Eser Sandıkçı yazdı
“Birbirini altı ay öncesine kadar tanımayan mahalleliler bir araya gelip, yirmi yıla yakındır boş duran inşaat halindeki binayı işgal ettiler. İnşaatı tamamlayıp, mahallenin ortak kullanım mekanı haline getirmeye çalışıyorlar.
Mekan: Kadıköy’ün Yeldeğirmeni mahallesi
Zaman: Ağustos 2013. Gezi direnişinden tam iki ay sonra”
Bu hikaye, işgali gerçekleştiren mahallelilerin bir çoğunun zihninde bile gerçekleşmesi olası olmayan bir hayal idi. Bir kısmının ise daha önce aklından bile geçmemişti.
31 Mayıs’ta başlayan Haziran direnişinin enerjisi ve heyecanı, 15 Haziran’da Gezi parkının polis şiddeti ile boşaltılmasının ardından kendini farklı mecralarda yaşatma arayışına girdi. Gezi parkından zorla çıkartılan on binlerce insan İstanbul’da ellinin üzerinde parkta forumlar düzenlenmeye ve forumlarda bir araya gelmeye başladı. İşte böyle başlıyor Yeldeğirmeni’ ndeki işgal evinin hikayesi. Kadıköy’de Yoğurtçu parkında forumlara katılan insanlar; bir ayın sonunda kendi mahallelerinde de forumlar düzenleyerek bir araya gelmek istediler. Böylece Caferağa, Acıbadem, Osmanağa, Yeldeğirmeni mahallelerinde dayanışmalar oluştu, forumlar toplanmaya başladı.
Yeldeğirmeni Dayanışması, ilk toplantısını 21 Temmuz da “komşunu da al gel” çağrısı ile düzenledi. Yaz aylarında mahallenin okunla ait otoparkta bir araya gelmeye başlandı. Yazlık sinemalar düzenlendi, yeryüzü iftarları mahallede kuruldu, aşureler kaynatıldı, ihtiyaç fazlaları çapulcu pazarına getirildi, ihtiyacı olanlarla paylaşıldı. Forumlar birbirinden farklı insanlara, görüşlere, yaşamlara ev sahipliği yaptı. Hayatlar birbirine değdi. Forumların farklılıkları bir arada barındırabilen, dayanışmayı yaşatan, kolektivizmi açığa çıkartan ve demokratik bir işleyişe sahip yapısının Türkiye’nin ilk işgal evi deneyiminin Gezi forumlarından çıkmasında etkili olmuş olmalı. Gezi Direnişi’nde deneyimlemiş ve bir kez daha bilince çıkarmıştık: Bu kent, bu mahalle, bu sokaklar bizimdi ve kent üzerinde bizimde söz hakkımız vardı. Mahallede yirmi yıldır boş duran ve çöplüğe dönmüş inşaat halinde bina forumda coşkuyla alınan kararla; mahalleliler tarafından sahiplenildi. Amaç kimsenin kullanmadığı bu binayı ihtiyaç hissettikleri ortak bir alana dönüştürülmekti. Bir araya gelinebilecek, birlikte üretim yapılabilecek, dayanışmanın yaşatılacağı bir mekan ihtiyacı Gezi’den sonra olmazsa olmazdı. Günlerce bina elbirliğiyle temizlendi. Çöpler, molozlar atıldı, inşaat faaliyetine başlandı. Gezi’nin insan zincirleri Kadıköy’de bir mahallede yeniden kuruldu. İstanbul’un farklı semtlerinden, Türkiye’nin birçok ilinden insan el ele verdi; günlerce inşaatta birlikte çalışıldı. Evlerde hazırlanan yemekler gönderildi, çaylar demlendi, harçlar karıldı. Evin olmayan çatısı dayanışma ile tamamlandı. İnşaat faaliyetleri dayanışma ile devam ediyor. Atölyeler hayata geçirilmeye çalışıyor. Evimiz kar amacı gütmeyen dayanışma amaçlı bütün etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Mahallede ihtiyacı olanlara el uzatılıyor, tek yaşayan yaşlılara sahip çıkılıyor, direnişteki işçiler ile dayanışılıyor, cezaevlerine kitap gönderiliyor, ihtiyacı olan köy okullarına kitap temin ediliyor, sorunlar paylaşılıyor, dertler azalıyor; ücretsiz sergilenen tiyatrolar, konserler, sergiler, filmlerle evimiz yaşam buluyor.
Yeldeğirmeni Dayanışması forumu ilk günden itibaren her pazartesi toplanmaya devam ediyor, artık kendi evinde Don Kişot Sosyal Merkezi’nde. Yeldeğirmeni Dayanışması, Türkiye’de yaşayan Türkiyeli olmayanları da unutmadı, iki haftada bir İngilizce enternasyonal forum düzenliyor. Yüzlerce katılımcısı ile enternasyonal forum sürüyor. Türkiye’de yaşayan mülteciler için etkinlikler düzenliyor, dayanışma sergilemeye çalışıyor. Kadınlar kendi forumlarını topluyor, kendilerine ait mor odalarını oluşturuyor, sokaklardaki taciz vakalarına karşı eylemler yapıyor.
Dayanışma sürüyor, kentte yaşayanlar kentlerine, mahallerine sahip çıkıyor. Yeni işgal evleri- bostanları- fabrikaları kurulmaya devam ediyor. Demiştik, bu daha başlangıç…