57’si tutuklu 138 HDP’linin yargılandığı davada savcılık mütalaasında 53 kişinin tutukluluğunun devamını istedi.
57’si tutuklu 138 HDP’linin yargılandığı Manisa Davası’nda mahkeme heyeti Kürtçe savunma talepleri reddedilen 7 kişi dışında 131 kişinin savunmasının tamamlandığını belirterek, Cumhuriyet Savcısı’ndan mütalaasını istedi.
Mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, dosyadaki mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suçların değişebileceği, tutuklu kaldıkları süre göz önünde bulundurularak Abdulhamit Kolca, Abdurrahman Taş, Evren Baykurt ve Asim Yüksel’in şartlı tahliyelerine karar verilmesini istedi. Cumhuriyet Savcısı diğer tutuklu 53 kişinin ise, üzerlerine atılı suçlamanın mahiyeti, dosyadaki mevcut delil durumu göz önünde bulundurularak tahliye taleplerinin reddine ve adli kontrol uygulamasının kaldırılmasını talep eden tutuksuz yargılananların taleplerinin de reddine karar verilmesini istedi. Savcılık iddianamede geçen 33, 34 ve 35 numaralı olaylarda adı geçen HDP’lilerin dosyalarının ayrılmasını talep etti.
‘HDP’nin yargılanacağı yer siyaset zeminidir’
Savcılık mütalaasının ardından avukatlar söz alarak savunma yaptı. Avukat Aydın Erdoğan’ın savunmaya davanın siyasi olduğunu söyleyerek başlaması üzerine mahkeme başkanı iddianamenin dışına çıkmadan, savunmaların uzun olmamasını istedi. Avukat Erdoğan, davanın geldiği aşama nedeniyle davada mahkeme başkanı tarafından süre baskısı altına alındıklarını söyledi. Davanın siyasi bir dava olduğunun altını çizen Erdoğan, “HDP’nin il ve ilçe yöneticilerinin, gençliğinin, kadınların, gönül verenlerinin olduğu bu salonda tüm siyasi yapının hedef yapıldığını görüyoruz. Bu davanın Kürt sorunu ile ilgili olduğunu görüyoruz. Bu dava sadece Manisa İl Örgütünü hedef alan bir dava değildir. Tümüyle HDP’nin siyasetini hedef almıştır. Tamamen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görev alanına giren bir yargılama burada yapılmaya çalışılmaktadır. Bu HDP’ye yönelik bir operasyondur. HDP Türkiye halklarına umut olmak için siyaset sahnesine çıkmıştır. HDP 7 Haziran’da AKP’nin iktidarına son vermiştir. Eğer Erdoğan istediği 400 milletvekilini alabilseydi bu dava açılmayacaktı. Çözüm süreci sonlandırılmasaydı bu dava açılmayacaktı. HDP’nin yargılanacağı yer siyaset zeminidir. Mahkeme salonları değildir” dedi.
‘Tecridin protesto edilmesi anayasal haktır’
HDP’lilere PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fotoğrafları ve Öcalan’a dönük ağırlaştırılmış tecride son verilmesi yönündeki açıklamalarının suçlama konusu yapılmasına tepki gösteren avukat Erdoğan, “Sayın Öcalan ile ilgili tecridin protesto edilmesi anayasal bir haktır. Sayın Öcalan ailesi ve avukatları ile haberleşme hakkı engellenecek şekilde ağır tecrit koşulları altında tutulmaktadır. Sayın Öcalan’ın haberleşme hakkının engellenmesi hukuka aykırıdır. Yine Sayın Öcalan’ın fotoğraflarının bir yerde bulunması suçlama konusu olmaz” diye konuştu.
‘Sayın Öcalan’ tartışması
Avukat Erdoğan’ın konuşması sırasında araya giren Mahkeme Başkanı, Erdoğan’a “Siz Öcalan’a her defasında Sayın Öcalan diyorsunuz. Siz Öcalan’ı bir parti lideri olarak mı görüyorsunuz” diye sordu. Salonda tansiyon yükselirken, avukatlar hep bir ağızdan “Bu dönemleri geçeli çok oldu sayın hakim” diye çıkıştı. Avukat Erdoğan da, Mahkeme Başkanı’na “Bana böyle bir soru soramazsınız” diyerek tepki gösterdi.
‘Sayın öcalan kanın durması için rol oynamıştır’
Avukat Erdoğan, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan ile ilgili talepler, protestolar suçlama konusu yapılmıştır. Müvekkillerimizin eylemlerinde hiçbir hukuka aykırılık yoktur. Sayın Öcalan bugün cezaevinde haksızlığa uğramıştır. Sayın Öcalan’a özel infaz kanunu uygulanmış, kişiye özel kanun çıkarılmıştır. Ömrünün sonuna kadar bir kişinin cezaevinde tutulmasını sağlayan infaz kanunu Sayın Öcalan’a özel çıkarılmıştır. Bu Anayasa ihlalidir. Bu Anayasa ihlalini protesto etmek Anayasal bir haktır. Dolayısıyla müvekkillerimizin eylemlerinde hukuka aykırılık yoktur. Sayın Öcalan her dönem bu ülkede kaosun yaşanmaması ve akan kanın durması için rolünü oynamıştır. Ne zaman üzerine düşen rolü oynaması gerekti ise, bu ülke halkları için en doğrusunu yapmaya çalışmıştır.”
Devamında cenazelere katılma, taziye ziyaretleri, canlı kalkan eylemlerine katılma, basın açıklamalarının suçlama konusu yapılmasının kabul edilemez olduğunu belirten avukat Erdoğan, iddianamede yer alan suçlamaların hukuk adına utanç verici olduğunu söyledi.
‘Savcılık resmi belgede sahtecilik yapmıştır’
Ardından diğer avukatlar da sırası ile mütalaaya karşı müvekkillerinin üzerlerine atılı suçlamalara ilişkin savunma yaptı. Avukatlar yaptıkları savunmalarla iddianamenin meşru bir iddianame olmadığının ortaya çıktığını söyledi. İlk günden bu yana yapılan savunmalarla iddianamedeki iddiaların mesnetsiz olduğunun ortaya çıktığını belirten avukatlar, Savcılığın yasal olmayan dinleme kayıtlarına iddianamede yer verdiğini, başını ve sonunu kestiği tape kayıtlarının iddianamede olmasının resmi belgede sahtecilik suçu olduğuna dikkat çekti. Avukatlar, iddianameyi hazırlayan savcının görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik yapmak suçlaması ile yargılanmasını isterken, tüm sanıkların tahliye edilmesini istedi.
Avukatların savunması ile devam eden duruşmaya ara verildi. Duruşma bugün devam edecek.