HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu TBMM Genel Kurulunda konuştu. Gergerlioğlu, AKP sıralarına dönerek, “2008’di. Ak Parti’ye kapatma davası açılmıştı. Sabah ilk karşı açıklamayı ben yaptım. Bugün, hani bir Bakanınız var ya. Ona buna küfrediyor. O gün size ağız dolusu küfrediyordu” dedi.
SiyasiHaber / Orhan Koç
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM Genel Kurulunda gündemi değerlendirdi.
Gergerlioğlu, “2008'di. Ak Parti'ye kapatma davası açılmıştı, ben MAZLUMDER Genel Başkanıydım. Sabah ilk karşı açıklamayı ben yaptım. Bugün, hani bir Bakanınız var ya, ona buna küfrediyor, o gün size ağız dolusu küfrediyordu. Ben gücün yanında değilim. Kimisi, güç bu tarafa giderse bu tarafa, bu tarafa giderse bu tarafa gider. Biz hak eksenindeydik, Allah'a şükürler olsun, hiç de şaşmadım bu eksenden” diye konuştu.
“Çıplak arama iddialarını gündeme getirdiğim için tehditlerle karşılaşıyoruz”
Çıplak arama iddialarını gündeme getirdiğimiz için yalanlar, hakaretler, iftiralar, tehditlerle karşılaştıklarını ve bunun sadece gerçeği örtmek için yaptıklarını söyleyen Gergerlioğlu şöyle devam etti.” Bu saldırıların nedeniyle ilgili bir açıklama yapmak isterim. Şahsıma yönelik itibarımı ayaklar altına alıcı bir saldırı gerçekleşmektedir. Katıldığım bir on-line "Zoom" paneli bahane edilerek şahsıma saldırılmaktadır. İnsan Hakları Haftası dolasıyla 9 Aralık günü bir insan hakları savunucusu olarak benden on-line panelde ifade özgürlüğüyle ilgili bir sunum yapmam istendi. Ben de bu panele katıldım ve ifade özgürlüğüyle ilgili bir sunum yaptım. 15 – 20 dakikalık ve oradan ayrıldım. Benim dışımda farklı kesimlerden katılımcılar vardı, Türkiye'den insan hakları savunucuları vardı ve farklı kesimlerden insanlar vardı. Onlar da sunumlarını daha sonra, bilahare yaparak ayrılmışlar. Bundan sonra oradaki katılımcıların kimliğinden dolayı şahsıma yönelik işte "FETÖ'cüdür." "Şudur, budur…" gibi birtakım saldırılarda bulunuldu” dedi.
“Herhangi bir gurubun üyesi olsam çıkar açıklarım bunu İçişleri Bakanına bırakmam”
Bir gurubun üyesi olsaydım bunu kimsenden saklamayacağını, çıkıp kendisinin açıklayacağını ve bunu İççileri Bakanı’na bırakmayacağını ifade eden Gergerlioğlu, şöyle devam etti. ”Ben insan hakları savunucusuyum. Orada sunduğum ifade özgürlüğü metni de burada. Benim bu metnimi okumak isteyenler biraz sonra benden alabilirler. Benim bu metnim kendi kişisel web sitemde metin olarak durmakta, YouTube kaydında da ne anlattığım bellidir. Benim gizlim saklım yoktur, yıllardır insan hakları savunucusu olarak çalışan bir insanım. Ben herhangi bir grubun üyesi olsam, çıkar açıklarım bunu İçişleri Bakanı’na bırakmam” diye konuştu.
“Çıplak arama hususunda haklıyım, güçlüyüm kimseden korkmuyorum”
Partimizi ve tüm ezilenleri yeryüzünün lanetlileri ilan edenlere karşı kazanacaklarını söyleyen Gergerlioğlu, çıplak arama konusunda haklı olduğunu ve haklı olduğu için güçlü olduğunu bunun için kimsenden korkmadığını ifade etti.
“Başörtüsüne özgürlük derken herkese özgürlük diyordum”
Başı örtülü ve başı açık ayırt etmeden herkes için özgürlük istediklerini ve bunun için yıllarca mücadele verdiklerini söyleyen Gergerlioğlu şu şeklide devam etti. “Bakın, ben hayatım boyunca mücadeleden geliyorum. Bana kimse bir şey anlatmasın, başörtüsü edebiyatı da anlatmasın. Çünkü ben yıllarımı başörtüsü mücadelesine verdim, polisten dayak yedim, hakaret yedim ama siz, başörtüsünün içini boşaltanlar, bunu anlayamaz. Başörtüsü mücadelesinde ben bir vicdan mücadelesi veriyordum. Başörtüsüne özgürlük derken herkese özgürlük diyordum, başı açığın da özgürlüğü olması gerekir diyordum” diye konuştu.
“İnsan hakları ihlallerini anlatmamız demek ki birilerini rahatsız ediyor”
İnsan hakları ihlallerini anlatmalarının birilerini rahatsız etiğini ifade eden Gergerlioğlu, “Özlem Zengin, bana demiş ki: "Gergerlioğlu, bu Meclisi terörize ediyor." Değerli arkadaşlar, ben size sorarım: Bu Meclis'te tek biriniz bile beni herhangi bir kavga, gürültüde gördü mü? Ben iki buçuk yıldır insan hakları ihlallerini anlatırım. Buraya, çıkarım kürsüye insan hakları ihlallerini anlatırım ama insan hakları ihlallerini anlatmamız demek ki birilerini rahatsız ediyor.
O zaman ben şunu söyleyeyim: Ünlü sosyolog, yazan, çizen ve genç yaşta katledilen, hayran olduğum insan Ali Şeriati der ki: "Ben, sizi rahatsız etmeye geldim." Evet, ben de sizi rahatsız etmeye geldim. Partimizin de söyledikleri belki sizi rahatsız ediyor ama biz bunun için varız. İnsan hakları ihlallerini vurgulamak için varız.
Biz insan hakları ihlallerini vurguluyoruz, çıplak arama diyoruz, yemediğimiz hakaret kalmıyor. Bakın, Sayın Murat Çepni Vekilimiz gündeme getirdi 19 Aralık’ta. Biz burada çıplak arama var derken, Sayın Özlem Zengin 'İnanamıyorum, öyle bir şey yok' derken Sincan Cezaevi'nde çıplak arama vardı. Bir mektup geldi Sincan Cezaevi'nden, okuyayım size, vicdanınıza elinizi koyun, dinleyin: 'Bugün ise koğuş aramasında oldu her şey. Yine, hakaret ettikleri için gerginlik çıktı ve darp edildik. Sonra tecrit hücresine götürdüler zorla, orada da işkence yaptılar. Çıplak arama için üstümüzü, başımızı yırttılar, bu sırada darp gördük, ölümle tehdit edildik, küfredildi bize' diyor burada, birileri 'Çıplak arama yok' derken” açıklamasında bulundu.
“OHAL mağdurları için açıklama yaptım 'FETÖ'cü' dediler”
"Başörtüsü dedim mürteci, Ermeniler dedim Ermeni, Kürt meselesi dedim Kürtçü, PKK’ci oldum işimden attılar. Şimdi de OHAL mağdurları diyorum. Bu sefer de "FETÖ'cü" deniyor" diyen Gergerlioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü.
“Bakın, ben zamanında MAZLUMDER Başkanlığı yaptım, Kocaeli Şube Başkanlığı ve Genel Başkanlık; o dönemde özellikle başörtüsü ve Kürt meselesi konusunda çok yoğun uğraş verdik. Ben başörtüsüyle ilgili yıllarca, belki on yıllarca eylem yaptığım, açıklamalar yaptığım için bana "mürteci" dendi. Veşu anda başörtüsü serbest ama bize o zamanlar bu damga vuruldu. Daha sonra Hrant Dink cinayeti işlendi. Ben 'Adalet Talebimiz Var İnisiyatifini' kurarak her kesimden insanın katıldığı bir inisiyatifle o günkü Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de ziyaret ederek Devlet Denetleme Kurulu raporunun açıklanmasını istedik ve Sayın Gül de bize o gün bu konudan çok rahatsız olduğunu, çok üzüldüğünü söyledi. Ermenilere yapılan haksızlığa karşı uzun yıllar mücadele ettim, bu sefer bana "Ermenici" dediler. Daha sonra, Kürtlere yapılan haksızlıklara karşı, zaten hayatımın başından itibaren mücadele verdim. Mazlum Kürt halkı için de sonuna kadar veririm ve bunun karşılığında yirmi yedi yıllık uzman doktorluk hayatım bitirildi. "Sen PKK'cısın, Kürtçüsün, teröristsin" diyerek işimden atıldım, cezalar aldım, her türlü hakarete uğradım. Ben Sünni bir insanım, Alevi canlar için defalarca açıklamalar yaptım. OHAL mağdurları için, KHK'yle sivil ölüme, soykırıma uğratılan yüz binlerce insan için açıklamalar yaptım, bu sefer de bana "FETÖ'cü" dediler. Ama ben insan hakları savunucusuyum.
Arkadaşlar, çıplak arama yapılan insanların kimliğine göre mi davranıyorsunuz? Uşak Emniyet Müdürlüğündeki mağdurlar bu gruptan diye mi bana “FETÖ’cü” demeye çalışıyorsunuz? Bu memlekette Sayın Emin Çölaşan'a, Sayın Kılıçdaroğlu'na bile "FETÖ'cü" denmedi mi ya, Allah'tan korkun yani. İnsan hakları savunuculuğu ne demek şu örneklerle anlamıyor musunuz? İnsan hakları savunuculuğu demek, kimliğe bakmamak demektir, haksızlığa karşı durmak demektir” dedi.