Yazılı bir açıklama yapan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Yönetim Kurulu, 7 Haziran 2015’te Türkiye’de yapılacak genel seçimlerde, Türkiye kökenli göçmenleri emek, demokrasi ve özgürlük için Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) destek vermeye çağırdı.
Türkiye’nin önemli bir dönemeçten geçtiği, 13 yıldır tek başına iktidarda olan AKP hükümetinin, bu seçimlerle birlikte egemenliğini perçinleyip, bütün toplumsal kesimler üzerindeki baskıyı artırmanın, totaliter bir rejim kurmanın planlarını yaptığı ifade edilen açıklamada, “Bu planlara karşı Türkiye içinde önceki dönemlerden farklı önemli bir toplumsal muhalefet oluşmuş durumda. İşçi sınıfı, emekçiler, kamu çalışanları, değişik halk kesimleri arasında hükümetin baskıcı, antidemokratik, laik eğitim sistemini yok sayan, sermaye yanlısı politikalarına karşı tepki, öfke kabarmış ve kendisini çoğu zaman sokakta ifade etmiştir.
Gezi Direnişi’nde ortaya çıkan mücadele kararlılığı, Türkiye’de çok farklı güçlerin bir araya geldiğinde, ülkenin diktatörlüğe sürüklenmesine izin vermemek için neleri yapabileceğini göstermiştir. Kürt halkının hakları için büyük bedeller ödeyerek ortaya koyduğu mücadele, Alevi örgütlerinin hükümetin ayrımcı politikalarına karşı alanları doldurması önemli gelişmelerdir” dedi.
Türkiye’nin her gün bir yerinde ortaya çıkan işçi ve emekçi direnişlerinin, grevlerinin, hükümetin tüm yasakçı tutumlarına rağmen, emekçilerin haramilerin saltanatını yıkmaya kararlı olduğunu gösterdiği de kaydedilen açıklamada şunlar belirtildi: “AKP Hükümeti’ne karşı çıkan farklı toplumsal kesimlerin oluşturduğu muhalefeti birleştirmek, çekim merkezi haline getirmek ve bunu parlamentoya da taşımak için 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler önümüzde bir fırsat olarak duruyor. Türkiye’deki emek ve demokrasi güçleri seçimlere HDP çatısı altında girme ve barajı aşma hedefiyle ittifak yapmış bulunuyor.
Türkiye’nin ihtiyacı, halkların ve inançların eşit haklara dayalı kardeşçe yaşama olanaklarının sağlanmasıdır. Siyasal hak ve özgürlüklerin, basın ifade özgürlüğünün, örgütlenme ve toplu sözleşme haklarının teminat altına alınmasıdır.
Kürt halkı, farklı ulusal azınlıklar ve Aleviler üzerindeki ayrımcı politikalara son verilmeli. Cinsiyet eşitsizliği ortadan kaldırılmalı, kadına yönelik her türlü katliam ve baskı, doğa ve çevre tahribatına yol açan politikalar, ülke ekolojisini mahveden uygulamalar durdurulmalı. Laikliğin sağlanması ve herkesin inanç özgürlüğünün garanti altına alınması, demokrasinin yegane koşuludur.
Türkiye’nin tek adam diktatörlüğüne sürüklendiği gerçeğini görerek, Almanya’da yaşayan emekten, barıştan ve demokrasiden yana güçlerin de bu gidişe dur demek için sorumluluk alması gerekir.
Bu nedenle yüzde 10 barajının aşılması durumunda hem hükümetin planlarının önemli ölçüde bozulacağı hem de emek ve demokrasi güçlerinin önemli bir sıçrama yapacağı açıktır.
Bu seçimlerde Almanya’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı göçmenler bağlı bulundukları konsolosluklarda oy kullanacaklar. Bunun için öncelikli olarak YSK’ye seçmen kaydı yaptırılması gerekiyor. Federasyonumuz, seçme hakkı bulunan herkesi 14 Mart’tan itibaren seçmen kütüğüne kayıt yaptırmasına ve 8-31 Mayıs tarihleri arasında konsolosluklarda kurulacak sandıklarda oy kullanmaya çağırıyor.”
İçinden geçilen özel koşulların HDP’nin barajı aşması, emek ve demokrasi güçlerinin sandıktan güçlü çıkması için her tülü oyu önemli hale getirdiğine de dikkat çekilen açıklamada, “HDP’nin Türkiye’nin demokratikleşmesi, emeğin haklarının savunulması, farklı uluslardan ve inançlardan halkların barış içinde yaşaması, Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin Türkiye’den kaynaklı dövizle askerlik, konsolosluk harçları konusunda ortaya koyduğu talepleri Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler arasında yaygınlaştırmak buradaki mücadelemize güç katacağı açıktır” denildi.