İzmir Emek Demokrasi Güçleri’nin düzenleyeceği ‘OHAL Değil Acil Demokrasi’ mitinginin yasaklanması SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İzmir İl Eş Başkanı Aslıhan Oğurluoğlu, MYK Üyesi Cavit Uğur’un katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısıyla protesto edildi.
SiyasiHaber / İzmir
Açılış konuşmasını yapan Aslıhan Oğurluoğlu mitingin yasaklanmasıyla ilgili "Bugün mitingle bir araya gelecektik fakat Emek Demokrasi Güçleri'ne kapalı olan meydanlar AKP yandaşı sendikaya açık, bu sendika Konak meydanına bir yürüyüş gerçekleştirdi. Bugün bizlere yönelik yasakçı zihniyet ne kadar yükselirse yükselsin meydanları asla terk etmeyeceğiz" diyerek sözü Tülay Hatimoğulları'na bıraktı.
Hatimoğulları sözlerine 39 sene önce gerçekleştirilen Maraş katliamını anarak başladı. Hatimoğulları "Ne yazık ki Anadolu toprakları birçok Alevi katliamına tanıklık etmiştir; bugün de mevcut iktidar bir iç savaş potansiyeli anlamında Alevilere dönük saldırılarını sürdürmektedir. Bu katliamları kınıyoruz, tüm etnik kökenler Anadolu'nun çiçek bahçesinde özgürce yaşayana dek mücadelemiz devam edecek." ifadelerini kullandı.
OHAL mağduriyetleri vurgusu yapan Hatimoğulları "Meclis lağvedildi, sembolik bir meclisle karşı karşıyayız, ihraçlarla çok ciddi bir mağduriyet yaratıldı, akademiye dönük saldırılar özgür bilime ket vurmakta, ciddi bir beyin göçü yaratmakta, kadınlar zaten mevcut ataerkil sistem altında her gün ezilmekte, kadınlara, çocuklara yönelik saldırılar OHAL'le birlikte yüksek safhalara çıkmakta, kadınlar tanımadığı erkekler tarafından en basit ifadeyle giydiği kıyafet yüzünden taciz edilebilmekte, saldırılara uğramakta. Bu saldırgan halin acilen durdurulması, mağduriyetlerin acilen giderilmesi gerektiği aşikardır." diye konuştu.
Hatimoğulları HDP'ye yönelik tutuklamalar, gözaltı operasyonlarına değinerek "Hangi yapıya yönelik bu denli sistematik bir saldırı olsaydı asla ayakta kalamaz, yıkılırdı. HDP halkların, bileşenlerin gücüyle dimdik ayaktadır, ayakta kalacaktır." ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları Türkiye'nin çok ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak "AKP ekonomide bir büyüme rakamları açıkladı, adeta hormonlu bir ekonomiyi tekellerine geçirdikleri medyayla bize servis etmekte. Bu külliyen yalandır, karşımızdaki bir savaş bütçesidir, büyüme rakamlarının altında zamlar açlık ve sefalet yatıyor. Eğer iddia ettikleri gibi bir büyüme olsaydı enflasyon, faiz bu kadar yükselmezdi, halkımızın alım gücü bu kadar düşmezdi, bizler bu yalana inanmıyoruz" diyerek 'büyüme sözlerini' eleştirdi. Hatimoğulları Mann Davası'na atıfta bulunarak "Türkiye tipik bir Ortadoğu ülkesi yapılmak isteniyor; bu ülkelerde yönetim bir ailededir, tüm zenginlikler onun elindedir. Mann davasına Zarrab'ın itiraflarına bakınca AKP ailesinin başını çektiği dar bir ekibin zenginlikleri elinde tuttuğunu görmekteyiz." ifadelerini kullandı.
"AKP kendine bir çare bulmaya çalışıyor, onun yaşam iksiri 80 milyonu zehirliyor, bizler 80 milyon olarak AKP'nin faşizan yönetimine, tek adam rejimine karşı mücadele etmek zorundayız." ifadelerini kullanan Hatimoğulları şöyle devam etti:
"Bugün mitingimizi iptal ediyor, insanlara her türlü baskıyı yasaklamayı uyguluyor olabilirsiniz ama bütün bunlara rağmen bizler muhalif kesimler olarak en geniş demokrasi cephesini kurmak, büyütmek için mücadelemize devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları "Samandağ'daki aşiretler toplantısı konusunda ne söylemek istersiniz" sorusuna ise şöyle cevap verdi:
"Partimiz bu konuda bir açıklama yayımlamıştır. AKP daha önce de Türkiye'yi IŞID ve El-Kaide gibi cihatçı çetelerin ev sahipliğini yaptırdı, böyle bir toplantının Türkiye içinde yapılması akıl alır değildir. Özellikle Samandağ'da Arap-Alevi yoğunluklu bir toplumun yaşam alanında yapılmak isteniyor, bu tesadüf değildir, nasıl ki Reyhanlı katliamının '52 sünni vatandaşımız Arap Aleviler tarafından katledildi' şeklinde servis edilmesi yaklaşımdaki art niyeti gösteriyorsa bu toplantı da büyük bir provakasyonun habercisidir. Türkiye'de cihatcı çetelere, özellikle Samandağ'da asla izin vermeyeceğiz. Halkların kardeşlik bağları bu provokasyonları boşa çıkardı, çıkaracaktır. Oradaki sivil toplum kuruluşları 'bu toplantıyı yaptırmayacağız' demekte, toplantının acilen iptal edilmesini talep ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Cavit Uğur ise AKP'nin 'komşularla sıfır sorun' sözlerine atıfta bulunarak "Aslında doğusuna batısına, Milletler Cemiyetine savaş ilan etmiş; Türkiye'yi büyük çalkantıların, gerilimlerin içine sokmuş vaziyettedir. AKP OHAL'i yanlış politikalarını gidermek için kullanmaktadır. Bu kaostan çatışmadan çıkmanın yegane yolu demokrasinin acilen tesisinden, parlamenter rejime geri dönmesi, yargı bağımsızlığının ve güçler ayrılığının sağlanması ve bir normalleşme sürecine girmesinden geçmektedir. Diğer türlüsü hepimiz için felaket olacaktır." dedi.
OHAL uygulamalarının tehlikeli bir zemin yarattığını ifade eden Uğur "Belli ki AKP 2019 seçimlerini tek adam egemenliğini inşa etmenin harcı olarak kullanmak istemektedir. Buna karşı OHAL'in acilen kaldırılması, mağdurların haklarının iade edilmesi, gerçek suçluların yargılanması için yargı bağımsızlığının tesis edilmesinin en acil ihtiyaç olduğunu görmekteyiz." Diyerek demokrasiden aydınlıktan kaygı duyan tüm yurttaşların buna sahip çıkması gerektiğini belirtti.