AĞRI (DİHA) – Başbakan’ın Miting’inden sonra BDP adayı Sakık’a destek vermek için Ağrı’ya gelen Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Başbakan’ın “çocuklar kaçırıldı” iddialarına, ” Ülkenin yetkilileri iyi bilsinler ki Kürt Özgürlük Mücadelesi hiçbir zaman hiç kimseye zorla bir şeyi yaptırmıyorlar, yapmazlar” sözleriyle cevap verdi. Zana, 1990’larda 13 yaşında PKK saflarına katılan ve PKK tarafından geri gönderilmek istendiğinde “ben özgülüğüm için gelmişim siz beni gönderemezsiniz” sözleriyle talebi red eden dayısının oğlunun örneğini de verdi.
Ağrı’da Başbakan Erdoğan’ın katıldığı Dörtyol kavşağındaki miting alanından sonra, BDP çalışmalarına destek vermek için Ankara’dan gelen Bağımsız Diyarbakır Milletvekilli Leyla Zana’yı binlerce kişi karşıladı. Karşılama kısa bir süre içinde mitinge dönüşürken, Zana binlerce kişiye hitap etti. Sık sık “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Dizo Heso”, “Vur vur inlesin Heso dizo dinlesin” sloganları atıldı.
‘Mezar yapılan Agirî mezardan kalkacak’
Burada kitleye hitap eden Zana, “İlk defa Ağrı’ya geliyorum ama görüyorum ki Agirî’nin ateşi yüreğinizde gürlüyor” dedi. Ağrı isyanı sonrasında gazete manşetlerinde Ağrı Dağı mezara benzetilerek, “Kurdistan burada meftundur” sözlerine atıfta bulunan Zana, “85 yıl önce Ağrı’yı mezar yaptığını söylediler. Ama bugün Ağrı’nın mezardan kalktığı andır artık” dedi. “Sordum Ağrı’nın nüfusu ne kadardır diye yüz binin üzerinde ama Ağrı’nın tarihine baktığımızda yüz katı kadar, Çin sınırlarında bile yaşıyorlar” diyen Zana, “Bir kaç gün önce Çin’de yaşayan Kürtler ile ilgili haberi okudum. Yazılana göre Çin’de 3 büyük köyde 3 bine yakın insanlarımız orada yaşıyor. Onlara soruyorlar ‘siz nasıl 85 yıl önce Ağrı’dan çıktınız ve kendiniz gibi kalmaya başardınız?’ ‘Biz el ele verdik, sırt sırta verdik ve kendi birliğimizi yaratık ve böyle kalmaya söz verdik’ cevabını veriyorlar. Ağrı’da sizin birlik olup buradaki belediye yönetimini kendi kendiniz yönetmeniz gerekiyor. Biz kendi elimizle kendi yaramızı sarmamız gerekiyor. Siz kendi kendinize yetersiniz, artık bu sistemden hiç bir beklentimiz olmamalı” dedi.
Zana’nın PKK’ye katılan 13 yaşındaki dayısının oğlunun hikayesi
Özellikle Başbakan’ın konuşmasında dile getirerek malzeme yapmaya çalıştığı Diyarbakır’daki eyleme de değinen Zana, çocukların zorla kaçırıldığı iddiasına da, “ülkenin yetkilileri iyi bilsinler ki Kürt Özgürlük Mücadelesi hiçbir zaman hiç kimseye zorla bir şeyi yaptırmıyorlar, yapmazlar. 1990’larda dayımın oğlu 13 yaşında dağa çıktı. Arkadaşlar ona diyorlar ‘sen çocuksun aramızda kalamazsın, anne ve babanın yanına git’ dediler. Cihan 13 yaşındaydı. Örgütün yöneticilerine bakıyor ve diyor ‘Valahi bu örgüt hiç kimsenin babasının örgütü değildir, ben özgürlüğümün peşinden gelmişim. Ben burada kalıyorum ve hiç bir yere gitmiyorum’ diyor. Bunun için umarım öyle bir gün gelecek ki Cihan ve onun gibi çocuklar artık dağlarda değil halkının içinde bu halkın geleceği için mücadele etme günü gelir. Biz burada el ele verelim ve bu çocukların geçmişini onlara armağan edelim” diye konuştu.
‘O çocukların gitmesinin sorumlusu sensin’
“Başbakan’a da bir sözüm var, madem diyorsun o çocukları götürmüşsünüz getirin, biz de diyoruz madem bir adım atmışım diyorsun o adımın sonunu getir ki, anayasada düzenleme yap ki, toplumu çürüten bu uyuşturucu, bali, hırsızlık gibi şeylerin önünü alacak tedbirleri al ki söyleyecek şeylerin olsun” sözleriyle Başbakana seslenen Zana, “Sizin çocuklarınız özel okullarda, Avrupa’da okuyorlar, 3-4 dilli biliyorlar, özel yerlerde bulunduruyorsun, boş zamanlarında saz, gitar çalıyor; bizim çocuklar da sokaklarda boyacılık, selpak, simit satıyor. Yıkık barakalarda başını taşa koyarak uyuyor. Sen bu ülkenin Başbakanı’sın ben bir kere sorumluysam sen bin kere sorumlusun, sen ayırım yapamazsın” dedi. Başbakan’ın HDP’ye yönelik buyurgan dilini de eleştiren Zana, “Eğer emir ile olsaydı tüm padişahlar yerinde kalırdı. Sen Padişah değilsin, sen milletin oyu ile gelen oyu ile giden bir başbakansın. Eğer bu çocuklar yönünü dağa vermeş ise bunun sebeplerine bak. O çocuklar da karınları doysun, kendi anadilinde eğitim istiyorlar, özgür kimlikleri tanınmasını istiyorlar, sokaklarda işkence ve öldürülmesini istemiyor” şeklinde konuştu.
‘Bu halkın özgürlüğü için idamla yargılandık yine de yalmadık’
AKP’nin kritik yerlerde devreye soktuğu “BDP kazanırsa dükanlar kapatılacak” söylemlerine de cevap veren Zana, “Yeminle yalandır. Siz işinizi onurluca, şereflice yürütmeniz için, yıllardır biz açmıyız tokmuyuz, annemiyiz ya da babamıyız, çocuklarımız nerede, hangi sokakta yaşıyor demeden, sizlerin hizmetiniz için yolla çıktık. Bizi yolumuzdan etmeleri için bizi 125’nci madde ile yani idamla yargıladılar ama yinede onlara boyun eğmedik. Bize karşı çalışan kardeşlerime soruyorum, onlar mı dürüst yoksa bizler mi? Biz kaçmadık, çalmadık da, toplumu da kandırmadık, ısrarla özgür bir toplum, eşit yurttaşlık için mücadele vereceğiz dedik ve veriyoruz da” dedi.
‘Seçim zaferini şimdiden ilan ediyorum’
Zana’nın ardından alkışlar arasında konuşan BDP Ağrı Belediye Eş Başkan adayı Sırrı Sakık, “Aslında biz 30 Mayıs mitingimizden sonra zaferi ilan edecektik ama sağolsun Başbakan geldi onun mitinginden sonra seçim resmini ortaya koydu. Kürtçe diyorlar ‘Siwar hat û peya çû’.” dedi. Başbakan’ın Ağrı seçimlerine ilişkin değerlendirmelerini de hatırlatan Sakık, “Yukarıda Allah, aşağıda Ağrı halkı ve arkamda da Adliye binası var. Buradaki siyasetçiler, bürokratlar, resmi kurum temsilcileri, il ve ilçe seçim kurulu hakimleri, sonucu nasıl değiştirebiliriz diye el ele vererek Ağrı’yı kanatmak istediler, biz de sorun çıkmasın diye iptal olsun dedik. Şimdi yalanları ortaya çıkıyor, ne diyeceklerini şaşırdılar” dedi. Sakık, Ağrı’da uygulanan devlet şiddetine ve polis yığınağına tepki gösterdi.
‘Sizin yaptığınız terör değilde nedir?’
Parçalanmış bir gencin gömleğini göstererek, “Bugün Başbakan’ın korumaları biraz önce buradan giderken, bir genci zafer işareti yaptığı için üstünü başını parçaladılar. İşte terör budur, siz burada terör uygulayarak sonuç alamazsınız” şeklinde konuştu. Başbakan’ın “bunlar baskıyla oy alıyorlar” sözlerine karşılık kitleye, “Eğer siz baskı ile bize bir tek oy verirseniz, şereften haysiyetten pay almamışsınız” diye seslenen Sakık; “Biz mücadelemiz ile biz inancımızla halkımızdan oy talep ediyoruz. Siz gelip senin Dışişleri Bakanın gelip eğer oy vermezseniz buraya yatırım yapmayız diye tehdit ediyorsun” şeklinde konuştu.
‘Başbakan bozuk plak gibi tek millet diyor’
30 Mayıs’ta Ağrı’da yapacakları mitinge herkesi katılmaya çağıran Sakık, Başbakan’ın Ağrı’da Kürtlerin gözleri içine bakarak tekrarladığı “tek millet” sözlerine de tepki gösterdi. Sakık “Ey başbakan! Eğer biz tek milletsek 30 yıldır kavgamız niye? Niye ölüyoruz, biz Kürt halkıyız, Kürt halkının kimliğini kabul edeceksiniz. Kürt halkı bir realitedir Kürdistan bir realitedir. Sen Kürdistan’ı da kabul edeceksin, sen Kürt halkını da kabul edeceksin, onların taleplerini de kabul edeceksin” diye konuştu.
(aht-ea/kk)