Erdoğan, ölüm orucunda yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik için devletin gerekeni üzerine düşeni yaptığını iddia ederek “Yargının hiçbir unsuru, herhangi bir ideolojinin emrine giremez. Yargının tek ideolojisi adalet olmak zorundadır” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Saray'da gerçekleşen yeni adli yıl açılışında konuşma gerçekleştirdi.
Doğu Akdeniz'deki gelişmelere değinen Erdoğan, "Biz artık bu gölge oyunundan bıktık." ifadelerini kullandı. "Kendine bile hayrı olmayan bir devleti, Türkiye gibi bölgesel ve küresel bir gücün önüne atıp yem etmeye çalışmak, artık komik kaçmaya başladı." diyen Erdoğan, "Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz'in zenginliklerinin üzerine adeta çökme çabası tam bir modern sömürgecilik örneğidir." diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
'Adalet mülkün temelidir' sözü, Devletin ordu ile para ile değil, petrolle doğalgazla değil, adaletle yaşadığını belirtiyor.
Adaleti tam manasıyla tesis ettiğinizde diğer her şey zaten kendiliğinden gelişecek, yaşayacak, ülkeyi ve toplumu kuşatacaktır.
İsimleri tarihe altın harflerle kazanan devlet büyüklerine baktığınızda, hepsinin de en başta gelen vasfının adalet konusundaki hassasiyet olduğunu görüyoruz.
Bu ağır yükü başarıyla omuzlayan sizlerin her birine ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Adalet insanlığın varlığı ve geleceği bu kadar önemliyken, günümüzde dünyanın dört bir yanında inleyen mağdurların feryatlarının yükseliyor olması ayrı bir tenakuzdur.
Ebru Timtik açıklması
Erdoğan açıklamasında, Avukat Ebru Timtik'in yaşamını yitirmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Barolarla ilgili rahatsızlığımı iletmek istiyorum" diyen Erdoğan, "Şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı katleden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vazgeçirmek için, devlet üzerine düşeni yapmıştır" dedi.
“Avukatlık mesleğinden men tartışılmalı”
"İstanbul Barosu'na asılan pankartın, şehidimizin (Savcı Mehmet Selim Kiraz) kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Diğer kurumlarda terör örgütleriyle böylesine içli-dışlı olan kişiler nasıl mesleklerinden men edilebiliyorsa, avukatlar için de böyle bir yöntemin gerekip gerekmediği tartışılmalıdır.
“Kanlı yolun ününü kesmek için gerekeni yapacağız”
Teröristlerin avukatlığını yapanın teröristliğe soyunması mümkün değildir. Şayet yaparsa bunun bir bedeli olmalıdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle çarpık bir duruma izin verilemez. Önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız. Hakimin, savcının, polisin, askerin yapamadığını, kamusal bir vazife icra eden avukat da yapmamalıdır."
"Yargının hiçbir unsuru, herhangi bir ideolojinin emrine giremez" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Yargının tek ideolojisi adalet olmak zorundadır. Bir adalet kurumu olması gereken kimi baroların, terör örgütlerinin arka bahçesi, propaganda aracı, yasadışı faaliyetlerinin kılıfı haline dönüşmesi çok acıdır.
Uyuşturucu baronunu savunan avukat uyuşturucu tüccarlığına, katili savunan avukat cana kast etmeye, hırsızı savunan avukat hırsızlığa kalkışmıyorsa, teröristin avukatlığını yapanın da teröristliğe soyunması mümkün değildir."