CHP, “Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı”na muhalefet şerhinde, “Piyasayı din eksenli yönlendirir” ifadelerini kullandı
CHP, “Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı” hakkında muhalefet şerhini hazırladı. Şerhte, tasarının helal-haram ürün tartışmasını yoğunlaştıracağı ve piyasadaki ürünlerin kalitesinden çok bu yönüyle öne çıkmasına neden olacağına dikkat çekildi. Hükümet, tasarı için “1.8 milyar Müslüman nüfusun helal ürün ve belgelendirmeye ihtiyaç duyması” gerekçesini gösteriyor.
BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, CHP’nin Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu üyeleri komisyonda görüşmeleri tamamlanan tasarıya muhalefet şerhinde, yeni gerici uygulamalara dikkat çekti.
“Helal-haram ürün ya da hizmet” tartışmasının iç piyasalardaki ürün ve hizmetlerin kalitesinin önüne geçerek piyasadaki algıyı din eksenli olarak yönlendirme ihtimalinin bulunduğu belirtilen muhalefet şerhinde, pazar ve maliyet sorunu yaşayan birçok üreticinin doğrudan etkileneceği ifade edildi.
‘Ekonomimiz yeni bir krizin eşiğinde’
CHP’li komisyon üyeleri, muhalefet şerhinde özetle şu itirazlarda bulundu:
Ekonomimiz ithalata, tüketime ve borçlanmaya, sıcak paraya dayalı olarak yürütülmüş, piyasalar yeni bir krizin eşiğine gelmiştir. Akreditasyon Kurumu’na ayrılacak bütçe ve tasarıda Kuruma tanınan muafiyetler, maaşlar, harcırahlar, bina ve makam giderleri, kanuni ayrıcalıklar nedeniyle yeni bir giderin ve israfın eşiğine getirilmektedir. Tasarının daha fazla ürün ve hizmet ihracatı yapmayı hedeflediği Müslüman nüfus yoğunluklu pazarda ülkemizin söz sahibi olması ortak hedefimizdir. Ancak bu hedefe böyle bir kurumsal yapıyla, mevcut ekonomi yönetimi anlayışıyla ve dış politika tutarsızlıklarıyla ulaşılamayacağına inanıyoruz.
‘Lider ülke iddiası gerçeklikten uzak’
AKP eliyle ülkemize yaşatılan krizler göz önüne alındığında, “İslami ürün ve hizmet pazarının lider ülkesi olma” iddiası gerçeklikten uzaktır. Müslüman nüfus yoğunluklu coğrafyanın ve Batı ülkelerinde yaşayan Müslüman nüfusun ülkemize olan ticari güveni ve siyasi saygınlığımız bu iktidar döneminde erimiştir. Tasarı, bu hedefi göz önüne alındığında bizzat iktidarın hataları yüzünden, sorun yumağıyla doğmaktadır.
‘İnandırıcı değil’
İhracatımızın en yoğun yaşandığı Batılı ülkelerle sorunlarımız büyürken, Müslüman yoğunluklu nüfusun olduğu birçok devletle diplomatik krizler sürerken, tasarıda belirtilen amaçlara kısa sürede ulaşmak ve bu krizleri çözmeden elli personelle göreve başlayacak Helal Akreditasyon Kurumu’na ağır sorumluluklar yüklemek gerçek dışıdır ve inandırıcı değildir.
Ayrımcılığı körükler’
Tasarı, ihracatçılarımızın, üreticilerimizin pazardan elde edebileceği ekonomik, finansal, ticari getirileri somut verilerle analiz etmekten uzak kalmıştır. Konunun lojistik, finans, tekstil, turizm, kozmetik gibi geniş başlıklardaki üretim ve hizmetlerin iç piyasalarımızda hangi etkileri doğuracağı yönündeki ısrarlı sorularımız tatmin edici biçimde yanıtlanmamıştır. Bu Kurumun “haram-helal” tartışmasının odağı olacak bir piyasa yaratacağı, ayrımcılığı körükleyeceği hususu dikkate alınmamış ve göz ardı edilmiştir.