Kocaeli Demokrasi Girişimi, İzmit İnsan Hakları Parkı’nda 20 Temmuz’dan bugüne kadar uzatılan Olağanüstü Hal’in (OHAL) kaldırılması için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Siyasihaber – İzmit
Kocaeli Demokrasi Girişimi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından beş kez uzatılan Olağanüstü halin (OHAL) kaldırılması için basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmit İnsan Hakları Parkı'nda gerçekleştirilen basın açıklamasını Kocaeli Demokrasi Girişimi adına Ali Buğdacı okudu.
Basın açıklaması şöyle;
Bu organize örgütlü kötülük bitecek… Güçsüzler… Korkuyorlar, o kadar güçsüzler ki… Baskı, zor ve zulüm dışında yapabilecek hiçbir şey bulamıyorlar. Polis gücü, TOMAları, KHK’leri, halk düşmanı mahkemeleri, yalan ve nefret kusan medyalarıyla ayakta durmaya çalışıyorlar…
Ne yaparsanız yapın, bu karanlık bitecek! Gideceksiniz, hesap vereceksiniz! Biz buradayız, halkın gücünü biliyorsunuz ve bundan korkuyorsunuz.
Biz Taksim 1 Mayıs direnişlerinde, TEKEL’de, Gezi’de, Gazi’de, Roboski’de, Metal direnişinde, 7 Haziran’da 16 Nisan’da, Adalet Yürüyüşünde omuz omuza direnenleriz.
Eşit, özgür, adil, insanca ve kardeşçe onurlu bir yaşam için; aydınlık, demokratik ve halkların barış içinde yaşayacağı bir Türkiye için mücadele eden emekçileriz. Biz buradayız. Biz, “Kolumuzu aldınız ama onurumuzu alamayacaksınız” diyen Veli Saçılık’ın, Nuriye Gülmen’in ve Semih Özakça’nın yol arkadaşlarıyız…
Ve sen, sessiz kalan arkadaş, korkma!
Yalnız değilsin, biz buradayız! Bu kavga vicdanlılarla vicdansızların kavgasıdır…
Her gün karşılaşıyoruz mahallede, apartmanda, fabrikada, yolda, hastanede, okulda, pazarda… Dünya küçüldü ama bizim acılarımız büyüdü. Ne diyordu Max Horkheimer, “Evlerin pencerelerini tamamıyla açabilen tek bir rüzgâr biliyorum: Ortak keder…”
Birbirlerimizin gözlerinin içine, kirpiklerimizi kırpmadan bakmak zorundayız. Biz bakacağız birbirlerimizin gözlerine, biz bu ülkenin temiz vicdanıyız…
Zulme, zalime sessiz kalmak seni çürütüyor inan!
Başka bir dünya mümkün, kaldır başını, biz buradayız…
Neden OHAL’siz Türkiye istiyoruz?
Çünkü OHAL, tek adam rejiminin sopasıdır:
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimini takiben 20 Temmuz’da ülke genelinde ilan edilen OHAL, bugüne kadar BEŞ kez uzatıldı, altıncısı bekleniyor.
OHAL döneminde;
• 1194 maddeden oluşan 30 kanun hükmünde kararname yayınlandı. Bu değişikliklerin sadece 5’i mecliste görüşüldü, böylece Meclis’in yasama yetkisi elinden alındı.
• 94 belediyede yurttaş oyuyla seçilmiş belediye başkanları görevden alındı. Ülke nüfusunun %44’ü kayyum atanmış belediyeler tarafından yönetiliyor.
• 11 HDP'li, 1 CHP'li 12 milletvekili, 74 belediye eş başkanı tutuklandı. Dünyada en çok gazetecinin tutuklu olduğu ülke Türkiye.
• 113 bin 440 kamu görevlisi bütün haklarını kaybetmiş olarak hukuksuz bir şekilde görevinden ihraç edildi.
• Bu süreçte 96 üniversiteden 468'i barış imzacısı, 8 bin 427 akademisyen ihraç edildi.
• Türkiye, hukukun üstünlüğü sıralamasında 114 ülke arasında 99.sıraya geriledi.
Neden OHAL’siz Türkiye istiyoruz?
Çünkü OHAL, çalınan minarenin kılıfıdır.
OHAL ile yolsuzluklar için hesap sorulmasının tüm yolları kesildi.
OHAL döneminde halkın cebindeki para hızla eridi. Türk Lirası Euro karşısında %44, Dolar karşısında %36 değer kaybetti.
Temmuz 2016’da 4,7 olan enflasyon Kasım 2017’de 11,9’a yükseldi. Türkiye %153 oranında artan enflasyon yükü altında yaşamak zorunda bırakıldı.
Yüzlerce ihale, şeffaf olmayan süreçlerle yandaş şirketlere verildi. Madem arama izinleri, yıkım kararları, tarım arazilerinin imara açılması gibi uygulamalar KHK’lar sayesinde jet hızıyla devreye sokuldu.
OHAL koşullarında işçilerin sendikalaşma ve örgütlenme hakkı ciddi saldırılar yaşadı. OHAL'le geçen aylarda 5 grev yasaklandı.
Neden OHAL’siz Türkiye istiyoruz?
Çünkü OHAL, kapatma düğmesidir.
OHAL döneminde medya, yakın tarihin en büyük sansür ve kapatma uygulamalarıyla karşılaştı: 6 Haber ajansı, 48 gazete, 20 dergi, 31 radyo, 28 TV kanalı ve 29 yayınevi kapatıldı.
OHAL her türlü muhalefeti susturmak üzere kullanıldı. Toplantı ve yürüyüşlere süresiz yasak konuldu. Farklı KHK’lar ile STK’lar kapatıldı. Onlarca festival ve kültür-sanat etkinliği OHAL bahanesiyle iptal edildi.
İşsiz kalan kamu görevlilerinden, işçilere, LGBTİ eylemlerinden, çevre platformlarına kadar her kesimin eylemleri polis şiddetiyle engellendi. Düşünün, Ankara’da güneş battıktan sonra ateş yakmak, şarkı-türkü söylemek bile yasaklandı.