CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Halkın oyunu alan bir kişiyi, halkın iradesini bir kenara bırakarak yerine kayyum atıyorsanız o ülkede demokrasi yoktur… Demokrasiler çifte standardı kabul etmez… Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. “Biz her koşulda demokrasiyi savunmak zorundayız” diyen Kılıçdaroğlu, “Farklı düşünüyor diye gazeteciyi, siyasetçiyi hapse atarsanız olmaz. Baroların kendi seçimlerini yapmalarına yasak getirildi. Hukukçulara yasaya aykırı yasak uyguluyorsunuz. Bunun üzerinde de durmak gerek” şeklinde konuştu.
“Halkın iradesine kayyum atıyorsanız o ülkede demokrasi yoktur”
Ayhan Bilgen'in tutuklanması ve Kars Belediyesine kayyum atanmasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, "Demokrasi bir başka özelliği de seçimle gelenlerin seçimle gitmesidir. Meşruiyetin kaynağı halktır. Halkın oyunu alan bir kişiyi, halkın iradesini bir kenara bırakarak yerine kayyum atıyorsanız o ülkede demokrasi yoktur. Seçimle gelen belediye başkanı aynı olaydan hapis yatmış, AYM hak ihlali demiş. Olay çok daha vahim boyutlardadır" dedi.
“Demokrasiler çifte standart kabul etmez”
"Demokrasiler çifte standardı kabul etmez" diyen Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki, gözaltına alınanlar HDP'liler ya da başka partiden… Bir haksızlık varsa ve siz ona itiraz etmiyorsanız burada adaletsizlik var demiyorsanız o zaman haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Balyoz, Ergenekon olaylarını hatırlıyorsunuz değil mi? Kim haklı çıktı, biz çıktık. Neden 6 yıl beklediniz? Acaba biz Millet İttifakını nasıl dağıtırız hinliğinin peşindeler. Haklıyla haksızlığı ayıracaktır bizim insanımız" ifadelerini kullandı.
“Devlet yalan söyler mi?”
TTB'nin, "Rakamları yanlış açıklıyorsunuz" uyarılarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, TTB'ye her türlü eleştirinin yapıldığını ancak sonunda Sağlık Bakanının doğruları söylemediğinin ortaya çıktığını belirtti. "Devlet yalan söyler mi? Asıl üzerinde durmamız gereken nokta bu" diyen Kılıçdaroğlu, "Gerekirse hiç bilgi vermezsiniz. Bilgi veriyorsanız doğruyu söyleyeceksiniz. Çok sayıda vatandaşımızı yaşamını yitirdi" şeklinde konuştu.
Salgın döneminde ‘sosyal devlet´çöktü
Salgın döneminde 700 bine yakın dükkanın kapatıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Dükkanların kapatılması doğruydu, pandemiyle mücadeleydi. Dükkanını kapatıyorsan sosyal devlet olarak mali olanakları sağlamak zorunda. Esnaf için sicil affı çıkarılmadı hala" dedi.
"Kim kendisine sahip çıkıyor onu da esnafın öğrenmesi gerek" diyen Kılıçdaroğlu, "1 milyon 956 bin esnafımız var. Son 8 ayda Ankara, İstanbul ve İzmir'de 35 bine yakın esnaf kepenk indirdi. Haziran ayından 7 bin 222 iş yeri kapandı. Son beş yılın haziran ayındaki verilerinden yüksek" ifadelerini kullandı.
Yapılan zamlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Esnafın elektrik, su ve doğalgaz faturalarının ödenmesine devlet destek versin dedik, bunların hiçbiri olmadı. Bunları yapmadılar ama her türlü zammı yaptılar. Bu zamlar insafsızca yapıldı" dedi.
Kahvelerde kağıt oyunu oynanmasıyla ilgili sözlerine gelen yorumlara değinen Kılıçdaroğlu, "Kahvecilerle ilgili bir şey söyledim kıyamet koptu. 'Vay bunu nasıl söylersin, sen kağıt oynamayı biliyor musun' diye. Bir daha söylüyorum, bütün garibanların, bütün esnafın, bütün sokak satıcılarının sözcüsüyüm, temsilcisiyim, olmaya da devam edeceğim" şeklinde konuştu.
Kılıdaroğlu, "Servisçilerin ortak söylediği şu, dünyanın en pahalı yakıtını kullanıyoruz. Doğru mu, doğru. Devlete mal satan medikal firmalar, '15 aydır paramız ödenmiyor. Şimdi bize resmi bir yazı yazmışlar. Yüzde 25 alacağınıza düşürün' diyor. Devlet şantaj yapar mı?" diye sordu.
“İktidarımızda Esnaf Bakanlığı kuracağız”
CHP'nin iktidara gelmesi durumunda esnaf bakanlığı kurulacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Mutlaka sicil affı çıkmalı. Yeniden kanun teklifi hazırlayacağız. Alınan krediler var, dükkân kapalı. Taksitlendirme yapılmalı ve faiz alınmamalı. Zincir mağazalarla ilgili düzenleme yapılmasını istiyor esnaf. Esnafı koruyacak kanun lazım. Kısa çalışma ödeneğinden esnafın yanında çalışanlar da yararlanmalı. Esnaf bu süreçte icra memurlarının baskısından kurtarılmalı. Devlet kantincilerden bir yıl süreyle kira almamalı. Pandemi boyunca zarara uğrayan esnafa kira desteği verilmeli. Türkiye'de para var ve Türkiye güçlü bir ülke. Esnafa para verip vermemek bir siyasi tercihtir. 8 ayda tefecilere ödedikleri para 91 milyar 614 milyon lira. Esnafa bir kuruş vermediler" dedi.