Kalabalıktan rahatsız olan Mahkeme Başkanı, CHP’li vekilin sözüne kızdı ve kısa süreliğine salonu terk etti. Kadri Gürsel’e tahliye isteyen üye hakimin ise ‘raporlu’ olması dikkat çekti.
Cumhuriyet Gazetesini davası kapsamında "Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek"le yargılanan Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Yayın Danışmanı ve yazar Kadri Gürsel, muhabir Ahmet Şık ve muhasebe çalışanı Emre İper İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmaya devam ediyor.
Bir önceki duruşmanın geç bitmesi nedeniyle saat 14.30'da başlaması gereken duruşma ancak 15.30'dan sonra başlayabildi. Silivri'de görülen bir önceki duruşmada Kadri Gürsel'in tahliyesi yönünde oy kullanan Üye Hakim Ramazan Çiçek'in bu duruşmada raporlu olması dikkat çekti.
Duruşma salonu hınca hınç doldu.
Artı Gerçek’ten Fatma Yörür’ün haberine göre, salondaki yoğunluk üzerine ayakta kimse kalmamasını isteyen Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ'a yanıt veren CHP Milletvekili Mehmet Tüm, "Ben milletvekiliyim izlemeye hakkım var" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı "O halde kararımı şu şekilde alırım. Salonda üç avukat bulundurma hakkı var. Ben de onu uygulayacağım. Ara veriyorum" dedi ve salonu terk etti. Ancak kısa bir süre sonra geri döndü ve duruşmayı başlattı.
Duruşmada daha önceki duruşmaya gelmeyen tanıklar Alev Coşkun, Rıza Zelyut ve Fatih Aytuğ dinlenecek. Mehmet Faraç'ın bu duruşmaya da gelmemesi dikkat çekti.
Kimlik kontrolüyle başlayan duruşmaya SEGBİS’le ilk katılan, @JeansBiri adlı hesabın sahibi olduğu iddia edilen, Ahmet Kemal Aydoğdu’nun savunmasına tanık olan Fatih Aytuğ, sanığı önceden tanımadığını, tesadüfen tanıştıklarını söyledi. Tanık “2011 Ağustos’unda Fatih kolejinde öğretmen olan Kemal Aydoğdu ile Olimpiyat seminerleri kapsamında tanıştığını” söyledi.
Daha sonra Kemal Aytuğ ile Antep'te tesadüfen karşılaştığını söyleyen Fatih Aytuğ, şöyle devam etti:
"Temmuz sonu gibiydi. Sözleşmem yenilenmedi. O da işinden ayrılmıştı. Bir yerde oturduk. O okullarda çalışanlar gözaltına alınırken insanlar bize iş vermedi. İş ihtiyacımız var ne yapabiliriz diye konuştuk. Özel ders verebiliriz dedik ve bir ev tutalım dedik.
Yakalandığımız ev burasıydı. Ama özel ders veremedik. Evde eksikler vardı, mobilya vs. Tamamlayamadık. Ama özel ders veremedik. Eylül sonu gibi tam hatırlamıyorum. Gözaltılar oldu, süreç ilerledi. Evimde aramalar oldu. Bizim evde kalıyordu Ahmet bey. Kontratı o imzalamıştı ustaları getirip götürüyorduk. Eşyaları tamamlamaya çalışıyordu. Ahmet bey için sıkıntı yoktu ama benim evime aramaya gelmişlerdi, tutuklanma korkusu yaşıyordum. Ailemi memlekete gönderdim."
İşsizlik üzerinden savunma veren Aytuğ’un evinde bulunan 238 bin dolar ve para sayma makinaları soruldu. Aytuğ, bu parayı kabul etti ve 20 yıllık birikimi olduğunu söyledi.
Alev Coşkun: Bizim davamızın bu davayla hiçbir bağı yok
Aytuğ'un ardından iddia makamının tanıklarından eski Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Alev Coşkun tanık olarak çağrıldı. Alev Çoşkun’a dava hakkında bilgilendirme veren mahkeme başkanı, sözü Çoşkun’a bıraktı.
Alev Çoşkun: Tanıklığımın önemini biliyorum. Cumhuriyet 95 yıllık bir kurum, Gazi Mustafa Kemal’in dostunun kurduğu Cumhuriyet gazetesinin 1992 yılında, toplantısında Cumhuriyet Yönetim Kurulu başkanlığına seçildim ve bu görev 16 yıl sürdü. Ardından İlhan Selçuk’un onayıyla Cumhuriyet Vakfında görev aldım. 22 yıllık bu görevim.
İlhan Selçuk vefat edince bir hareket başladı. 2 Nisan 2013’te vakfın bir üyesinin vefatıyla (Aydın Aybay) bunun ardında yapılan seçim Cumhuriyet Vakfı için bir kırılmadır.
Bu seçimlerde bazı usulsüzlükler olduğunu savunan Çoşkun, 2016 şubat ayında 1. Asliye Hukuk mahkemesinde dava açtıklarını belirterek "Bu dava bir buçuk yıl sürdü dedi. Dava sonun 2 Haziran 2017’de bizim iddiamızın doğruluğu mahkeme tarafından kayıt edildi. Şu an görülen bir ceza davası, cumhuriyet vakfı sorumluluklarıyla ilgili bir dava. Vakıf mallarının özenli bir şekilde yönetilmemesiyle birlikte görevi kötüye kullanmaktan dava açtık görüldüğü gibi bizim davalarımızın bu dava ile hiç bir bağı ya da ortaklığı yoktur. Biz buna ilk günden itiraz ederek bu tutukluluğa karşı olduğumuzu söyledik" diye konuştu.
'Bu arkadaşlardan FETÖ'cü olmaz'
Coşkun şöyle devam etti: "Bu dava üzerinden bana yapılan algı operasyonu var. Aydınlık Gazetesi yazarı olduğum iddia ediliyor. Ben aydınlık yazarı değilim.
Cumhuriyet gazetesi yıllardır 'Hukukun üstünlüğü' diyor. Ben bu süreçte bugün tutuklu olan arkadaşlarımla beraber çalıştım onların çalışmasını hiçbir zaman inkar etmiyorum.
Can Dündar'la oturup kahve içmişliğim yok. Ama Can Dündar'ın düşünce kodunu bilirim. Onun üzerine yazmış bir insanım. Ahmet Şık'ı tanımıyorum, yazılarını bilirim sadece… Kadri Gürsel'i tanırım, kahve içmişliğim yok ama tanırım. Akın Atalay'la yıllarca aynı koridorda çalıştık
Ben tüm bu arkadaşlarımla beraber çalıştım. Bu arkadaşlardan terör örgütü olmaz, bu arkadaşlardan FETÖ’cü olmaz. Mahkemenizden talebim bu arkadaşların tutuksuz yargılanmasıdır
Duruşmaya büyük ilgi
Duruşmayı, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, milletvekilleri Barış Yarkadaş, Gürsel Tekin, Mahmut Tanal, Nurhayat Kayışoğlu, İbrahim Özdiş, Erdoğan Toprak, Mehmet Gökdağ, Eren Erdem, Ali Şeker, Hilmi Yarayıcı, Gamze Akkuş İlgezdi, Erdin Bircan, Necati Yılmaz, Mehmet Tüm, Gülay Yedekçi, İlhan Cihaner, Hürriyet Kaplan, Ali Haydar Hakverdi, Bülent Bektaşoğlu, Bülent Öz, Ömer Fethi Gürer, Nihat Yeşil, Yakup Akkaya, Atilla Sertel, Sezgin Tanrıkulu, Musa Çam, Sibel Özdemir, Onursal Adıgüzel, PM üyeleri, Kadir Öğüt, Tuba Torun, Ferhan Sürekçi, CHP YDK Üyesi Turan Aydoğan, CHP İstanbul İl Disiplin Kurulu Başkanı Deniz Güneş, CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin, CHP Ümraniye İlçe Başkanı Cafer Çakmak, Kültür eski Bakanı Ercan Karakaş ile HDP milletvekili Garo Paylan'ın da aralarında yer aldığı çok sayıda siyasi de izliyor.
Tutuklu gazetecilerin yakınları ve arkadaşlarının yanı sıra PEN, Uluslararası Af Örgütü ve uluslararası basın ajansları da duruşmayı takip ediyor