DİSK’e bağlı Genel-İş sendikasının Araştırma Dairesi, “Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği” raporunu yayımladı. Rapora göre, kadınların işgücüne katılım oranı AB ve OECD ülkelerinin ortalamasının gerisinde kalırken, istihdam edilen kadınların yarıya yakını kayıt dışı çalıştırıyor.
DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Organisation for Economic Co-Operation and Development (OECD), Avrupa İstatistik Ofisi (Eustat), International Labour Organization (ILO), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Dünya Ekonomik Forumu verilerinden faydalanarak hazırlamış olduğu “Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği” raporunu yayımladı. Rapordan satırbaşları şöyle:
Her gün en az dört kadın şiddete maruz kaldı
Çocuk gelin ve anne sayısı arttı: 10 kadından 3’ü 18 yaşının altında evlendirildi. 17 bine yakın kız çocuğu doğum yaptı, doğum yapan kız çocuklarının 234’ü 15 yaş altında.
2017’de 286 kadın ve kız çocuğu öldürüldü. 101 kadın tecavüze, 248 kadın tacize, 377 kız çocuğu istismara ve 418 kadın şiddete maruz kaldı. Kayıtlı rakamlara göre her gün en az 4 kadın şiddete maruz kaldı.
Kadına yönelik saldırıların artmasına karşın gerekli yasal ve koruyucu önlemlerin alınmaması nedeniyle kadınlar kendilerine güvensiz hissediyor. Her 10 kadından 4’ü kendisini güvende hissetmiyor.
Yoksulluk en çok kadınları etkiliyor
Türkiye’de 16 milyondan fazla yoksul var, yoksul nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 21,2. Kadınların yoksulluk oranı ise 21,6. Yani her 10 kadından 2’si yoksul.
Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinde sonlarda
Dünya Ekonomik Forumu’nun toplumsal cinsiyet eşitliği endeksine göre Türkiye 145 ülkeden 131’inci sırada yer alıyor. Çalışma hayatında kadınların durumunu ortaya koyan “ekonomik katılım ve fırsat eşitliği” göstergesine göre ise Türkiye 144 ülke içinde 128’inci sırada. Eğitime ulaşım fırsatlarında, siyasete katılımda, ekonomik katılım ve fırsatlarda 144 ülke içerisinde sonlardadır.
Kadınların işgücüne katılım oranı arttı ama ortalamanın gerisinde
Kadınların işgücüne katılım oranı, 2017 Kasım ayında bir önceki yılın Kasım ayına göre 1,1 puan artarak yüzde 33,8 olsa da bu artışa rağmen, Türkiye’de kadınların işgücüne katılma düzeyi, OECD ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke ortalamalarının çok altında. Bu oran 2016 yılında Türkiye’de yüzde 32,5 iken OECD ortalaması yüzde 51,9; AB ortalaması ise yüzde 46’dır.
İstidam edilen kadınların işteki durumunda ise ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışan kadın oranı 2014’te yüzde 60 iken, 2016’da 63’e, 2017 yılı Kasım ayında ise yüzde 65,2’ye yükselmiştir. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların oranı ise 2014’te yüzde 29,4 iken, 2016’da yüzde 26,3’e, 2017 yılı Kasım ayında ise yüzde 24’e gerilemiş durumda.
Kadınların yüzde 43’ü kayıt dışı çalışıyor
2017 yılı Kasım ayı verilerine göre istihdam edilen kadınların yüzde 43’ü kayıt dışıdır. Ücretsiz aile işçisi her 10 kadından 9’u, kendi hesabına çalışan her 10 kadından 7’si, ücretli maaşlı veya yevmiyeli çalışan her 10 kadından 2’si kayıt dışı çalıştırılmaktadır.
Kayıt dışı çalıştırmanın en fazla kısmi süreli çalışmada yoğunlaştığı görülmektedir. Haftalık 1-16 saat arası çalışan kadınların yüzde 87’si, haftalık 17-35 saat çalışan kadınların ise yüzde 67’sının kayıt dışı istihdam edildiği görülmektedir.
Bu durum kadınların çalışma hayatında daha güvencesiz olmalarının yanı sıra en temel sağlık, emeklilik gibi haklardan mahrum kalmalarına neden olmaktadır.
Geniş tanımlı kadın işsizliği 3 milyona yaklaştı
İşsizlikten en çok kadınlar etkilenmekte ve işsizlik yıldan yıla artmaktadır. 2014 yılında yüzde 11,9 olan kadın işsizlik oranı, 2016 yılı sonunda yüzde 13,7’ye çıkmış, 2017 yılı Kasım ayında ise yüzde 13,4 olmuştur. OECD ve AB ülkelerinde ise kadın işsizliği düşme eğilimindedir.
Türkiye’de genç kadın işsizliği OECD ve AB üye ülke ortalamalarının yaklaşık 2 katıdır.
2014 yılında yüzde 20 olan genç kadın işsizliği, 2016 yılında yüzde 23,5’e, 2017 yılı Kasım ayında ise yüzde 25’e çıkmıştır. 2014 yılında yüzde 36,1 olan geniş tanımlı kadın işsizliği 2016 yılında yüzde 36,4, 2017 yılı Kasım ayında ise 760 binle yüzde 35,8 olmuştur. Türkiye’de olduğu gibi OECD ülkelerinde de genç kadın işsizliği artarken, AB ülkelerinde düşmektedir.
Kadınlar için işsizlik yükseköğrenim mezunu olma durumunda da çok fazla değişiklik göstermiyor. Yükseköğrenim mezunu kadınların işsizlik oranı 2016 yılı için yüzde 16,9 ki bu oran, yükseköğrenim mezunu kadın işsizliği yüzde 5,6 olan AB ve yüzde 4,9 olan OECD üyesi ülke ortalamalarının oldukça üstündedir.
Kadın-erkek eşitliği için yedi talep
Raporun sonunda kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik talepler ise yedi maddede sıralandı:
1) Kadın istihdama katılımını güçlendiren ve cinsiyet eşitliğini gözeten sosyal politika önlemleri alınmalıdır. Kadınlara özgü görülen ev içi sorumlulukların çözümü için kamu politikaları hayata geçirilmelidir. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından ücretsiz kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılmalıdır.
2) Kadınların çalışma hayatında insana yakışır iş, gelir ve sosyal güvencesinin olduğu çalışma koşulları yaratılmalıdır.
3) Kadınların iş hayatında karşılaştıkları ücret eşitsizliği, terfi sürecinde ayrımcılık gibi sorunlarına karşı ayrımcı ve cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmelidir.
4) Ücrette kesinti olmadan ebeveyn izni kadın ve erkeğin eşit bir şekilde kullanması şartıyla yeniden düzenlenmelidir.
5) İşyerlerinde kadınlara yönelik şiddet ve tacizde kadının beyanı esas alınmalı, denetim ve ceza mekanizmaları işletilmelidir.
6) Sendikalar, kadınların yoğun olduğu işkollarına ve istihdam biçimlerine yönelik örgütlenme modelleri geliştirmelidir.
7) Sendikalı kadın işçilerin özgün sorunlarına yönelik toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı toplu sözleşmeler yapılmalıdır.
(Sendikaorg)