DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin OHAL Değil Demokrasi İstiyoruz” kampanyası kapsamında düzenlenen “Emek ve Demokrasi Güçleri OHAL’i Sorguluyor” başlıklı forum Ankara’da yapıldı. Forumda söz alan emek-meslek örgütleri, siyasi partiler ve demokratik toplumsal örgütler OHAL rejimine karşı tüm güçlerin ortak mücadelesinin önemini vurguladı.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin ortak yürüttüğü “OHAL Değil Demokrasi İstiyoruz” kampanyası kapsamında Ankara’da “Emek ve Demokrasi Güçleri OHAL’i Sorguluyor” başlığıyla bir Forum gerçekleştirildi. İMO Teoman Öztürk Salonu’nda gerçekleştirilen forumda yapılan sunumda ve katılımcıların konuşmalarında 16 aydır devam eden Olağanüstü Hal uygulamasının yarattığı tahribata işaret edildi ve toplumun geniş kesimlerinin OHAL’in derhal kaldırılması yönündeki taleplerinin ortak bir kanalda birleştirilmesi gerektiği vurgusu yapıldı.
“Emek ve Demokrasi Güçleri OHAL’i Sorguluyor” başlığıyla gerçekleştirilen foruma düzenleyici dört örgütün yanı sıra siyasi partiler ve diğer emek-meslek örgütleri ile demokratik toplumsal örgütler de katıldı. Forum, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB Genel Başkanlarının konuşmalarıyla başladı. DİSK adına Genel Başkan Kani Beko, KESK adına Eş Genel Başkan Aysun Gezen, TMMOB adına Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TTB adına Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel konuştu.
Ardından katılımcıların konuşmalarına geçildi. İlk olarak Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, sonra CHP milletvekili Şenal Sarıhan, onun ardından da Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları birer konuşma yaptı.
Verilen öğle arasından sonra aralarında Yeşil Sol Parti, Emek Partisi (EMEP), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖDP), Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi (TÖP-G), Mülkiyeliler Birliği, Diş Hekimleri Birliği ve çok sayıda emek-meslek örgütü ile siyasi örgüt temsilcileri söz aldı.
Beko: ‘Farklılıklarımızla bir araya geliyoruz’
DİSK Genel Başkanı Kani Beko konuşmasında, OHAL’e karşı yürüttükleri bu kampanyada Türkiye’nin her yerinde halkla paylaşarak, yan yana olma inancı ile yola çıktıklarını söyledi. Beko, Türkiye’nin 20 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL ile birlikte yeni bir rejim inşa sürecine sokulduğunu belirterek, iktidarın bu konuda niyetini gizlemediğini belirtti. Beko, “Burada önemli olan emekten, barıştan, demokrasiden yana güçlerin ne yapacağıdır. Bu karanlık gidişe karşı yakacağımız çoban ateşini ilan etmek için bir araya geldik. Farklı olabiliriz ancak bu farklılıklarımızla bir araya geliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sermaye temsilcileriyle gerçekleştirdiği toplantıda OHAL’i grevleri engellemek için kullandıklarına yönelik açıklamalarını hatırlatan Beko, 2017 yılı içerisinde 5 grevin engellendiğini, 25 bin işçinin hakkının gasp edildiğini belirtti. Beko sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolarlarını yurtdışına kaçıran oğul, dünür, barış isteyen akademisyenlerin kanıyla banyo yapmak isteyen mafya liderleri millet oluyor ama 6 milyon işsiz, hakkını isteyen işçi, emekçi, hayatı cemaatlerle mücadele ile geçen ve FETÖ ile ilişkilendirilen kamu emekçileri, işçiler millet olmuyor öyle mi? Siz her gün bir başka emperyalist ile iş tutabilirsiniz ancak bizim başka vatanımız yoktur. OHAL gidecek, demokrasi gelecek, bu güzelim ülke işçi ve emekçilerin olacaktır.”
Gezen: ‘Emek ve Barış mücadelesinden vaz geçmeyeceğiz’
KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de OHAL sürecinde 28 KHK ile 300 civarında yasada değişiklik yapıldığına dikkat çekti. 657 sayılı kanundan, eğitim öğretim sürecine, kış lastiğinden, kuaförlere pek çok alanda düzenlemeler yapıldığını belirten Gezen, “Araştırma görevlerinin kadroları bir gecede güvencesizleştirildi, terör tanımı genişletildi, muhalif olan herkes terörist ilan edildi ve savaş başlatıldı. Sendikal mücadeleye saldırılar arttı” dedi.
Kurulan OHAL komisyonun da işlevsizliğine vurgu yapan Gezen, komisyonun AKP’nin eliyle oluşturulduğunu ve emekçilerin lehine bir şey çıkmayacağını kaydetti. Önümüzdeki hafta yargılanmaya başlayacak barış akademisyenlerine de değinen Gezen, “Çocuklar ölmesin, düşünce özgürlüğüne ket vuramazsınız demişlerdi. Şimdi de yargılanmaları talep ediliyor. Ne ifade özgürlüğü, ne üniversite ne de barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Koramaz: ’15 yıldır işledikleri suçların hesabını vermekten korkuyorlar’
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise, gelinen sürecin AKP’nin hiçbir meşruiyetinin kalmadığını gösterdiğini söyledi. Koramaz, iktidarın ayakta kalması için baskı ve zulüm politikalarını artırmaktan başka çaresinin olmadığını belirterek, “15 yıldır işledikleri suçların hesabını vermekten korkuyorlar. OHAL’i de bunun için kullanıyorlar. İşçilerin grevleri yasaklanıyor. Kadın özgürlük talepleri bastırılıyor” dedi. Koramaz, TMMOB’ye yönelik baskıların özellikle referandumda yürütülen ‘Hayır’ mücadelesiyle daha da çok arttığını söyledi.
Koramaz; “Deprem toplanma alanları AVM yapılırken, Hasankeyf sular altında bırakılırken, şehirlerimiz biçimsiz gökdelenlerle doldurulurken, kentsel dönüşüm altında insanların barınma hakkı yok sayılarak evleri ellerinden alınıp bu alanlar villalarla doldurulurken bu ülkenin mimar, mühendis ve şehir plancıları sessiz kalamazdı. O yüzden yetkilerimiz elimizden alınmak isteniyor” dedi. Koramaz, susmayarak yapılanları teşhir etmeye devam edeceklerini söyleyerek, “Yıllardır işledikleri suçu bizlere yıkmaya çalışıyorlar. Emekçilerin, yoksul halkın istikbali onların istikbali ile bir olmayacaktır” dedi.
Tükel: ‘OHAL halkın sağlık hizmetine erişimini engelledi’
TTB Yönetim Kurulu Başkanı Raşit Tükel de OHAL’in sağlık alanındaki etkilerine değindi. Tükel, OHAL sürecinde halkın sağlık hizmetine erişimi ve nitelikli sağlık hizmetinin engellendiğini söyleyerek, “Tıp eğitimi ciddi anlamda engellendi. Hekimlere özel hastanelerde çalışma izni verildi ama bu hekimler bu sefer de ucuz işgücü olarak görüldü. Özel hastaneler aranarak çalıştırılmamaları telkin edildi. Sağlıkta piyasalaştırmanın ayağı olarak şehir hastaneleri ile taşeron çalışma yaygınlaştırılmaya, halkın sağlık hizmetlerine ulaşımı zorlaştırılmaya çalışıldı” dedi.
Hekimlerin mesleki değerleri çiğnenmeye zorlandığını da vurgulayan Tükel, gözaltı giriş ve çıkışlarında gerçekleşen muayenelerin emniyette yapılmaya zorlanması, raporlaştırma güçlükleri, mahpuslara kelepçeli muayene, işkence ve kötü muamelede hekimlere ciddi baskılar uygulandığını söyledi.
Aslan: ‘Hak ve özgürlükler yol edildi’
Forumda OHAL dönemine ait bilançoyu ortaya koyan raporu ihraç edilen akademisyenlerden Mutlu Arslan paylaştı. Arslan, bu süreçte akademik özgürlüklerin, sendikal hak ve özgürlüklerin yok edildiğini, emek ve meslek örgütlerinin hedef alındığını, basının susturulduğunu, toplumsal muhalefetin baskı altına alındığını, kamu personel rejiminin keyfileştirildiğini söyledi.
Kemalbay: ‘Emek, barış, demokrasi mücadelesini birlikte yürütmeliyiz’
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay konuşmasında OHAL ile mücadelenin sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ile mücadele olmadığını, ortak bir yaşamı hayata geçirecek bir demokrasi mücadelesi olduğunu söyledi. Kemalbay, “Kritik nokta, halkların ortak toplumsal yaşamını kuracak, emek, barış, demokrasi mücadelesini yan yana götürmektir” dedi. AKP’nin Kürt düşmanlığı üzerinden ayakta kaldığını hem içeride hem de dışarıda baskılarını artırdığını kaydeden Kemalbay, “AKP’nin elinden bu silahını almalıyız” dedi.
Sarıhan: ‘Barış, demokrasi olmadan gerçekleşmez’
CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan ise OHAL’in doğrudan doğruya yaşam hakkına yönelik bir müdahale olduğunu belirterek, “Devlet yurttaşlarına karşı cinayet girişiminde bulundu. Bütün olanakları ellerinden alındı. Yoksulluğa ve ölüme mahkum edildi” dedi. Birlikte mücadele vurgusu yapan Sarıhan, barışın inşasının demokrasi olmadan gerçekleşemeyeceğini söyledi.
Hatimoğulları: ‘Cesaret ve akılla yürüteceğimiz mücadeleyle OHAL’i kaldıracağız’
AKP, tıpkı birini uyuşturucuya alıştırır gibi toplumu OHAL’le, baskıyla, faşist rejimle yaşamaya alıştırmak istiyor. Ama çabaları, bu toplumun çoğunluğuna sirayet edemedi. Örneğin Referandum’da bu toplumun yarısından fazlası AKP’nin yerleştirmek istediği rejime karşı çıkmıştır. Faşist rejim koşullarında ne kadar susturulmaya çalışılsa da sesini bir şekilde çıkaran bir kesim daima oldu. Bu kesim, bizi başarıya taşıyacak olan toplumun vicdanının ta kendisidir.
AKP eski gücünü koruyamıyor. Gerek iç gerek dış siyasette iflas içindedir. Ortadoğu’da söyleyecek sözü kalmamıştır. Çünkü Kürt meselesini çözememiştir. Demokratik çözümden uzaklaştıkça daha büyük bir bataklığa sürüklendi. Batı ile ilişkileri iyice bozuldu. Ekonomide ise büyük bir krizin eşiğine geldi. AKP’nin bu zayıflıklarını bilerek mücadelemizi yükseltmeliyiz.
OHAL’e karşı bu kampanyanın 81 ile yaygınlaştırılması gerekiyor. Tüm örgütlü yapılar bu kampanyaya katılmalı. Cesaret ve akılla mücadele ederek OHAL’i ortadan kaldıracağız. Buna inanıyoruz.