OHAL’i kalıcılaştıran kanun teklifinin Meclis’te görüşülmesi sırasında söz alan HDP Adana Milletvekili Hatimoğulları, “Görüşülen kanun teklifine baktığımızda, OHAL’in ortadan kalkmadığı apaçık ortadadır. Tam tersine süreklileştirilen, kalıcılaştırılan ve olağanlaştırılan bir OHAL getiren bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız” dedi.
SiyasiHaber
AKP’nin OHAL’i kalıcılaştırmak için Meclis’e sunduğu yasa teklifi görüşülürken, HDP milletvekileri Rıdvan Turan, Saruhan Oluç, Ali Kenanoğlu, Zeynel Özen ve Tülay Hatimoğulları Oruç, teklifin MİT’e dokunulmazlık tanıyan 10. Maddesinin iptal edilmesi yönünde bir önerge verdi. Önergeyi veren milletvekilleri adına Adana milletvekili Tülay Hatimoğulları Meclis Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı.
Hatimoğulları; konuşmasında, OHAL’in ortadan kalkmadığını tam tersine bu yasa teklifiyle olağanlaştırılmak istendiğini belirtti. Hatimoğulları, MİT’e tanınan muafiyetin bu anlayışın bir ürünü olduğu vurgularken “Bu Teşkilat’ın sorgulanamaz, dokunulamaz olmasını asla kabul etmiyoruz. Hiçbir şey temel hak ve özgürlüklerden, insanların yaşamından daha değerli değildir” dedi.
Hatimoğulları konuşmasında şunları söyledi:
Görüşülen kanun teklifinin hem bütününe baktığımızda, hem de maddeleri tek tek değerlendirdiğimizde OHAL’in ortadan kalkmadığı apaçık ortadadır. Tam tersine süreklileştirilen, kalıcılaştırılan ve olağanlaştırılan bir OHAL getiren bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. OHAL uygulamaları yasalara tek tek yedirilerek, daha katmerli ve sıkıyönetimin muadili olan, sivil görünümlü bir yönetim biçimi bu kanun teklifiyle dayatılmaktadır. Zaten yeterince tırpanlanmış olan temel hak ve özgürlükler, bu kanun teklifi şayet kabul görürse, yasal bir statüye kavuşarak kalıcılaşacaktır.
Meclis’e çağrı: Elinizdeki yasama yetkisini yürütmeye devretmeyin
Bir önceki Meclis, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lehine taammüden yetkilerinden vazgeçmiştir. Şu anki Meclis’e çağrımızdır. Elinizde bulunan yasama yetkisini yürütmeye devretmeyiniz. Hala bizlerin uhdesinde olan kimi yetkileri devretmemek bu Meclis’in önemli görevleri arasında yer almalıdır. Yitirdiği yetkileri geri kazanmak, bu Meclis’in temel görevlerinden birisidir. Aksi takdirde şu sıralarda oturmanın bir anlamı kalmayacaktır.
‘MİT birçok karanlık işin arkasında yer aldı’
Bu kanun tasarısıyla tamamen başına buyruk, yeterince merkezileşmiş ve otoriterleşmiş bir rejime doğru gidiyoruz. MİT’e tanınan muafiyet aslında bu anlayışın ifadesidir ve yansımasıdır. Bahsi geçen Teşkilat’ın bugüne kadar birçok karanlık meselenin arkasında yer aldığı çeşitli biçimlerde ortaya çıkmıştır. Bunların birkaçını sıralayacak olursak: Kürt sorunuyla ilgili çözüm süreci devam ederken, Paris’te üç Kürt kadın öldürülmüştür. Ceylanpınar’da polisler öldürülmüş ve bunun arkasından çözüm süreci durdurulmuş, masa devrilmiştir. İnsani yardım adı altında, IŞİD, El Kaide gibi terör örgütlerine, kanlı, tecavüzcü örgütlere lojistik destek sağlanmış, askeri teçhizat konusunda destek sağlanmıştır. Bu konuyu ortaya çıkaran ve şu anda aramızda olması gereken sayın Enis Berberoğlu -bu arada Leyla Güven’i de hatırlatmak istiyorum- ve Cumhuriyet gazetesi bunun bedelini ödemiştir. Suruç, Ankara Gar katliamı, Reyhanlı katliamının arkasında, yine ismi geçen Teşkilat’ın olduğu ortadadır, belgelenmiştir. Dolayısıyla bu Teşkilat’ın sorgulanamaz, dokunulamaz olmasını bizler asla kabul etmiyoruz.
‘İşçilerin, kadınların, LGBTİ’lerin, KHK’lilerin sesi olacağız’
Hiçbir şey temel hak ve özgürlüklerden ve insanların yaşamından daha kıymetli, daha üstün değildir. Ezen ceğeltel zulm vel ihtires kıbletek inte beytek esfele sefilin. (Zulmü ve ihtirası kıblen olarak kabul edersen, meskenin yerin yedi kat derininde demektir.) Zulmü ve ihtirası kıbleniz olarak görmekten vazgeçin. Ve şunu bilin ki, bu ülkede yaşayan tüm halklar ve inançlar, hangi dilden, hangi dinden olursa olsun işçiler, emekçiler, yoksullar, kadınlar, doğa ve insan hakları savunucuları, LGBTİ’ler, özellikle altını çizmek istiyorum, işsizlikle, açlıkla terbiye etmeye çalıştığınız KHK’lılar, sizlere boyun eğmedi, bundan sonra da boyun eğmeyecek. Bizler de bu kürsüden, sözümüz olsun ki, onların sözü, sesi olmaya devam edeceğiz, yanlarında olmaya devam edeceğiz.
Konuşmanın videosunu izlemek için TIKLAYINIZ