Şubat ayından beri Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, 1 Mayıs mesajı gönderdi. Gönderdiği mesajda Hamzaoğlu, birlik ve mücadele vurgusu yaptı.
Siyasihaber
Şubat ayından beri Sincan F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Kongesi Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, 1 Mayıs mesajı gönderdi.
Gönderdiği 1 Mayıs mesajında Prof. Dr. Hamzaoğlu, çözümün birlikte mücadelede olduğunu vurgularken, "Bugün Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ı kutlayanlar, yarın 2 Mayıs’ta ve ertesinde de hep birlikte olabilmeli, kararlılıkla, birlikte yürüyerek çoğalmalıyız. Bu topraklarda ezilen ve ötekileştirilen hiç kimseyi dışarıda bırakmadan “yaşadıklarımızı değiştirebileceğimiz” umudunu güçlendirmeli, başat kılabilmeliyiz. Bugün olduğu gibi, 24 Haziran’a kadar her gün meydanları, alanları ve sokakları boş bırakmamalıyız" dedi.
HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu'nun gönderdiği 1 Mayıs mesajı şöyle;
Değerli Dostlar, Yoldaşlar;
Karl Marks’ın 200. doğum yılında “İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” hepimize kutlu olsun. Ne mutlu bize ki; Demirci Kawa Usta ile kutladığımız baharın gelişinin coşkusu, umudu ve kararlılığı bugün, İşçi ve Emekçi Bayramı 1 Mayıs’ta da artarak devam ediyor.
Kapitalizmin akıl dışılığının, insana ve doğaya düşmanlığının çırılçıplak görünür olduğu bir dönemi daha birlikte yaşıyoruz. 11 yıl kadar önce başlayan kapitalist birikim rejiminin krizi, sermaye sınıfının bütün çabalarına karşın, daha da derinleşerek devam ediyor. Yönetemiyorlar. Emperyalist ülkelerin her biri kendi adına çözüm için ticaret savaşlarına, kendi coğrafyalarına uzak yerlerde, Orta Doğu’da büyük bir savaşa kapı araladılar. Öldürmek ve yıkmak için patlattıkları her bir bomba ile esasen ekonomilerine nefes aldırmaya çalışıyorlar.
Kapitalizmin yaşanmakta olan bu kokuşmuşluğuna karşı dünyanın hemen bütün ülkelerinde yükselmekte olan işçi ve emekçilerin öfkesi ise dincilik, milliyetçilik, göçmen/yabancı düşmanlığı, ırkçılık ile neoliberalizm ve aydınlanma karşıtlığı üzerinden toplumlar kutuplaştırılıp, çatışma ortamları yaratılarak, üstü örtülmeye ve görünmez kılınmaya, böylece, krizin getireceği yıkım ötelenmeye çalışılıyor.
Tam da bu dönemde iki düşün ve eylem insanı Marks ve Engels’in Komünist Manifesto’daki “Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin” çağrısı, güncel olarak bir defa daha önümüzde. Evet, gerçek ve nihai çözüm dünyanın bütün işçilerinin birleşmesinde, birleştirilmesinde… Evet, gerçek ve nihai çözüm, dünyanın bütün işçilerin birleşmesinde, birleştirilmesinde.
Türkiye’de de dünya genelindekine benzer bir durum yaşıyoruz. Tenceremizden, soframızdan çaldıklarına, inşaatlardaki ve madenlerdeki cinayetlerine, işten atılmalarımıza, kadroya geçirileceğiz diye kandırılıp ortada bırakılışımıza, açlığa ve yoksulluğa mahkum edilişimize, emeğimizin karşılığını alamayışımıza yönelik öfkelerimizin üzerini örtebilmek için dinciliği, ırkçılığı, milliyetçiliği, “Kürt düşmanlığını” ve fetihçiliği kullanarak bizleri kutuplaştırıp, kendi aramızda çatışmalara zorluyorlar.
Uluslararası sermaye ve onların taşeronu haline gelmiş ülkemizdeki patronlar, özgürlüğü, demokrasiyi, adaleti ve barışı, kazançları ya da kârları önünde engel olarak gördükleri için AKP iktidarının ve onun MHP ile ittifakının devamını istiyorlar. Bununlar birlikte, 54 gün sonra kurulacak seçim sandıklarından bu iktidarın, bu ittifakın çıkmaması ellerimizde. Bizler, yaşamak için çalışmak zorunlar olanlar, 80 milyonuz. Alın terimizden ve canımızdan beslenenler ise yalnızda 800bin.
Bugün Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ı kutlayanlar, yarın 2 Mayıs’ta ve ertesinde de hep birlikte olabilmeli, kararlılıkla, birlikte yürüyerek çoğalmalıyız. Bu topraklarda ezilen ve ötekileştirilen hiç kimseyi dışarıda bırakmadan “yaşadıklarımızı değiştirebileceğimiz” umudunu güçlendirmeli, başat kılabilmeliyiz. Bugün olduğu gibi, 24 Haziran’a kadar her gün meydanları, alanları ve sokakları boş bırakmamalıyız.
Gezi-Haziran İsyanı’nda, 7 Haziran 2015 seçiminde ve 16 Nisan 2017 Referandumu’nda her birimiz kendi kimliklerimizle, orta amaç için birlikte çalıştık, mücadele ettik ve başardık, kazandık. Şimdi daha fazlasını çocuklarımız ve yarınlarımız için gerçekleştirebiliriz.
Erken seçim kararı ve gerekçesi, karşımızdakilerin gözlerindeki korkunun, başarabileceğimizin en önemli işaretidir. 16 yıllık AKP iktidarı, en zayıf dönemini yaşıyor. Artık kazanma sırası bizde.
Çözüm ortak tarihimizden çıkaracağımız derste.
Çözüm birlikte mücadelede.
Yaşasın 1 Mayıs
Vahad Ayyar Lilabad
Onur Hamzaoğlu