Bölgedeki çatışmalı sürecin ve yaşanan hak ihlallerinin sonlandırılması için Ocak 2016’da yayımlanan “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı Barış Bildirisini imzalayan 1128 akademisyenin yargılandığı dava süreci bugün başladı.
“Terör örgütü propagandası” iddiasıyla haklarında dava açılan ve 7 buçuk yıl hapis cezası ile cezalandırılması istenen imzacı akademisyenlerin sayısı 150’yi aştı. Barışı savundukları için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde hakim karşısına çıkacak akademisyenlerin yargılama takvimi 5 Aralık’ta başlayıp Mayıs 2018’e kadar sürecek. 5 Aralık’tan itibaren her hafta Salı ve Perşembe günleri hakim karşısına çıkacak olan akademisyenlerin yargılamaları, 5 Eylül’de kurulan İstanbul 32, 33, 34, 35, 36, 37. Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yapılacak. Aralık ayı duruşmaları 7, 14, 19, 21, 26 Aralık tarihlerinde devam edecek. Haklarında dava açılan barış imzacısı akademisyenlerin okulları sırasıyla: Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ile başlamıştı. Kamudan devam edeceği düşünülürken vakıf üniversiteleri serisi başladı: Özyeğin Üniversitesi, Aren Üniversitesi, Kemerburgaz Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Işık Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi.
Dava öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler bir açıklama yaparak "barış talebi yargılanamz" dedi.
Barış Akademisyenlerine destek için adliye önüne CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, HDP Milletvekili Garo Paylan, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, TKP (KP) Merkez Komite Üyesi Aydemir Güler, CHP Milletvekili Sezgin Tarıkulu’nun yanı sıra Avrupalı vekiller, Eğitim Enternasyonali temsilcileri de dahil çok sayıda yurttaş geldi. Ayrıca Ankara’dan 50 akademisyen de destek için adliye önüne geldi.
Yurttaşlar ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz’ sloganı attı.
Dava öncesi ilk sözü alan Görkem Doğan, akademisyenleri yalnız bırakmayacaklarını vurguladı.
Daha sonra söz alan SES Eş Başkanı Gönül Erdem 5 Aralık’ı tarihin, ‘barışı savununan akademisyenlerin yargılandığı gün’ olarak yazacağını söyledi.
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin ‘Bizler bu davanın sanıkları değil yargıçlarıyız. Barış akademisyenleri bu toprakların kırk ayaklı karıncalarıdır. Bilimi savunmaya devam edeceğiz, dayanışmayı örgütlemeye devam edeceğiz ’dedi.
TTB'den Taner Gören, 'TTB olarak hocalarımızın yanında bulunuyoruz. Akademisyenler Bölgedeki çatışmaya dikkat çekmek ve bu metni imzaladılar. Şimdi Ağır Ceza'da yargılanıyorlar. 5 Aralık hukuk ve bilim adına kara bir gün.' dedi.
Adliye önündeki açıklamaya katılan SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, "Barış Çığlığını yükseltenlerin yanında olmaya, birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Açıklamaya ayrıca Galatasaray Üniversitesi öğrencileri de fularlarla destek verdi.
Basın açıklamasını hocalar sırayla okudu.
Barış Akademisyenleri adına okunan ortak açıklama şöyle:
11 Ocak 2016’da barış talebimizi dillendirdiğimiz ve hak ihlallerine karşı çıktığımız “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirinin yayınlanmasından bu yana birçok hukuk dışı uygulamaya maruz bırakıldık. Baskılar, linçler, gözaltılar ve tutuklamaların yaşandığı bu iki yıllık süreçte 500’e yakın imzacı arkadaşımız işlerinden edildi.
Bu baskıya, zulme ve adaletsizliğe karşı barış sözüzümüzde ısrarcı olduk. Öğrencilerimiz, demokratik kitle örütleri, feministler, LGBTİ örgütleri, ekoloji aktivistleri, Türkiye ve dünyadan sayısız insan hakları ve barış örgütleri ile akademisyenlerin yanı sıra sinemacılar, edebiyatçılar, sağlıkçılar, hukukçular gibi meslek gruplarıyla dayanışmayı ve umudu çoğalttık.
Arkadaşlarımız Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Meral Camcı ve Muzaffer Kaya’nın tutuklu kaldıkları süre içinde “adalet nöbetlerinde” ve 22 Nisan 2016’daki “adalet şöleni”nde yine burada Çağlayan’da hep birlikteydik. Hem idari soruşturmalarla gelen yıldırmalara, disiplin cezalarına, işten çıkarmalara, hem de OHAL dönemiyle hayatımıza bir hukuk garabeti olarak giren KHK’lere karşı omuz omuza direnişi büyüttük. Dayanışma akademileriyle “akademi susmayacak” dedik. Barış ve hakikat sözümüzde ısrarcı olduk.
Bugün barış talebimizden dolayı “terör propagandası yapmak” suçundan yargılandığımız davaların ilk gününde, aynı iddianame ile hepimize ayrı ayrı davalar açarak bizi yalnızlaştırma çabalarına inat, hep birlikte barış ve adalet sözümüzde ısrar ettiğimizi bir kez daha dillendirmek için buradayız. 7 Aralık’ta ve takip eden tüm dava günlerinde de burada olmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde, hakikati dile getirmekte ısrar ettikleri için tutuklanan, baskı ve şiddete uğrayan, gazeteci, avukat ve hak savunucusu arkadaşlarımızın, haksız yere soruşturmalara uğrayan, tutuklanan öğrencilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
Bugün burada, bir kez daha bilim insanlarının hakikati dile getirmelerinin önüne geçemezsiniz diyoruz. Barış istemek suç değildir. “barış talebi yargılanamaz” diyoruz. Bugün ve her gün “söz barışın” diyoruz.
Evrensel