Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış, bu hafta New York’ta başlayacak ve IŞİD konusunun ele alınacağı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarından önce Pentagon Sözcüsü Tuğamiral John Kirby ile görüştü.
Rehine krizinin çözülmesinin ardından Türkiye’nin koalisyona ne ölçüde katkı sağlayacağı merak ediliyorken, Kirby, “Sırf coğrafya nedeniyle bile Türkiye bu çabada bir ortaktır, ortak olacak ve ortak olmak zorundadır” diye konuştu. Sözcü, IŞİD karşıtı koalisyona yapabileceği katkılar konusunda ise Ankara’nın önerilerini ilettiği söyledi. Ancak bunların neler olduğunu açıklamadı. Ayrıca Ankara’nın Suriye’de kurmak istediği tampon bölge konusunda ise bir destek açıklamasında bulunmadı. Kirby, Suriye’de bir harekât için Savunma Bakanlığı’nın şu anda hazır olduğunu ilan etti. Pentagon sözcüsünün ayrıca, hem IŞİD hem de Şam yönetimine karşı kullanmak üzere eğitim verilecek Suriyeli muhalif gruplar konusunda Türkiye ile değil Suudi Arabistan ile çalışacaklarını söylemesi dikkat çekti. Kirby, İstanbul dahil bölgeden IŞİD’e üye akışının devam ettiğini kaydetti. Röportajın bir bölümü şöyle;
Geçen hafta Türkiye’nin askeri harekâta katkı sağlayacağını söylediniz. Bundan halen emin misiniz?
– Türkiye’nin IŞİD’e karşı çabalara katkı sağlayacağını söyledim. Askeri olarak katkı sağlayıp sağlamayacakları onlara bağlı. Biz Ankara’ya özel bir istekle gitmedik. Durumla ilgili görüşlerini rica etmek ve onlar için nelerin mümkün olduğunu anlamak için gittik. Yapabilecekleri faydalı şeylerle ilgili bazı görüşler önerdiler. Bu konuda onların konuşmasına izin verin. Ama sırf coğrafya nedeniyle bile Türkiye bu çabada bir ortaktır, ortak olacak ve ortak olmak zorundadır.
Askeri harekâtta mı?
– IŞİD’e karşı çabada. Nasıl katkı sağlayacakları Türk Hükümeti ve Türk halkına bağlı.
Askeri harekâta katkının tanımı nedir? Mesela Türkiye İncirlik Üssü’nün keşif için kullanımına izin verirse bu askeri harekâta katkı sayılır mı?
– Varsayımlara girmek istemiyorum. Bu sadece bir askeri harekât değil. Bu geniş kapsamlı bir yaklaşım. Bölgesel, politik, ekonomik ve askeri. Bu geniş kapsamlı yaklaşımın askeri bir bileşeni var ama askeri boyut işin tek unsuru değil. Türkiye askeri unsurun dışında da katkı sağlayabilir. Türkiye’nin bunda belirgin bir ulusal güvenlik menfaati olduğunu biliyoruz. Her gün 1 miyonun üzerinde mülteci ile uğraşıyorlar. Sınırlarında ve Türkiye’nin içinde endişelendikleri yabancı savaşçılar var. Türkiye’den çok şey öğrenebiliriz. Ve Türkiye’nin katkı sağlayacağını kesinlikle bekliyoruz. Öyle ya da böyle.
Keşif, askeri harekâtın parçası mıdır? Sadece netleştirmek için.
– Elbette keşif askeri harekâtın parçasıdır. Yaz başından beri Irak üzerindeki keşif uçuşlarımızı yoğunlaştırıyoruz. Irak’ın üzerinde 60’dan fazla ISR (istihbarat, keşif ve izleme) uçuşu yapıyoruz. Ama bunların hangi üsten yapıldığından bahsetmeyeceğim.
İstanbul’dan Suriye’ye savaşçı akışı halen devam ediyor mu?
– Biz yabancı savaşçı akışının bölgenin genelinde devam ettiğine inanıyoruz. İzledikleri hatla ilgili konuşmayacağım.
Hem Dempsey hem de Kara Kuvvetleri Komutanı Ray Odierno, operasyonda kara gücüne ihtiyaç duyulabileceğine vurgu yaptılar. Ama Başkan Obama da bunun olmayacağı konusunda çok net. Bu durumda koalisyonun diğer ortaklarına böyle bir rol düşebilir mi?
– Biz bu koalisyonu diğer ülkeleri belli faaliyetlerde sınıflandırmak için oluşturmuyoruz. Öncelikle Irak, egemen bir devlet. Bizim Irak’ı işgal ettiğimiz, rejimin devrildiği 2002-2003 değil. Üniter bir devlet ve tüm Irak vatandaşlarına onları koruyacaklarına dair taahhüdü var. Başka ülkelerin kendi sınırları içinde ne yapacağı Irak Hükümeti’ne bağlı. ABD’ye değil. Biz bu koalisyonu her ülkenin bizim istediğimiz şeyleri yapma beklentisiyle kurmak ve devam ettirmek için çalışmıyoruz. Yapmaya rahat hissedecekleri şeyleri yapmalarını istiyoruz. Bizim ortak olacağımız en önemli kara kuvvetleri Iraklı ve Suriyeli.
Erbil’in bu operasyondaki rolü ne? Wall Street Journal geçenlerde bir başyazı yayınladı ve İncirlik’in işlevini Erbil’e taşımayı önerdi. Bu gerçekçi bir yaklaşım mı?
– İncirlik ve Erbil’i karşılaştırmayacağım. Erbil’de bir ortak operasyon merkezimiz var. Başkan Obama’nın geçen hafta duyurduğu şeylerden biri, Erbil’e yerleştirilebilecek bazı ilave silahlı ISR platformlarıydı. Şimdi bunun üzerinde çalışıyoruz. Erbil’e giden danışman ekiplerimiz var. Silahlı ve insanlı ISR işi var Erbil’de yapacağımız. Erbil önemli çünkü IŞİD’in tuttuğu ve korumak istediği kuzey bölgesinin kalbine yakın. O yüzden Erbil bu çabanın önemli bir parçası. Biri Erbil biri Bağdat’ta iki operasyon merkezi kurmaya karar verdiğimizden beri önemli olmaya devam ediyor.
Şimdi Suriye’de hangi grupların Amerikan Savunma Bakanlığı’ndan eğitim alacağına karar verilecek. Bu konuda Türklerle görüşüyor musunuz?
– Bu sürecin henüz başındayız. Güvenlik araştırması biraz zaman alacak (3-5 ay). Türkiye ile bu konuda farklı bir fikir içinde miyiz, benim bilgim yok.
Bu konuda Türklerle çalışmayacak mısınız?
– Bu konuda istihbarat kuruluşlarımız ve bu gruplardan bazılarıyla ilgili epey bilgisi olan Suudilerle çalışacağız.
Türklerle değil?
– Elbette Türklerin bölgede deneyimi olduğunu biliyoruz. Burada ortak bir tehditle karşı karşıya olduklarını biliyoruz. Ve mutlaka ılımlı muhalefet konusunda Türk Hükümeti’nin görüşlerine açık olacağız. (İleri)