Bugün, cezaevlerine ‘Hayata Dönüş’ adıyla 20 cezaevinde gerçekleştirilen ve 30 siyasi tutsağın yaşamını yitirdiği 19 Aralık Katliamı’nın yıl dönümü.
2000 yılının sonbaharında cezaevlerinde koğuş sisteminin yerine getirilmek istenen “F Tipi” cezaevi uygulamasına karşı çıkan siyasi tutuklu ve hükümlüler, 19 talep öne sürerek süresiz açlık grevi eylemine başladı. 20 Ekim’de başlayan açlık grevi, 45’inci günde ölüm orucuna dönüştürüldü. Eylemin büyüyerek devam etmesi üzerine 19 Aralık 2000 tarihinde 20 cezaevinde aynı anda “Hayata Dönüş Operasyonu” adıyla operasyon başlatıldı. Operasyon 3 gün sürdü. 3 günlük sürede 30’u siyasi tutuklu, 2’si asker olmak üzere toplamda 32 kişi yaşamını yitirdi. Saldırılar sırasında yüzlerce tutuklu yaralandı. Kimi mahpuslarda kalıcı hasarlar oluştu. 19 Aralık günü en büyük vahşete tanıklık eden cezaevi ise Bayrampaşa Cezaevi oldu. 14 saat aralıksız devam eden operasyonda 12 tutuklu ve hükümlü diri diri yakılarak öldürüldü. 14 saatin ardından cezaevinden geriye sadece enkaz ve onlarca yaralı kaldı.
Katliam ekranlardan milyonlara canlı olarak izletildi. Askerlerin tutsaklar tarafından öldürüldüğü iddia edilse de bunun gerçek dışı olduğu, askerlerin üzerinden yine asker kurşunları çıkınca anlaşıldı. Devlet kendi “güvenliği” altında bulundurduğu mahkumları kendi elleri ile hazırladığı kanlı bir operasyon içine sürükledi.
Dışarıda, operasyonu protesto etmek için yapılan gösterilerde 2 bin 145 kişi gözaltına alınırken, 58’i tutuklanmıştı.
Sonuç alınamayan dava süreçleri
Katliam sonrasında açılmak istenen davalar sürekli engellendi. 2010 yılında açılan davada, operasyonu gerçekleştiren Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) birliğinin sayısı ve kimlik bilgileri istenmesine rağmen bilgi gönderilmedi, bilgi göndermeyenler hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Operasyon sırasında kullanılan kimyasalların niteliğinin araştırılması talepleri de sonuçsuz kaldı.
Operasyona katıldığı tespit edilen 37 er hakkında dava süreci devam ederken, katliamın planlayıcıları ve komuta kademesinde yer alanlar tespit edilemedi.
Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden dava kapsamında ifade veren emekli bir uzman çavuş, Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyonda jandarmanın envanterinde bulunmayan değişik gaz bombaları kullanıldığını, kadın tutsakların teslim olmak isteyip jandarmadan kapıyı açmalarını istemesine rağmen kapıların açılmadığını ve rütbeli jandarmaların yanmakta olan koğuşlara atılan battaniyelere su yerine benzin döktüklerini anlatmıştı.
“Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında gerçekleştirilen operasyon sonrası “Devlet malına zarar vermek” ve “İsyan çıkarmak” ile suçlanan tutuklu ve hükümlülere ardı ardına davalar açıldı. Bu davaların büyük bir kısmının sonuçlanması ile tutuklu ve hükümlüler 2’şer yıla kadar ceza aldı. Ancak, 32 kişinin ölümü ve yüzlercesinin yaralanmasına sebebiyet veren katliamın asıl sorumlular hakkında gerçek bir yargılama süreci yürütülmedi.
Cezaevleri müdürüne madalya
F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve 'Hayata Dönüş Operasyonu' sırasında Cezaevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Ali Suat Ertosun'a 2004 senesinde hükümet kararıyla 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' verildi. Ertosun, madalyasını dönemin Adalet Bakanı AKP’li Cemil Çiçek'in elinden aldı.
Bayrampaşa davası 10 yıl sonra başladı
Bayrampaşa Cezaevi’yle ilgili ilk dava, olaydan 10 yıl sonra 2010’da açıldı. Eyüp Cumhuriyet Savcılığı’nın 37 er ve 2 astsubay sanık oldu. Daha sonra “Tufan Planı”yla ilgili 157 jandarma mensubuna “öldürme” ve yaralılarla ilgili “öldürmeye teşebbüs” suçlamalarıyla 12 Mart’ta ikinci dava açıldı. Sanıklar arasında üst düzey komutanlar da yer aldı. Bu dava Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Bayrampaşa Davasıyla birleştirildi. 157 sanıklı ikinci davada “Hayata Dönüş Operasyonu”nu yöneten, dönemin Jandarma Özel Asayiş Komando Birlikleri (JÖAK) Komutanı Albay Burhan Ergin de sanık olarak yer aldı.
Ümraniye davasında beraat kararı çıktı
2004’te operasyonun Ümraniye Cezaevi’yle ilgili kısmı için 267 askeri personele kapatılan Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi ve Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davada “Bora” ve “Atmaca” isimli operasyon planları da çıkmasına rağmen, bu planlarla ilgili hiçbir işlem yapılmadı. Üstelik sanıklar beraat ettirildi.
Askerler hakkında açılan dava ise Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Dava kapsamında yakalaması yapılmayan sanık askerlerden kaynaklı adeta dava yerinde sayıyor. Yılda 2 defa görülen duruşmanın her biri en fazla 10 dakika sürüyor.