SYKP: “Üstümüze gelen bu zifiri karanlığa karşı hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz. Ankara saldırısının ikinci yılı vesilesiyle kaybettiğimiz canlarımızı, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, onların uğruna canlarını verdikleri demokrasi ve özgürlük mücadelesini daha da güçlü biçimde sürdüreceğimize söz veriyoruz.”
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkez Yürütme Kurulu’nun 10 Ekim Ankara katliamının 2. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “İnşa edilmeye çalışılan Faşist Diktatörlüğün yolu, aslında bu bombalı saldırılarla döşenmeye başlamıştı. Muhalefet eden, demokrasi isteyen, iyiden ve güzelden yana olan insanlar susturulabilsin, sokağa çıkamasın ve korku, tedirginlik, endişe her şeye hakim olsun diye bu bombalı saldırıların tasarlandığı şimdi daha iyi anlaşılıyor” denildi.
SYKP’nin açıklamasında “Günümüz koşulları iki yıl öncesine göre çok daha ağırdır ve faşizmin inşasında çok mesafe alınmıştır” tespitinin ardından şu ifadeler kullanıldı: “Ama yanılıyorlar! Sadece sosyalistler, devrimciler değil, demokratik ve muhalif güçler de bütün bu saldırılara, tehditlere rağmen susmuyor, sinmiyor, teslim olmuyor ve olmayacak da. Üstümüze gelen bu zifiri karanlığa karşı hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
Ankara saldırısının ikinci yılı vesilesiyle kaybettiğimiz canlarımızı, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, onların uğruna canlarını verdikleri demokrasi ve özgürlük mücadelesini daha da güçlü biçimde sürdüreceğimize söz veriyoruz.
Onların demokrasi, barış ve özgürlük isteyen seslerini meydanlardan, sokaklardan eksik etmeyeceğiz.”
SYKP Merkez Yürütme Kurulu’nun 10 Ekim Ankara katliamına ilişkin açıklamasının tamamı şöyle:
Ankara’da DİSK, KESK, TTB, TMMOB öncülüğünde, siyasi partiler ve devrimci-demokrat kurumların katılımıyla düzenlenen “Emek Barış Özgürlük Mitingine” yapılan alçakça saldırının üzerinden iki yıl geçti.
AKP-Saray iktidarı tarafından Suriye savaşında Esad rejimine karşı eğitilen, kollanan ve lojistik destek verilen kanlı cihat örgütü IŞİD’in gözü dönmüş katilleri tarafından gerçekleştirilen bu bombalı saldırıda; 102 arkadaşımız, yoldaşımız yaşamını yitirmiş, 500 civarında insanımız ise yaralanmıştı.
Demokrasi talebiyle mitinge katılmak için ülkenin farklı yerlerinden gelerek Ankara tren garının önünde bekleyen kitleye bombayla saldıran insanlık düşmanı iki cani, güya polis tarafından aranıyordu. Daha sonraki süreçte ortaya çıkan bilgiler, poliste kayıtları olan bu canilerin kendi kimlikleriyle otellerde konakladıklarını, yolculuk yaptıklarını ortaya koymuştu.
Daha önce Suruç’ta yine savaş karşıtı, demokrasi talep eden genç insanlara yapılan saldırıda da 34 insanımız ölmüş, 100’den fazlası ise yaralanmıştı.
İnşa edilmeye çalışılan Faşist Diktatörlüğün yolu, aslında bu bombalı saldırılarla döşenmeye başlamıştı. Muhalefet eden, demokrasi isteyen, iyiden ve güzelden yana olan insanlar susturulabilsin, sokağa çıkamasın ve korku, tedirginlik, endişe her şeye hakim olsun diye bu bombalı saldırıların tasarlandığı şimdi daha iyi anlaşılıyor.
İstanbul’da turist gruplarına yapılan saldırılar dışında; Diyarbakır mitingi, Suruç, Ankara “Emek Barış Özgürlük Mitingi”ne, Gaziantep’te bir düğüne yapılan saldırı ve diğer saldırıların tümü, demokrasi güçlerine yapılan saldırılardır ve sonrasında ortaya çıkan belgeler bu saldırıların göz göre göre, kolluk kuvvetlerinin göz yummasıyla gerçekleştirilmiş olduklarını bize gösteriyor.
AKP-Saray iktidarı, Ankara saldırısı sonrasında, diğer saldırılarda olduğu gibi saldırıyı gerçekleştirenlerin ismini günlerce telaffuz edememiş; “kokteyl saldırılar” gibi muğlak ve hedef saptıran, daha geniş yığınların hassasiyetlerini kaşıyan, yanılsamalar yaratan açıklamalarıyla IŞİD’i korumaya çalışmıştır.
Günümüz koşulları iki yıl öncesine göre çok daha ağırdır ve faşizmin inşasında çok mesafe alınmıştır. Başta HDP Eş Genel Başkanları olmak üzere halkın vekilleri, gazeteciler, binlerce siyasetçi cezaevlerinde; muhalif dergiler, gazeteler, TV’ler kapatılmış; saldırılar her alanda artarak sürmekte ve toplum bir bütün olarak teslim alınmaya çalışılmaktadır. Ama yanılıyorlar! Sadece sosyalistler, devrimciler değil, demokratik ve muhalif güçler de bütün bu saldırılara, tehditlere rağmen susmuyor, sinmiyor, teslim olmuyor ve olmayacak da. Üstümüze gelen bu zifiri karanlığa karşı hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
Ankara saldırısının ikinci yılı vesilesiyle kaybettiğimiz canlarımızı, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, onların uğruna canlarını verdikleri demokrasi ve özgürlük mücadelesini daha da güçlü biçimde sürdüreceğimize söz veriyoruz.
Onların demokrasi, barış ve özgürlük isteyen seslerini meydanlardan, sokaklardan eksik etmeyeceğiz.
10 Ekim katliamında ölenleri unutmayacağız, unutturmayacağız!