HASAN DENİZ yazdı: “Adıyaman’da yerleşim alanlarına uzak olan 400 yataklı kamu hastanesine gitmektense ulaşım ve erişimin daha kolay olduğu özel hastaneler tercih edilmektedir.”
HASAN DENİZ
Adıyaman SES Şubesi
AKP uyguladığı yanlış politikalar ile sağlığı yapboz tahtasına çevirdiği gibi halkın nitelikli sağlığa erişimini zorlaştırmakta, sağlık çalışanlarından esnafa kadar toplumun her kesiminden insanları mağdur etmektedir.
2015 yılında birçok eksiğine rağmen, seçim yatırımı amacıyla kent merkezinin değişik mahallelerinde bulunan üç hastanenin adeta kapısına kilit vurularak Adıyaman’da sağlık hizmetinin apar topar hizmete açılan 400 Yataklı Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine taşınması uygulanan yanlış politikaların bir eseridir.
Kentin sağlık ihtiyacına yönelik alınan kararların hiçbir aşamasında (kentin sağlık alanındaki ihtiyacından hastane yerinin seçimine, hastanenin mimarisinden ergonomisine vb) kent sakinleri, sağlık örgütleri, STK’ler, sendikalar ve siyasi partilerin karar süreçlerine dâhil edilmediğini belirtmek gerekir.
Karar süreçlerine dâhil edilmeyen kent sakinlerinin, mahalle muhtarlarının, esnaf temsilcilerinin, sağlık örgütlerinin, STK’lerin, sendikaların, siyasi partilerin “400 yataklı hastane kent merkezine ve nüfusun yoğun olduğu mahallelere uzak düşüyor; şehir merkezinde 2. basamak sağlık hizmeti veren bir hastane mutlaka kalmalı” söylemi ile kentin birçok mahallesinde başlattığı imza kampanyaları ve yereldeki ve Ankara’daki yetkililer ile yapılan görüşmeler de dikkate alınmadı.
Hastanede hizmet üreten ve hizmet alanların en çok mağduriyeti yaşadığı bu taşınma uygulamasına esnaf açısından baktığımızda da; kent merkezindeki hastanelerin kapanması ile hastanelerin çevresindeki esnafın kiralarını dahi ödemekte sıkıntı çektiği, bir kısmı devam eden sözleşmelerinden kaynaklı yeni bir mekâna taşınmada mali sorunlar yaşadığı, yeni hastane yakınında işyeri olabilecek mekânların olmamasından (hastane ilk açıldığında her yer boş tarla iken şimdilerde iki elin parmağını geçmeyecek işyeri var ki onların çoğu da eczane) bazı işyerlerinin kapandığı, bir kısım esnafın da iş değişikliğine gittiği görüldü. Aynı durum ev ve dükkânını kiraya vermek isteyen mülk sahipleri için de geçerli; birçoğu eski günlerini arıyor.
2015 yılında Adıyaman Merkez’de kamuya ait hastanelerin yatak kapasiteleri, bugün hizmette olan kamu hastanelerinin yatak kapasitelerinden daha fazla!
Aradan üç yıl geçmiş olmasına rağmen önceki dönemdeki hastanelerin yatak kapasiteleri ile bugünkü hastanenin yatak kapasiteleri karşılaştırıldığında yatak sayısında artış olmadığı, aksine sayının azaldığı görülüyor.
400 yataklı hastaneye taşınmadan önce Adıyaman’daki hastanelerin yatak kapasiteleri şöyleydi:
Adıyaman Devlet Hastanesi (400 yataklı hastaneye taşındıktan sonra geride kalan yapıya ne olacağı epey bir tartışma konusu oldu. Arsasının zamanında hastane olma şartı ile hayırsever bir vatandaş tarafından hibe edilmesi dikkate alındığında yeni bir 150 yataklı 2. Basamak hastane yapılması düşünülüyor): 315
Tıp Fakültesi Hastanesi (Tıp Fakültesi 400 yataklı hastaneye taşındı. Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Tıp Fakültesinin yerine taşındı) : 169
Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi (12 Eylül dönemi işkenceleri ile ünlü Pirin Palas’ın yeri uzunca bir süre Sağlık Meslek Lisesi olarak kullanıldıktan sonra hastane olarak hizmete açıldı. Hastanenin Tıp Fakültesinin yerine taşınması ile bina Adıyaman Emniyeti’nin kullanımına verildi): 150
82. Yıl Hastanesi (Taşınmadan sonra kapısına kilit vuruldu. Toplumsal baskı ile hastanenin poliklinik kısmı uzun bir aradan sonra Semt Polikliniği olarak tekrar hizmete açıldı. Poliklinik kısmı dışında kalan alanlar bir süre Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği olarak, şimdilerde ise İl Sağlık Müdürlüğü ek binası olarak kullanılıyor): 100
400 yataklı hastaneye taşınmadan önce Adıyaman’daki kamu hastanelerinin toplam yatak sayısı: 734
Taşınma sonrası yani 2017 yılı itibari ile Adıyaman’daki hastanelerin yatak kapasiteleri ise şöyledir:
Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi (eski Tıp Fakültesinin yerinde) yatak kapasitesi 169’dan 205’e yükseltilmiştir. 400 yataklı hastanenin yatak sayısı ise 458’e yükseltilmiştir.
Yani artırılan yatak sayılarına rağmen 2017 yılı Adıyaman’daki kamu hastanelerinin toplam yatak sayısı: 663
Aradaki fark: 663 – 734 = –71
Kısacası artırılan yatak sayılarına rağmen hastanelerde 2015 yılı öncesi yatak sayının altında bir yatak kapasitesi var.
Son zamanlarda 400 yataklı hastanenin yanında 300 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yapılması için girişimlerde bulunulduğu belirtilmekte; ancak mevcut hastanenin durumunun ne olacağını bilen yine yok.
400 yataklı hastanenin kamuya maliyeti ne kadar?
2009’da ihaleye açılan ve o zaman ki bedelle 100 milyon liranın üzerinde bir bedele mal olması beklenen Otel – AVM Karışımı bir mimari’ye sahip olan 400 yataklı hastanenin teslim alınırken ki maliyeti, hastane bittikten sonra yapılan tadilat, tamirat işlemlerinin maliyetleri, bu maliyetlerin ihale bedeli içine dâhil edilip edilmediği, sonradan yapılan iç mekân düzenlemelerinden kaynaklı ne kadar harcama yapıldığı ve yapılan harcamalardan kaynaklı çalışanların ek ödemelerine herhangi bir yansıma olup olmadığı bilinmiyor.
Aynı şekilde Tıp Fakültesinin yerine taşınan Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi taşınmadan önce o alandaki düzenlemeler için yapılan harcamalar ile semt polikliniği ve idari bina amaçla kullanılan 82. Yıl Hastanesi için ne kadar harcama yapıldığını da bilen yok.
Tam bir trajedi: Hastane lojmanı
400 yataklı hastane için ihale aşamasında hastane binasının yanında, sağlık çalışanlarının yararlanması için hastane bahçesinde 10 dairelik bir lojman yapılması için de çalışmalar yürütülmüş ve hastane ile birlikte lojman da bitirilip hizmete açılmıştır.
Ancak, çalışanların kullanması için hizmete girmesi beklenen 10 dairelik lojman, plansızlıktan kaynaklı olarak hizmete girememiştir. Artık hastaneyi planlayan mimar, mühendis ve ihaleyi alan yetkili firma daha önce kaç hastane projesi çizdi, kaç hastane gezdi-dolaştı bilinmez ama böyle bir hatanın dünyada bir eşi benzeri daha yoktur. Bir an için ihaleyi alan firma bu işi bilmiyordu diyelim; peki bakanlık yetkilileri bu projeye nasıl onay veriyor ve teslim alıyor?
Sağlık tesisini tasarlayan anlayış hastaneleri sadece hasta ve hekim odaklı tasarlamış olacak ki hastanede idari birimlerin de olabileceğini öngörememiş ve hastane binasında birkaç yönetici odası (Başhekim, Başhekim Yrd., Hastane Müdürü, Hastane Md Yrd.) dışında neredeyse hiçbir idari oda yapmamıştır. Yani hastane ana binasında personel işleri, izin, evrak kayıt, satın alma, mutemetlik, döner sermaye, kalite, stok vb. birçok birim ve bu birimlerin sorumluları ile bu birimlerle ilgili müdür yardımcıları için ve bu birimlerin evraklarını koruyabileceği bir arşiv için hiçbir alan oluşturulmamış.
Düşünün ki lojman olarak tasarlanan bina, giriş kat dâhil 5 katlıdır. Her katta 3+1 odalı iki daire vardır yani toplamda 10 daire, 40 oda ve bodrum kat. İdari birim çalışanları birimin büyüklük ve çalışan sayısına göre; her bir birim bir odaya yerleşmiş olmasına rağmen odaların küçük olmasından ve yeterli alan olmamasından kaynaklı yer problemi (özellikle öğrencilerin staj dönemlerinde) devam etmektedir.
Özel hastane tercihi zorunlu hale geliyor
Adıyaman’da sağlık alanında hizmet veren iki özel hastane bulunmaktadır. Yerleşim alanlarına uzak olan 400 yataklı hastanenin hizmete girmesi ile şehir merkezinde ve nüfusun yoğun olduğu alanlarda bulunan bu hastanelerin hasta yoğunluğu son yıllarda ciddi oranda artmıştır. Birçok hasta, 400 yataklı hastaneye gitmektense ulaşım ve erişimin daha kolay olduğu özel hastaneleri tercih etmektedir.
Çalışanlar mutsuz
AKP ile birlikte sağlık çalışanlarının çalışma koşulları daha da ağırlaşmış; ekonomik, sosyal ve özlük haklarında gerilemeler yaşanmış, OHAL ve yayımlanan KHK’ler ile huzursuzluk ve tedirginlik artmıştır.
Özellikle, toplumdaki kışkırtılmış piyasacı sağlık anlayışı, yetkililerin ve medyanın kullandığı dil, bakanlığın hasta hakları birimleri, SABİM, BİMER, CİMER, 182 şikâyet hatları, maaş zamlarının çalışanları memnun edecek düzeyde olmaması, ek ödemelerdeki adaletsiz dağılım, toplu sözleşmelerde yetkili (yandaş) sendikanın yetki sürecine yaklaşımı, yetkili sendika temsilcilerinin çalışanlar üzerinde oluşturduğu basınç, artan iş yükü, görev tanımsız çalışma, sosyal haklardan yeterince yararlanamama, bozulan iş barışı ortamı, iş güvencesinin olmaması, sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet vakaları, şiddet uygulayanlara karşı cezasızlık politikası, OHAL ve KHK rejimi ile birlikte yaşanan ihraçlar, açığa almalar, göreve başlatmamalardan vb. nedenlerden kaynaklı sağlık çalışanlarının daha da mutsuz olduğu, geleceğe dair kaygılı olduğu ve artık canlarından bezdiğini belirtmek gerekir.
Çözüm için ne yapılmalı?
Oy artırmak ve seçim yatırımı amacı ile merkezdeki hastaneleri kapatıp şehir dışına AVM tarzı Kampüs Hastane yapan, hastaları müşteri, sağlık çalışanlarını ücretli köle ve hastaneleri ticarethane gören anlayış terk edilmeli. Hastanelerin toplumsal yaşamdaki sağlıksızlığın bir sonucu olduğu unutulmamalı, koruyucu hekimlik yaklaşımı ile sağlık hizmetleri bütüncül bir şekilde ele alınmalı, kentlerin sağlık ihtiyaçları konusunda kentin yerel dinamikleri karar süreçlerine dâhil edilmelidir.
Sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıran dil, üslup ve yaklaşımlar terk edilmeli, şiddet vakalarındaki cezasızlık politikaları sonlandırılmalı, çalışanların görevlendirilmelerinde liyakat esas alınmalı, güvenceli ve kadrolu istihdamın önündeki engeller kaldırılmalı, taşeron çalışma yasaklanmalıdır. Haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen, açığa alınan ve ataması yapıldığı halde görevlerine başlatılmayan sağlık çalışanları en kısa sürede görevlerine iade edilmeli; yaşanan hak kayıpları giderilmelidir.
Sosyal güvencesine bakılmadan herkese eşit, parasız, ulaşılabilir ve anadilinde nitelikli sağlık hizmeti sunulmalıdır.