HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, iktidar çevresindeki kimi kesimlerin Erdoğan sonrası için hazırlıklara başladığını söyledi. Bilgen, Erdoğan’ın Putin’le sık sık görüşmesine ilişkin “Cumhurbaşkanı haftalık Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve MİT müsteşarını nasıl kabul ediyorsa artık Putin ile böyle haftalık rutin görüşme trendine girmiş durumda” dedi.
Mezopotamya Ajansı’na çarpıcı açıklamalarda bulunan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, özellikle iktidar çevresindeki kimi kesimlerin Erdoğan sonrası için hazırlıklara başladığını ileri sürerek şunları söyledi: “İktidarı uzatmaya ve Erdoğan sonrasına hazırlık hamleleridir bunlar. Erdoğan’la mı yürünecek? Erdoğan’la yürünecekse kim Erdoğan’la yürüyecek? Erdoğan’sız olacaksa kim bu mirası devralıp yürütecek? AKP’nin kurucuları mı, 15 Temmuz’da Erdoğan’a sahip çıkan milliyetçi çevreler mi bu mirasa sahip çıkacak? Seçim takvimi biraz bu güç dengelerine, hesaplaşmalara, bu yeni buluşmalara ya da bu birbirlerine göz kırpmalara bağlı şekillenecek.”
‘Dış siyaset kimi kesimleri harekete geçiriyor’
Erdoğan sonrasına ilişkin hazırlıkların da sadece iç siyasetteki gelişmelerle sınırlı olmadığını ve bunun dış politika boyutunun da olduğunun altını çizen Bilgen, şunları ifade etti: “Dış politikadaki seyir ilginç… Türkiye’nin artık neredeyse Rusya ile haftalık olağan görüşme yapıyor, bu neredeyse iç hukukun bir parçası oldu, Cumhurbaşkanı haftalık Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve MİT müsteşarını nasıl kabul ediyorsa artık Putin ile böyle haftalık rutin görüşme trendine girmiş durumda. Bu Suriye’de söz sahibi olma çabası, son dakikada kırmızı çizgilerini dayatma arayışı ama sadece bir dış politikayla değerlendirilemez. Bu Türkiye içi ittifakları ve ilişkileri de etkileyecek. Hepimiz biliyoruz ki 15 Temmuz öncesinde başlayan ve 15 Temmuz’da açık bir şekilde ilan edilen bir başka arayış var. Zarrab davası ve AKP’nin buna gösterdiği ilgi, Zarrab’ın sağlığını neredeyse bütün Türkiye’nin gündeminden daha önemli ve öncelikli gördüklerini ilan eden tavırlar, iki günde 3 kez nota vermeler… Türkiye’de de toplumsal bastırma, OHAL yöntemleri ülkeyi yönetilemez hale getirdi.”