Erdal Kara yazdı
Çarlık Rusyası’na diş bileyen emperyalist merkezler Şubat Devrimi’ni sevinçle karşıladı. 8 ay sonra, Ekim Devrimi gerçekleştiğinde aynı merkezlerde tereddüt vardı. Ortaya çıkan iktidar ne deveye ne de kuşa benziyordu. Tereddüt kısa sürdü. Emperyalist merkezler “kızıllar”ın kendileriyle aynı soydan olmadığını şıp diye anladı.
Burjuva diplomasisi madalyonun iki yüzü gibidir. Bir yüz “içişlerine karışmama”, “toprak bütünlüğüne saygı”, “karşılıklı çıkarlar” gibi prensiplerle parlatılır. Parlatılır ki, gözü kamaşan halk zokayı yutsun. Dış politikanın kendi çıkarlarının gereği olduğunu sansın. Yoksa onu ne milliyetçilik zehiriyle efsunlamak ne de boğazlanacağı savaş mezbahasına tıkmak mümkündür. Diğer yüzünde istihbarat örgütleri
cirit atar. Tezgahlar orada kurulur, pazarlıklar orada yapılır, al takke ver külah orada hüküm sürer. Snowden, Assange gibi “hain”lerin çıkma ihtimali her zaman vardır. Bunun gerekçesi de önceden hazırdır: “Her devletin gizli işleri olur.”
Bütün kapitalistler burjuva diplomasisi denilen ikiyüzlülüğün, bir halka yutturulan bir de sadece kendilerinin vakıf olduğu iki yüzü olduğunu bilir. Kendilerinin vakıf olduğu yüzde bayrak yoktur, vatan yoktur, milliyet yoktur. Orada geçer akçe paradır. Kendi “hain”lerine bu yüzden öfkelenirler. Snowden’e, Assange’a öfkeleri bundandır. İki eski istihbaratçıyı ele geçirmek için dünyayı ayağa kaldırmaları bundandır. Ekvator kafa tutarken, “şirin kapitalist” İsveç’in anında hizaya geçmesi bundandır.
Bolşevikler Assange’ın, Snowden’in yaptığını devlet olarak yaptılar. İktidara geldiklerinde bütün gizli anlaşmaları yayımlayıp madalyonun bir yüzünü ifşa ettiler. Dünya Polonya’yı Rus ve Alman çakallarının nasıl paylaşmaya niyetlendiklerini böylece öğrendi. “Avusturya- Macaristan’ın ahvali ne olacak?” böylece öğrenildi. Çarlık Rusyası’nın diğer devletlerle tezgahladığı bütün herzeler böyle öğrenildi. İkircimsiz olarak güvenilmez devlet yöneticileri ilan edildiler. Bolşevikler onlarla aynı soydan değildi.
Amerika Almanya’yı, Almanya Türkiye’yi dinlemiş. Burjuva diplomasisi başka nedir ki? Paranın tek geçer akçe olduğu, istihbarat örgütlerinin cirit attığı arena değil mi orası? Orada Merkel’in kulağı Tayyip’in, gücü yetiyorsa Tayyip’in kulağı Merkel’in kapı kirişinde değil midir?
Kapitalist devletlerin dünyası rekabetin dünyasıdır. Bu dünyada bütün devletlerin kulağı diğer devletlerin kapı kirişindedir. Ajanlar maharetlerini sergiler. Aklınıza gelen her yer dinlenir. Bilgiler şantaj için istif edilir. Canını dişine taktı, Cumhurbaşkanı oldu Tayyip. Oldu ama belli ki kuyruğu Merkel’in elinde. Muhtemelen Pentagon’un, Mossad’ın elinde. Kıpraşırsa çekecekler kuyruğunu hizaya geçmesi için. Miting meydanlarında deli gözbebekleriyle efelendiğine bakmayın siz onun, efendileri kuyruğunu çekmeye görsün, uysal bir kedi gibi kıvrılıverir ayaklarının dibine.