Kürtaj eylemleri kadar Türkiye’deki kadın mücadelesinde önemli bir yeri olan, bugün gerçekleşen Kadın Katliamı Var çağrılı eylemde ” Kadınlar Cephe’ye misillemeye!” sloganıyla kadınlar sözlerini söylese de ötesinde benim etmek istediğim bi kaç kelam var.
Olay, malumunuz. Bilmeyenler için; Halk Cephesi kadın yürüyüşünden 1 gün önce sosyal medyada ‘fuhuş’ pazarlığı yapanları cezalandırdığını yazıyor ve kadını fotoğrafla teşhir ediyor. Mesele aslında şu: herhangi bir kadının, herhangi bir sebepten dövülüp ağlatılmasıyla propaganda yapılıyor. Susanın da haklılaştıranın da payı var. Ne yazık ki, bu ilk eylemleri değil. Dergilerinde de kadınları ‘AKP’nin sürtüğü’ diye hedef göstermekten çekinmeyen, yaptıkları bu tarz eylemlilikleri ”13-15 yaşlarında kızlarımızı onun bunun kucağına mı bırakalım? ” diye savunan Yeşilçam filmlerindeki ‘pavyondan orospu kurtarmış’ edalarındaki devrimci abilerimiz, daha önce de ‘adaletli’ davranarak, mahallerindeki ‘yozlaşmaya’ geçit veren ‘ahlaksız’ kadınları kadın arkadaşlarına dövdürtmüşler ve bunu faaliyet raporu olarak yayınlamışlardı.
Yoksul mahalleri, mahallerindeki gericiliği ve ahlakçılığı kanırtarak mesken eyleyen arkadaşlarımız, aynı yoksul mahallerde faaliyet yürütmeye çalışan siyasetlere silah çekmekten de geri durmamış, ”burası bizim mahallemiz, kimseyi sokmayız” diyerek yoksul mahallelerin polisliğine soyunmuşlardır.
Seks işçiliğinin bir işçilik olup olmayışı artık bizim tartışmamız değil. Seks işçiliği ya da onların deyimiyle fuhuş, sadece kadınların yaptığı bir iş değildir. Erkekler ve transeksüeller de bu işi yapmaktadır. Seks işçiliği, sadece zorunluluktan kaynaklı yapılan bir iş değildir. Herhangi bir mesleği seçmemiz gibi, seks işçiliğini seçen insanlar da vardır. Eğer zorunluluktan kaynaklı ise, zorunluluk koşullarını değiştirmek yerine neden kadını kurban seçiyorsunuz? Mahallenizde yaşayan ve başka bir işte çalışamayışlarından dolayı bu mesleği seçen transeksüellere çalışabilecekleri, yaşamlarını idame ettirebilecekleri bir iş buldunuz mu? Fuhuşla mücadelenizde, seks işçiliğini isteyerek seçen kadınlar nerede duruyor? Fuhuşla mücadele ederken, yaşamını bu meslekle sürdüren kadınlara uygulanan, baskı ve şiddette, her gün artan nefret cinayetlerinde payınızın olmadığını mı zannediyorsunuz? Halkın gerici değerlerine, feodal yönlerine, erkliğine sahip çıkarken, halkı LGBTİ’lerden, seks işçilerinden, yozlaşmış kapitalistlerden, liberal devrimcilerden bağımsız, soyut mu zannediyorsunuz? Sizin tanımlamalarınız ve fabrika dışındaki işçilere bunları mı yapacaksınız? Yaptığınızın devletin seks işçilerine uyguladıkları şiddet ve baskıdan ne farkı var? Teşhir ettiğiniz kadını, çevrenin şiddeti ve tecavüzünden kim koruyacak?
Bundan sonra, kadınlar olarak Halk Cephesi’nin devrimcilik zannettikleri bu eylemlerini her alanda teşhir etmek, gerekiyorsa teşhirin ötesine gitmek, mümkünse feministlerce ortaklaşılmış uyarı niteliğinde bir yazı yayınlamak ve bu eylemliliklerinin çoğaldığı yoksul mahallelerde daha fazla kadın faaliyeti yürütmek elzem bir ihtiyaç olarak önümüzde duruyor.
8 Mart’ta kadın döven devrimci abilerimizden ve kadın cinayetlerine karşı eylemden 1 gün önce kadın dövüp teşhir eden devrimci abilerimize.. Haneminize yeni bir slogan daha yazıldı: Devrimci ahlak, kimin ahlakı?