Tutuklandıktan 9 ay sonra tahliye olan ve yerine kayyum atanan DBP’li Hani Belediye Eşbaşkanı Abdurrahman Zorlu’ya “Örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Hani Belediyesi Eşbaşkanı Abdurrahman Zorlu hakkında siyasi parti ve belediyecilik faaliyetleri kapsamında 2009-2016 yılları arasında katıldığı yürüyüş, basın açıklamaları nedeniyle “Örgüt üyesi olmak”, 16 kez “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etme” ve “6136 Sayılı Yasaya Muhalefet” suçlarından 32,5 yıldan 65 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın karar duruşması görüldü. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya Zorlu mazereti nedeniyle katılmazken, avukatları hazır bulundu. Duruşmada ilk olarak söz alan savcı, daha önce verdiği mütalaadaki sevk maddelerince Zorlu'nun cezalandırılmasını istedi.
Davanın esası hakkında savunma yapan Zorlu'nun avukatı Velat Alan, mütalaaya katılmadıklarını belirterek, müvekkilinin görevinden kaynaklı etkinliklere katıldığı için "örgüt üyeliği" ile cezalandırılmak istenmesinin yasaya aykırı olduğunu vurguladı. Ardından söz alan Avukat Burhanettin Beşer, müvekkilinin DTK'de yürüttüğü faaliyetler, evinde yapılan aramada bulunan "yasak yayınlar", gizli tanık ifadeleri ve daha önce hakkında açılan bir dava nedeniyle yargılandığını hatırlattı.
‘100 bin telefon tapesi imha edildi’
Müvekkili hakkında ifade veren gizli tanık ifadelerine dayanılarak 8 kişi hakkında Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada beraat kararı verildiğini hatırlatan Beşer, "Müvekkilim Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmış olsaydı duruşma savcısı beraatını talep edecekti. Eşitlik ilkesi açısından bizce aynı dosyanın sanıkları başka mahkemeden beraat kararı alırken savcının cezalandırma talebi dikkate alınmamalıdır" dedi.
Müvekkilinin katıldığı DTK çalışmalarının suç olmadığını, DTK'nin yasal bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade eden Beşer, DTK soruşturması kapsamında 1,5 yıl boyunca dinlenen müvekkilinin 100 bin telefon görüşme tapesinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığı için imha edildiğini hatırlattı. Beşer, müvekkilinin katıldığı 20 yürüyüş ve basın açıklaması nedeniyle "Örgüt üyeliği" cezalandırılmasının hukuka uygun olmayacağını vurguladı. Davada müvekkilinin aleyhine olan tek hususun evinde bulunan ruhsatsız silah olduğunu dile getiren Beşer, müvekkilinin savunmasında bu silahın babasından kalma bir silah olduğunu söylediğini hatırlatarak, bu silahın kullanılmadığını söyledi.
‘Örgüt üyeliğini işlediği sabittir’
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, üzerine atılı "Örgüt üyeliği" suçunu işlediğinin sabit olduğu iddiasıyla Zorlu’ya 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, evinde izinsiz olarak silah ve mermi bulundurduğu gerekçesiyle Zorlu’ya 6136 Sayılı Ateşli Silahlar Yasasına Muhalefet etmekten 1 yıl 3 ay hapis ve 600 TL adli para cezası verdi. Daha sonra bu hapis cezasını erteledi. 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet suçundan da Zorlu’nun beraatına karar veren mahkeme, Zorlu hakkında hükmen tutuklama ve yakalama kararı vermedi. Karara tepki gösteren avukatlar, kararı İstinaf Mahkemesi'nde temyiz edecek.
Ne olmuştu?
Hani Belediye Eş Başkanı Abdurrahman Zorlu, 29 Eylül 2016'da Diyarbakır'da evine yapılan baskında gözaltına alınarak tutuklandı. Zorlu, tutuklandıktan sonra İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırılarak yerine kayyum atandı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 8 Haziran 2017'de görülen davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Davanın iddianamesinde, Türk savaş uçaklarının Roboski’de yaptığı hava saldırısında yaşamını yitiren 34 köylü için “Sözde kaçakçı” ifadesini kullanan savcı, Zorlu’nun bu katliamın protesto yürüyüşüne katılması suç unsuru olarak gösterildi. Savcı, 2011 yılında Hani’de düzenlenen Newroz kutlamasında giydiği yöresel kıyafetleri de delil saymıştı. Zorlu’nun evinde yapılan aramada bulunan bütün kitap, dergi ve gazeteleri iddianamede suç unsuru olarak gösteren savcı, suç delili gösterdiği kitap ve gazeteler arasında Öcalan’ın İmralı Adasında yazdığı savunmalar, 2009 yılında Kürt sorununun çözümü için devlete sunduğu “Yol Haritası”, Gazeteci Oral Çalışlar tarafından yazılan “Öcalan ve Burkay’la Kürt Sorunu” isimli kitaplarda bulunuyordu.
MA