CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Özel, “6-8 Ekim olaylarının üzerinden altı yıl geçti. Hangi yeni delil var bilmek isteriz” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 5-9 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlenen Kobanê eylemlerine ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Gözaltı kararı verilenler arasında HDP’li eski milletvekilleri Nazmi Gür, Ayla Akat Ata, Emine Ayna, Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, belediye başkanları ve MYK üyeleri de var. Kararın ardından Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Altan Tan, Sırrı Süreyya Önder, Emine Ayna, Nazmi Gör, Beyza Üstün, HDP’li Can Memiş, Gülfer Akkaya, HDP MYK üyesi Alp Altınörs, eski HDP Sözcüsü Günay Kubilay, Toplumsal Özgürlük Partisi Sözcüler Kurulu üyesi ve Dönem Sözcüsü Perihan Koca, HDK-HDP Kadın Meclisi üyesi Dilek Yağlı, Hakan Gülseven, gözaltına alındı. Gözaltı süresinin 4 gün olacağı kaydedildi. İstanbul’da da gözaltına alınanlar sağlık kontrolünün ardından emniyet müdürlüğüne götürüldü.
‘Sindirme operasyonu yapıyorlar’
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. HDP’li siyasetçilere yönelik operasyonların iktidar tarafından ‘gündem değiştirmek’ adına yapıldığını ifade eden Özel, “6-8 Ekim olaylarının üzerinden altı yıl geçti. Hangi yeni delil var bilmek isteriz” dedi.
Özel ‘in konuya ilişkin açıklamalarının satır başları şöyle:
HDP’nin elinde kalmış son il belediye başkanı
Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ve eski TBMM İdare Amiri Sırrı Süreyya Önder’in de bulunduğu HDP’nin eski MYK üyelerine yönelik bir operasyon yapıldı. Mevzu altı yıl önce. 6-8 Ekim olayları olarak bilinen olaylarla ilgili Ayhan Bilgen daha önce tutuklandı. Dokuz ay tutuklu kaldı ve serbest bırakıldı. Anayasa Mahkemesi’ne haksız tutuklandım diye başvurdu. Anayasa Mahkemesi 2017 yılında verdiği kararla, ‘Olayların olduğu ve HDP’nin MYK bildirisinin yazıldığı gün Ayhan Bilgen’in o toplantıya katılmadığı anlaşılmıştır. Bu yüzden o bildiriden sorumlu tutulamaz, hak ihlaline uğramıştır’ dedi ve yattığı dokuz ay için tazminat verin dedi. Bugün Ayhan Bilgen’i 6-8 Ekim olaylarında MYK üyesi olduğu için gözaltına alıyorlar. Sebep? Çünkü Kars’ın seçilmiş belediye başkanı ve HDP’nin elinde kalmış son il belediye başkanı. Eski görüntüler televizyonlarda dönebilir ve ekonomideki bu çöküş konuşulmayabilir ve yeniden Türkiye başka bir gündemin, AKP ve MHP için kendileri için elverişli bir gündemin içerisine çekilebilir diye düşünüyorlar.
Kaçıp giderse işinize gelir
Sırrı Süreyya Önder tutuklandığında bu iddialar kendisine soruldu. Bu iddialara kendisi savunma yaptı, bundan dolayı ceza almadı ve dışarıya çıktı. Eğer bundan dolayı ceza almadıysa zaten bitmiş. Yattığı ceza bununla ilgiliyse neden bir daha götürüyorsunuz. Ayhan Bilgen ilin belediye başkanı. Savcı Bey telefon açsa, Ayhan Bey ifadenize ihtiyacımız var dese bırakıp gidecek değil herhalde belediyeyi. Kaçıp giderse işinize gelir yerine valiyi koyarsınız. Ama Ayhan Bilgen’i yaka paça evinden gözaltına alarak götürüyorlar ve o görüntüleri servis ediyorlar.
Bildiğimiz yeni bir delil yok
Biz 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili ölen elli vatandaşımızı, Yasin Börü’yü de ayırmadan, Mert Değirmenci’yi de ayırmadan, Şanlıurfa’da ölen Aynur Kudin’i de ayırmadan hepsi için yüreğimiz yanıyor. Bugün Sayın Mithat Sancar olaylarda ölenlerin büyük kısmının HDP üyesi olduğunu söyledi. Bu da önemli bir veridir. ‘Olaylarda ölen Yasin Börü’ye ciğeriniz yanmıyor mu’ diyen AK Partililer soru sorarlar. Bu da kıymetli bir tespittir. Ölenlerin hiçbirisini ayırmadan 6-8 Ekim olaylarına üzülüyoruz, ağlıyoruz, yüreğimiz yanıyor. Sorumlular varsa çıksın ama sorumsuzluğu Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edilmiş bir belediye başkanını görevinden almak, onu kriminalize etmek onun üzerinden Türkiye siyasetinde başka bir çalkantı yaratmaya çalışanlara karşı da milletimiz uyanık olsun, meseleyi doğru bir açıdan görelim. 6-8 Ekim olaylarının üzerinden altı yıl geçti. Hangi yeni delil var bilmek isteriz. Bizim bildiğimiz yeni bir delil yok.
Sindirme operasyonu yapıyorlar
Tabii bir açıklama bekleriz. Ne açıklama bekleriz? Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye özel temsilcisi, Türkiye’nin de yakından tanıdığı James Jeffrey, Suriye’de Türkiye’nin terör örgütlerine müdahale etmeyeceği garantisini verdi. Bu garantiyi bizim adımıza Jeffrey nasıl veriyor? Bizimkiler kime tamam olur dedi? Recep Tayyip Erdoğan bu konuda Trump’a ne dedi? Suriye özel temsilcisi bizim adımıza bu garantiyi nasıl veriyor hakikaten manidar. Bugüne kadar yalanlanmadığına göre doğruluyor. Bu doğru olsa anında ‘Eyy Jeffrey sen nasıl konuşuyorsun, bizim terör örgütüne saldırmama, bizim terör örgütüne müdahale etmeme garantimiz olmaz’ derlerdi. Demeyip de susuyorlar. Sonra altı yıl önceki bir mesele üzerinden bir algı operasyonu ve sindirme operasyonu yapıyorlar. Altı yıl önce Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmadan hemen önce muhalefet kulisine gelirdi. Muhalefet kulisinde MHP’lilerle oturmazdı. Çünkü onlar MHP’yle birbirlerinin yüzlerine bakamayacak hakaretler etmişlerdi. Ben burada tekrar etmekten utanç duyarım. Bizimle de konuşmazdı. Bizim de öyle bir merakımız yoktu. Ama Sırrı Süreyya Önder’le çok samimi çay, kahve içip şakalaşırlardı altı yıl önce. Ben oradaydım. Muhalefet kulisinde Sırrı Bey’in çayını içmeye gelirdi de bize gelmezdi, beklemezdik de. MHP’yle de göz göze gelmezlerdi. Şimdi MHP’yle birlikte altı yıl önceki Sırrı Süreyya’yı yargılamaya kalkıyorlar. Ama Jeffrey diyor ki, ‘Türkiye söz verdi terör örgütlerine müdahale etmeyeceksin diye’ buna da susuyorlar. Bunu vatandaşlarımızın değerlendirmelerine ve vicdanlarına havale ediyoruz. Bize gösterilen fotoğraf başka bir görüntü ama başka yerde başka işler oluyor. Bizim milletimizin feraseti bu tip kandırmacaları, bu tip aldatmalara aldanmayacak kadar yerindedir.