Dün Kadıköy’de gençlik örgütlerinin çağrıcısı olduğu ‘Suruç anmasına’ polis saldırısı gerçekleştirilmiş bir çok kişi darp edilerek gözaltına alınmıştı. Bugün saat 13:00’da İnsan Hakları Derneği’nde ‘Suruç’u anmak yasaklanamaz’ şiari ile gençlik örgütleri tarafından basın açıklaması yapıldı.
SiyasiHaber
Suruç katliamının 3. yıldönümünde 33 gencin katledilmesini protesto etmek için basın açıklaması yapmak isteyenlere İstanbul’da ve Ankara’da polis saldırısı gerçekleşmişti.
İstanbul'da 14 kişi, Ankara'da ise 17 kişi darp edilerek gözaltına alınmıştı.
Yaşanan saldırının ardından Gençlik örgütleri yaşanan polis saldırısını teşhir etmek adına bugün saat 13:00'da İnsan Hakları Derneği'nde bir araya gelerek ''Suruç'u anmak yasaklanamaz'' şiarı ile basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, ''Bildiğiniz gibi bundan 3 yıl evvel Rojava Devrimi sonrası SGDF’nin çağrısı üzerine 300 genç Türkiye’nin 4 bir tarafından IŞİD tarafından yerle bir edilmiş olan bir şehrin çocuklarına oyuncak ulaştırmak için yola çıktılar. Arkadaşlarımız, Amara kültür merkezi önünde basın açıklaması yaptıkları sırada MIT tarafından adım adım izlenirken IŞİD’ın canlı bombasıyla katledildi ve 33 düş yolcusu öldürüldü. Biz Gençlik Örgütleri olarak bütün bu baskılara ve yasaklara rağmen ‘Suruç Yasaklanamaz’ diye haykırmak için, 33 düş yolcusunu anmak için 20 Temmuz 2018 Cuma günü bir anma programı gerçekleştirmek için bir araya geldik fakat OHAL kaldırıldığı halde anma gerçekleştirmemize izin verilmedi. OHAL’in kaldırılmasını faili kendisi değilmişçesine müjdeleyen AKP ve tetikçisi polis, meşruiyetini kaybettikçe daha da saldırganlaşarak değişen rejim ile birlikte Diktatörlük düzenini korumaya devam edeceğini beyan etmiş oldu. Suruç Katliamı’na sebep olan onun üstünü örten ve anılmasına dahi tahammül edemeyen faşizan zihniyetle sonuna kadar savaşacağız. Zulme karşı yüreğini siper edenleri unutmadık, unutturmayacağız. Ve size sözümüz var yoldaşlar, hiçbir düş yarım kalmayacak!'' ifadeleri kullanıldı.
Ayrıca açıklamada bugün İstanbul'un 33 ayrı noktasında gençlik örgütleri tarafından Suruç şehitlerini anmak için küçük anmalar gerçekleştirileceği aktarıldı.
Açıklamanın tam metni:
Değerli basın emekçilerine ve kamuoyuna
Bildiğiniz gibi bundan 3 yıl evvel Rojava Devrimi sonrası SGDF’nin çağrısı üzerine 300 genç Türkiye’nin 4 bir tarafından IŞİD tarafından yerle bir edilmiş olan bir şehrin çocuklarına oyuncak ulaştırmak için yola çıktılar.
Arkadaşlarımız, Amara kültür merkezi önünde basın açıklaması yaptıkları sırada MIT tarafından adım adım izlenirken IŞİD’ın canlı bombasıyla katledildi ve 33 düş yolcusu öldürüldü.
Bu olayın firari olmayan tek sanığı Yakup Şahin’in 3 yıldır halen ifadesi dahi alınmamışken Suruç şehitlerinin aileleri gözaltına alındı, tutuklandı.
Cihatçı çeteler ve Devlet işbirliği olan Suruç Katliamı’nın katilleri halen aramızda dolaşırken adalet talebini yinelemek isteyenlere, arkadaşlarını anmak isteyenlere ise her türlü baskı ve şiddet gösterilmekten geri durulmadı.
Biz Gençlik Örgütleri olarak bütün bu baskılara ve yasaklara rağmen ‘Suruç Yasaklanamaz’ diye haykırmak için, 33 düş yolcusunu anmak için 20 Temmuz 2018 Cuma günü bir anma programı gerçekleştirmek için bir araya geldik fakat OHAL kaldırıldığı halde anma gerçekleştirmemize izin verilmedi. OHAL’in kaldırılmasını faili kendisi değilmişçesine müjdeleyen AKP ve tetikçisi polis, meşruiyetini kaybettikçe daha da saldırganlaşarak değişen rejim ile birlikte Diktatörlük düzenini korumaya devam edeceğini beyan etmiş oldu.
İnsanların özgürce Suruç’a girmesi engellendi, Suruç ailelerinin bir araya gelmesine müdahale edildi, İstanbul ve Ankara’da 3 yıl önce sonsuzluğa uğurladıkları arkadaşlarını anmak isteyen insanlara işkence yapıldı. Tarih boyunca hakim sermaye sınıfı ve onun siyasal erkine hizmet eden polis yine şaşırtmadı ve yoğun işkence ve saldırılarından sonra sırtını dayadığı mafya düzeninden güç alarak İstanbul ve Ankara’da toplam 31 kişiyi gözaltına aldı.
Soruyoruz!
Devletin, devletin istihbaratının ve kolluk güçlerinin sorumlusu olduğu bu olayda kaybedilen insanları anmak neden suçtur?
Ohal’in kaldırıldığı söylenmesine rağmen hangi korkuyla arkadaşlarımızın anısına karanfil bırakmak dahi yasaklanmaktadır?
Soruyoruz
Suruç davasında neden 3 yıldır tek bir adım dahi atılmamıştır?
33 insanın ölümüne 100’den fazla insanın yaralanmasına sebep olan katliamın faillerinden Yakup Şahin’in neden halen ifadesi dahi alınmamıştır?
Ve söz veriyoruz dünyanın tüm çocukları çiçeklerin koynunda uyuyana dek Cebo’nun adımları, Büşra ve Polen’in gülüşleri, Ezgi ve Alican’ın sesi, Uğur’un Vatan’ın ve tüm düş yolcularının kavgası olacağız, pes etmeyeceğiz.
Suruç Katliamı’na sebep olan onun üstünü örten ve anılmasına dahi tahammül edemeyen faşizan zihniyetle sonuna kadar savaşacağız.
Zulme karşı yüreğini siper edenleri unutmadık, unutturmayacağız.
Ve size sözümüz var yoldaşlar, hiçbir düş yarım kalmayacak!