı politikalardan uzak durmak için anadilinde eğitim bir kamu hizmeti olmalıdır” denildi.
HDP Eşbaşkanları, “12 Eylül Anayasası’nın icat ettiği ‘devlet dili’ yanlışından vazgeçilmediği sürece, anadil hakkı ihlalinin ortadan kalkmayacağını” vurguladı, “Dünyanın çeşitli ülkelerindeki örnekler de gösteriyor ki, bir ülkede farklı resmi diller olabilir ve bu eşitlik içinde bir arada yaşamanın engeli değil, hukuki zeminidir” diye belirtti.
HDP Eşbaşkanları Tuncel ve Kürkçü, şunları kaydetti:
“Gerçek bir demokratikleşme; halklar, anadiller, kültürler ve inançlar üzerindeki baskılara son vermekle, anayasal eşitliği sağlamakla gerçekleşebilir. Kürtçe yer isimlerinin iade edilmesi, üniversitelerde Kürdoloji bölümlerinin açılması ancak bu zemin üzerinde bir anlam taşır. Bu anlamda Milli Eğitim Temel Kanunu, Yüksek Öğretim Kanunu ile Radyo ve Televizyon Kanunu, Türkiye’nin çok dilli ve çok kültürlü toplum gerçeği dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.
Anadillerine vurulan zincirler parçalanmadıkça, farklı kimlik, kültür ve inançlar üzerindeki baskılar da sona ermeyecektir. Bu yaklaşımla, bütün dünya halklarının ‘Uluslararası Anadil Günü’nü kutluyoruz.”