HDP Mersin Milletvekili ve HDK Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü ve SYKP Eş Genel Başkan Nejla Kurul SYKP’nin “Sadaka değil “insanca” yaşanacak asgari ücret istiyoruz!” kampanyasının sonuçlarını TBMM’de kamuoyuyla paylaştı.
Her yılın aralık ayında beş Çalışma Bakanlığı, beş büyük sermaye (TİSK), beş de sözde işçi (Türk-İş) temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işçilerin gözünün önünde bir oyun oynadığını ve kararın nihai olarak sermayedarların verdiği belirtilen açıklamada “Toplam istihdamın üçte ikisini oluşturan, tüm değerlerin yaratıcısı olan milyonlarca işçi insani bir biçimde yaşamaları mümkün olmayacak düzeyde bir ücretle çalışmaya zorlanıp, korkunç bir emek sömürüsüne tabi tutulurken, aynı zamanda da, başka ülkelerde görülmeyen düzeylerde, ağır bir biçimde vergilendirilmektedir.” denildi.
Bugünlerde ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ 2015 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere dördüncü kez toplanıyor. Resmi rakamlara göre 5 milyonun üzerinde, ancak kayıt dışı çalışanlarla birlikte toplam 10 milyona yakın asgari ücretlinin ve onların bakmakla yükümlü oldukları en az 15-20 milyon insanın geçimini, eğitimini ve sağlığını etkileyecek asgari ücret kararı alınıyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu her yılın Aralık ayında işçilerin gözü önünde bir oyun sergiliyor. Oyunun konusu “asgari ücreti belirleme”. Oyuncuların; beşi Çalışma Bakanlığı, beşi büyük sermaye (TİSK), beşi de sözde işçi (Türk-İş) temsilcilerinden oluşuyor.
Bu Komisyon’da son kararı, beş Bakanlık temsilcisi bürokrat ve onların tavrını da ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal dengeleri göz önünde bulunduran Hükümet tarafı ve büyük sermayedarlar belirliyor. Diğer bir deyişle, Asgari Ücret Tespit Komisyonu, neo liberal yönetişim yaklaşımıyla sürece, demokratik bir katılımlı süreç görüntüsü vermeye çalışıyor.
OECD’ye göre, Türkiye’de işçilerin milli gelirden aldığı pay son on yılda hızla düşerek yüzde 30’lara kadar gerilemiştir. TÜİK’e göre, resmi enflasyon oranının yüzde 10’u aştığı gerçeğine rağmen, Hükümetin 2015’te asgari ücret için yüzde 3+3 olarak artış öngörmesi ve bütün tartışmanın bu oranlar etrafında döndürülmesi, Komisyon’un çalışmasının bir ortaoyunundan ibaret olduğunu açıkça gösteriyor.
Bu oyunu bozmak için bizler, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) olarak, yaklaşık iki aydır ülkenin her yanında “Sadaka değil insanca yaşanacak asgari ücret istiyoruz” kampanyasını yürüttük. Amacı, asgari ücretlilerin karşı karşıya kaldığı haksızlığı teşhir etmek, kitlelerin tepkilerini anlamak ve onların sözleriyle ihtiyaçlarını ortaya koymaktı. Bu çerçevede en geniş kesimlerden imzalar toplandı, görüşmeler yapıldı, anketler uygulandı. Kısaca SYKP işçileri ve emekçi halkları asgari ücretin insanca yaşanabilecek bir düzeye çıkartılması için mücadeleye davet etti.
● İşçiler Hükümet’in yüzde 3+3’lük teklifine tepki gösteriyorlar.
Çünkü Hükümet’in teklifi gerçekleşirse asgari ücret 2015’in ilk altı ayında sadece 922 lira, ikinci altı ayında ise 947 lira olacaktır. Bu, asgari ücrette günlük sadece 1 liralık bir artış anlamına gelmektedir. İşçiler buna karşı çıkıyorlar. Keza devlet bu çalışmada kendi içinde de çelişkiye düşmüştür. Zira Komisyon’un verdiği görev gereği hesaplama yapan TÜİK temsilcisi, ağır işlerde çalışan bir işçinin geçimi için gereken asgari ücret tutarının net 1.424 lira 70 kuruş olması gerektiğini açıklamıştır.
● İşçiler, yönetenler için saray yapılırken gösterilen cömertlik ile asgari ücret belirlenirken yapılan cimrilik arasındaki çelişkiyi görüp, tepki gösteriyorlar.
● İşçiler ekonomi büyürken, kişi başına düş(mey)en gelir artarken, asgari ücretteki artışın ne denli düşük kaldığının bilincinde olarak tepki gösteriyorlar.
Nitekim DİSK-AR’ın TÜİK ve IMF verilerine göre yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, 1978’den beri Türkiye ekonomisi sabit fiyatlarla yaklaşık yüzde 400 büyürken, asgari ücretteki artış sadece yüzde 12 olabilmiştir. Yani asgari ücret, 2005 yılından beri yerinde saymaktadır. Oysa asgari ücret ekonomik büyümeye endeksli olarak belirlenmiş olsaydı bugün brüt 2117 lira ve net 1667 lira olacaktı.
Kısaca işçiler, emekleri üzerinden gerçekleştirilen sömürünün giderek yoğunlaşmasının, buna karşılık yerinde sayan ücretlerinin düşüklüğü nedeniyle de yaşam standartlarının giderek düştüğünün bilincindeler ve bu yüzden tepkililer.
Toplam istihdamın üçte ikisini oluşturan, tüm değerlerin yaratıcısı olan milyonlarca işçi insani bir biçimde yaşamaları mümkün olmayacak düzeyde bir ücretle çalışmaya zorlanıp, korkunç bir emek sömürüsüne tabi tutulurken, aynı zamanda da, başka ülkelerde görülmeyen düzeylerde, ağır bir biçimde vergilendirilmektedir.
Yakında TBMM’de görüşülen 2015 Merkezi Yönetim Bütçesi temelde asgari ücretliler olmak üzere, işçilerden ve yoksul halktan Gelir Vergisi, KDV ve ÖTV adları altında toplanan vergilerle oluşturulmaktadır. Bu bütçe de tıpkı öncekiler gibi, alt yapı, inşaat, faiz ve sübvansiyon ödenekleri ile büyük sermayeye, milli savunma ve iç güvenlik ödenekleri ile demokrasi ve özgürlük taleplerini, kısaca işçilerin ve emekçi halkların hak arama mücadelesini boğmak için kullanılacak olan bir bütçe olacaktır. Böyle bir bütçe aynı zamanda emek sömürüsünün katmerleşmesine neden olacaktır.
“İnsanca yaşanacak bir asgari ücret” için yaptığımız kampanyada, aşağıdaki talepler ile toplanan on bine yakın imzayı TBMM’ye teslim etmek üzere geldik.
• Asgari ücret işçiler tarafından belirlenmeli ve insanca yaşanacak bir düzeye çıkartılmalıdır.
• Asgari ücretten kesilen ve net asgari ücretin yüzde 69’una karşılık gelen vergi, prim ve fon kesintilerine son verilmelidir.
• Bakanlar Kurulu, ücret artışı nedeniyle ücretlilerin bir üst gelir gurubuna yükselerek, daha yüksek oranda vergilendirilmesini önleyici bir biçimde Gelir Vergisi oranlarını yeniden düzenlemeli ve zaruri tüketim mallarından alınan KDV ve ÖTV gibi vergilerin oranlarını sıfıra çekmeli, vergi yükü lüks tüketim malları üzerine kaydırılmalıdır.
• TBMM, acilen vergi yasalarında değişiklik yaparak, zengin üst gelir gruplarının ödeyeceği vergileri yükseltmeli, artan oranlı tarifede yer alan basamak ve oran sayısını asgari ücretliler lehine olacak şekilde artırmalıdır. Ayrıca sermayeye sunulan her türlü vergi muafiyet ve istisnası ve indirimine son vermeli ve adaletsizlik ve eşitsizliğin ayyuka çıktığı servetler etkin bir biçimde vergilendirilmelidir.
• Bu taleplerin takipçisi olacağız. Tüm işçileri ve emekçi halklarımızı asgari ücretin insanca yaşanabilir bir düzeye çıkartılması için verdiğimiz mücadeleyi desteklemeye çağırıyoruz.
Yaşasın işçilerin birliği ve örgütlü mücadelesi!
Nejla Kurul
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Eş Genel Başkanı